“AB dayattığı için değil milletimizin ihtiyacı olduğu için yaptık” (Erdoğan’ın yargı reformuna dair kurduğu cümle)
“Sevmediğinin doğrusuna inanmaktansa, sevdiğinin yalanına kanmak….”
TARİHİYLE BİRLİKTE HATIRLAYALIM MI OLAYI SAYIN METİN FEYZİOĞLU?
10 MAYIS 2014…
Başbakan Erdoğan’la birlikte Danıştayın 146. kuruluş yıl dönümü törenindesiniz. Uzun ve siyasi konuştuğunuz gerekçesiyle Erdoğan tepki göstererek, “25 dakika Başkan konuşuyor, 1 saat sen konuşuyorsun. Edepsizlik yapıyorsun, yeter artık. Baştan aşağıya siyasi konuşma yapıyorsun. Yalan konuşuyorsun” deyip Danıştay başkanını ve Cumhurbaşkanını peşine takıp salonu terk etmişti.
O gün orada, sizin özellikle “Edepsizlikle” suçlanmanız bizlerin çok gücümüze gitmişti. (Hala ulaşılır durumda o görüntüler. Meraklısı halâ izleyebilir)
NE ÇOK BALIK HAFIZALIYIZ DEĞİL Mİ?
Daha da acısı ne biliyor musunuz; bu olaydan sonra siz il-il dolaşırken bizler de sizi avuçları patlayana dek alkışlamıştık.
Ne var ki, sizin bu son alkışınız tokat gibi indi suratlarımıza… “Ne çok kırmızı pasaport meraklısıymışsınız?” demeden edemedi görenlerin seyredenlerin.
*
Cüppesinin önünü iliklemeye çalışan yüksek yargıç ve dönemin cumhurbaşkanı ile birlikte sizin konuşmanızı protesto için salonu terkettikleri anı siz o gün yaşadınız… O günden bu güne hukukta ne değişti de salonda alkış adına “amigo” rolünü üstleniverdiniz birden?
Oysa geçmişte yaşananları en iyi sizin bilmeniz gerekmiyor muydu?
Hiçbir gerekçe o “yandaşca – candaşca alkışınızın gerekçesi olamaz
Zira o günden bu güne “iyi” adına değişen hiçbir şey yok!…
Aksine, o günden bu güne yargının geldiği konumu en iyi sizin bilmeniz gerekmiyor mu?
”nerede hani, o demokrasinin vazgeçilmezi… Yasama yürütme, yargı bağımsızlığı” diye sormanız gerekirken alkışa anlam vermek mümkün mü?
Tek kişinin hakimiyet sürdüğü bir sistemde, sıradan bir hukukçu bile kendisine vadedilen bir “ikram” uğruna sizin davranışınızı sergileyemezdi. Ayıptır. Sadece bir kesime tanınan bir ayrıcalığa rıza göstermek bile ayıptır ayrıca…
Hukukun ve hukukçunun hele ki, binlerce hukukçunun temsilcisi kişi “balık hafızalı” davranırsa, ne kalır ki geriye hukuk, demokrasi, özgürlük, güvence, adına!…
Haddini aşan bir soru olmasın ama; beklentiniz demeyelim ama, amacınız nedir?
Bir eğitimci olarak çok yaraladı beni bu davranışınız!…
Hele ki alkışa mazeret yaptığınız gerekçeler daha da derinleştirdi yaramı…
Oysa demokrasi adına il il gezerken ben de alkışlamıştım sizi!…
Hep mi aldanacağız be yahu!…
Hep mi aldatılacağız be yahu!…
*
Bakın Sayın Feyzioğlu;
Bir hukukçuya, hele ki adının önünde bilimsel o sıfatı taşıyanA “hukuk satmak” gibi bir niyetimiz olamaz. Bu ne haddimiz, ne de hakkımız. Ancak, umutlar bağlanmış büyük bir kitlenin başındaki kişinin takındığı olumsuz tavra karşı da sessiz kalıp “dilsiz şeytan” olmayı da hem kendi onuruma hem de eğitimci kimliğimin onuruna yakıştıramam.
Alkışınızın gerekçesini, öz olarak, getirilecek demokratik hak ve özgürlükler adına hukuk düzenlemesi olduğunu gösterdiniz değil mi?
Peki de, hukuk adına temsil ettiğiniz o büyük kitle adına, onlarca başlık altında sunulan çok maddeli o “refom paketine ilişkin şu sorulardan bazıları bari geleydi aklınıza:
* 17 yıldır, binlerce can, o“işlemeyen hukuk” yüzünden cayır cayır yanarken, acı çekerken akla gelmeyen hukuk, birden bire ne oldu da düşüverdi gündeme?
* “Adalet temeli çürük hiçbir devletin uzun süre ayakta kalma şansı yok” diyen Cumhurbaşkanı’na, soraydınız bir; “Cumhuriyet’in bu güne kadar aldığı yaralarla çürümedi mi o direk?”
* “Savunma hakkının etkin kullanımının sağlanması” maddesi kürsüden ifade edilirken, “peki, savunma salonundan cezaevine yollanan avukatlar ne olacak – Savunmaları dikkate alınmazken, gizli tanıkların yalan ifadeleri ile yakılan canlar ne olacak… Hele ki, kendi makamını unutup, “Bu davaların savcısıyım” diyerek hukuksuzluklara arka çıkışlar ne olacak?” diye sormak da mı aklına gelmedi?
İçimize sindiremesek de“Sevmediğinin doğrusuna inanmaktansa, sevdiğinin yalanına kanmak….” Dememiz bundan.
* Pakette yer alan,“amaç insan kaynaklarının nitelik ve niceliğinin artırılması” maddesine dair bari bi’şey soraydın “Banka yönetim kurullarına yapılan son atamalarda bankacılıkla hiç ilgisi olmayanlar kişilerin atamalarında niye uygulanmadı nitelik ve nicelik liyakat… ?”
Nitelik, nicelik, liyakat ve benzeri değerlerin hukukta yeri yok mu yoksa?
Hepsi bu mu; Sayın Feyzioğlu? Bir kitaba sığmaz o alkışın yüreğimizde açtığı yaraların sayım dökümü…
Bak Sayın Feyzioğlu; özellikle hatırlatalım: Yana yakıla soruyordun bir zamanlar; “Siz ne yapmak istiyrsunuz Sayın Cumhurbaşkanı?” Ne miydi o?
696 Sayılılı KHK idi o!… Herkese devlet adına “suç işleme yetkisi vermek” demekti o.
Ne diyordu o 696 sayılı kararname, bak: ““15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında karar alan, karar veya tedbirleri icra eden, her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler ile olağanüstü hal süresince yayımlanan kanun hükmünde kararnameler kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz.”
Üstelik bu kararname yetmemişti de bir de ek yapılmıştı;
“Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına, veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır.” Yani; ”Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına, veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın (sivil, hatta, sokaktan kişiler bile) bu görevleri yerine getiren kişilerin bu karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz.
Yasa hükmünde O Kararname hala yürürlükte!.. O (yasa(!) orada durdukça neyin hukuku, neyin demokrasisi, Neyin reformu?
REFORM, YAZILAN DEĞİL, KAFADAKİDİR!…
Aynı Feyzioğlu, ayni Cumhurbaşkanı’nın amigosu olmuş şimdi alkışlara öncülük ediyor.
İki Feyzioğlu’ndan birisi bizi aldatıyor!…
Ama hangisi?
OYSA DEMOKRASİ ADINA İL İL GEZERKEN BEN DE ALKIŞLAMIŞTIM SİZİ!…
HEP Mİ ALDANACAĞIZ BE YA!…
HEP Mİ ALDATILACAĞIZ YAHU!…