Sevgili okurlarım. Bundan 104 yıl önce, 23 Nisan 1920 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından açılmış bulunan, Türkiye Büyük Millet Meclisi bayram olarak çocuklarımıza armağan edilmiştir. Bu güne gelişimize baktığımızda, görmüş olduğumuz gerçek şu ki; 104 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu küllerinden kalan bir yurt parçasını düşman işgalinden kurtarmak için, topyekûn milletçe bir ateş topu haline getiren, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün azim ve kararlığına borçluyuz. Bu azim ve kararlığın içersin de yer alan silah arkadaşlarına, kahraman ordumuza ve o günün kadın erkek savaşçılarına borçluyuz. Hepsini minnet ve şükranla anıyorum.
Sevgili okurlarım. Bu günün sonsuza kadar taşınması için, çocuklarımıza bu bilincin verilmesi gayreti içerisinde olmalıyız. Aynı zamanda, çocuklarımıza kendilerine emanet edilen değerleri ve emanetlerin büyüklüğünü de anlatmalıyız. Çünkü devletimizin, cumhuriyetimizin temel değerlerine ve milletimizin bütünlüğüne yönelik saldırılar bugün olduğu gibi, yarın da devam edebilir. Bu itibarla, gelecek nesillerin uyanık olmaları gerekmektedir. Ülkemize düşmanca saldıranlara karşı, ülkemizin korunması için hazırlıklı olunması gerçeği, çocuklarımıza anlatmalı ve yüklendikleri emanetin sorumluluğunu bugünden öğretmeliyiz. 23 Nisan 1920 günü ve diğer milli bayramlarımızın anlatılması ve kutlanması, hepimizin öncelikli görevi olmalıdır.
Sevgili okurlarım. 23 Nisan 1920 gibi diğer milli bayramlarımızın önemli bir anlamı daha vardır: Bu bayramlar, birlik ve beraberliğimizi pekiştirdiğimiz, millet olarak tasada ve kıvançta bir olduğumuz günlerdir. Bu günde bizlere bu cennet vatanı, canları ve kanları pahasına emanet eden atalarımızın emanetleridir. Bu emanetleri nasıl daha iyi koruyarak ve geliştirerek yarınlara taşıyabileceğimizi her zaman almakla yükümlüyüz. Aksi halde, tekrar emperyalizmin tuzağına düşürülmüş oluruz. Bu gerçeklerden hareketle, hafızamızı yokladığımız gerekir. Bakın geçmişten günümüze gelinceye kadar, tarihin akışın içerisinde milletimizin kaderinde olumlu veya olumsuz bazı olaylar yaşanmıştır. Bu olayları yaratanlar sözüm ona, kendilerini devlet adamı saydırmışlardır. Bu açıdan baktığımızda, tarihimizin birçok alanında etkili olan binlerce devlet adamı yer almıştır. Bunlardan bazıları devlet kurulmuş, bazıları ise devlet yıkmıştır. İşte Gazi Mustafa Kemal Atatürk’te 16. Türkiye Cumhuriyeti devletini kurmuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi devlet adamları ve halk kahramanları, bıraktıkları eserler ve bu eserlere sahip çıkanlar tarafından sonsuza kadar yaşatılacaktır.
Sevgili okurlarım. Öncelikle bilinmesi gereken bir gerçek daha vardır ki, o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü farklı kılan ve tarihin sayfalarına altın harflerle yazdıran, ulusun bekasını ön planda tutmasıdır. Bu nedenle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği bütün eserini sonsuza kadar yaşatma hususundaki kararlılığı, çocuklarımıza da anlatılmalı, öğretilmeli ve kavratılmalıdır. Anlatmalıyız ki, kendileriyle birlikte gelecek kuşaklar uyanık olabilsinler. Yaşadığı vatan toprağını koruma ve kollama konusunda ki ödevlerini yerine getirebilsinler. Bu duygularla bütün çocuklarımızın 23 Nisan Bayramını kutluyor, emekli bir öğretmenleri olarak hepsine sevgilerimi sunuyorum.
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar