Önündeki taş, can suyunu engelledi. Gül soldu ve boynu bükük kaldı. Demek ki, solmuş ve boynu bükük kalmış gülün önünde bir engel vardı. Bu engel belki kumdu veya topraktı. Solan güldü toprağında bağında. Bağında bir taş gelip kesmişti suyunu.
Yanız bir taş güldürmedi soldurdu gülü. O taş “Dur” dedi, durdurdu suyu. Solması yetmedi boynu da eğildi. Taş belki de yaptığının farkında değildi. Gül çaresizdi, solmasını durduramadı ve soluyamadı. Gözlerini yumarken boynu da eğik kaldı.
Boyun eğdi susuzluğa, gelip geçenin nankör bakışlarına boyun eğdi ve soldu. Su dedi ve göz yaşlarını dökerken o güzelim parlak çiçeğinin solmaya başladığı fark edildi. Kurtulmak istedi, boynunu uzattı. Çiçeklerini daha parlak açtı ve güzel kokularıyla görenleri büyüledi.
Bir yudum su için, farklılaşmaya başladı. Herkesin çiçeğinin parlaklığını fark ettirmek isterken, kurak havanın azizliğine boyun eğdi.
Suyunun kesildiği fark edilmedi, solup soluyamadığı anlaşılamadı. Çiçeğini açmak istedi açamadı. Su için yardım bekledi, onunla gülmek istedi heyhat gülemedi.
Gül solsun, boynu bükük kalsın diye mi taş önüne dikilerek zor duruma düşmesini istemişti.
Suyun geçtiği vadide susuz kalacağını düşünemezdi. Çiçeğinin rengini kaybedeceğini ve solup saracağını bilemezdi. Bilemezdi göz yaşlarının sel olup akacağını. Bilemezdi ruhunun kararacağını ve hayati organlarının kalmayacağını.
Gül gibi güller soldu, serildi kara toprağa, soluk alamadı ve sel suyu alıp götürdü.
Güldü güneşi arayan, susuzluğun rağmen. Güneş doğmadı, ay açıldı buluttan. Taş kesmişti suyun önünü gün boyu, gün içinde kimse fark etmedi. Taş canavardı gül için, soluk alamazsa hiçbir şeydi. Çünkü göçüp gidecekti sonsuzluğa.
Geç doğmuştu güneş, rengini kaybetmişti çiçek, boynu düzelmedi ve yüreği ferahlamadı. Buna rağmen, suyu bekledi ve soluklanamayıp soldu sarardı.
Çiçeğini açmak için vadide su dilendi. Suyunu kesip hissiz ve çiçeksiz koydular. Acınacak durumdaki güle üzülmediler. O gül ki, vadide gün boyunca, hayalini su süsledi. Su dedi susuz kaldı.
Bulutlara daldı, bir fısıltı ve acı bir serzeniş. Soluklanıp solmamak adına bir damlar su.
- Yaşama sevincini kaybetti ve boynu bükük dona kaldı.