Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
YENİ BİR GÜN, YENİ BİR HAYAT
Şükürler olsun ki Rabbimize; bir sabaha daha uyandırdı nefes vererek canımıza…
Hiç düşündünüz mü?.. Allah korusun hastalanıp hastaneye yatsanız, sizin de oksijene ihtiyacınız olup verseler, hastane çıkışında o oksijeni parasını faturada görürsünüz.
Peki birde şunu düşünün…
Rabbim ki bize her bir dakikada 12 kez oksijen alamızı sağlıyor. Peki hiç fatura geldi mi?. Ya gördünüz mü?.. O nedenle Yaratandan dolayı Yaratılanı sev diye boşuna denmemiş…
Ve işte bir gün daha başladı ömürde… Akşam olacak bu sabahın sonunda. Yarın sabah tekrar gün doğacak ve yarın için bugün geçmiş olacak. Bir sonra ki gün için ise yarın dün olacak. Kimler görecek bu günü, yarınından sonra kimler için bu gün “geçmiş gün” olacak bilmiyoruz…
Zaman akıp geçiyor… Pişmanlık olmasın hiç, kayıplar olmasın, ayrılıklar olmasın…
Bir ırmağın akıp giden suyunu durdurabiliyor muyuz?..
Durmuyor… Bent yapsan doluyor birikiyor.
Ama ya zamanı, onu hiçbir yere de biriktiremiyoruz. Akıp gidiyor. Sadece ömürde gerilerde kalmış ve yaşanmış zamanlarda birikimi oluyor. Kıymetli ama o kadar da hoyratça harcadığımız zaman… Bizden gidiyor… Ve geri gelmiyor…
Ömür dediğimiz nedir ki… Özenle sakladığınız bir sarı lira gibi ömrümüz: Vakit gelip sandıktan çıkardığınızda, bir de bakıyorsunuz ki tedavülden kalkmış…
Bu nedenle ki; şairin şu sözlerine kulak verin;
“Senden bir tane daha yok bu dünyada. Gülümsemeyi, sevmeyi unutmayınız…”
Tohum çamurdaki kapkaranlık dünyaya katlanmazsa, yeryüzü çeşit çeşit bitkilerle, güzelliklerle donanır mıydı?..
Şu dünya, cismin için meşakkat yurdudur; ama ruhun kanatlanıp yücelere ağsın diye dünya hayatı sana gereklidir.
Ebedi huzur ve güzellikler için bir süreliğine çektiğin sıkıntı, eziyet nedir ki!
Her şey sabırla yoluna girer…
Bazen aktarılan birkaç cümle insanın davranışlarını, beklentilerini, hayata bakışını ve hatta deneyimlerini sorgulamaya yeter. İnsan öyle bir hal alır ki o an, yaptıklarını kafasında iyi ya da kötü değerlendirmeye başlar…
Haydi bizde bir hikayeyle başlayalım ve devam edelim yaşamaya değer olan yeni bir güne… Bakalım yeni gün akşama neler doldurmuş olacak gönül heybemize. Tabi Rabbim izin verirde ulaşırsak gün batımına…
Sormuşlar bir bilgine:
– HAYAT ne? Diye…
Demiş ki bilgin:
– İki yönlü bir yol devam eder bilinmeze. Sen görmemezlikten gelsen de vardır bir yoldaş her köşesinde.
Bazen çıkarsın zorlukla dar bir yokuştan bazen de aşarsın dertleri sanki uçuyormuş gibi inerek buradan.
Peki,
– SEVGİ nedir? Demiş biri…
Demiş ki bilgin:
– Kalbine sığmayacak kadar geniş. Dedikodusunu yapamayacağın kadar temiz, kokusunu alamayacağın kadar uzak hayal edemeyeceğin kadar yakın…
– Ya KORKU nedir? Diye atılmış diğeri.
Demiş ki bilgin:
– Bir yağmur damlasındaki barut kokusu… Belki de saklanılan bir hayal yontusu ya bir miniğin haykırışı, ya da yüreği yaralı bir kuşun feryadı.
– Peki ya UMUT nerededir?
Diye atılmış bir umut avcısı.
Demiş ki bilgin:
– Bilinmezde değildir bilirim, demiş yerini kaygılı ve tasalı. Aradın boşuna her yeri ama unuttun en kolay yeri besbelli. Bunu derken işaret etti insanın en derinden yaralanan yerini.
– Peki DOST kimdir?
Diye sormuş biri.
Demiş ki bilgin:
– Paylaştın mı sevgini, korkunu, ümidini ve yenilgini, verdin mi desteğini, sordun mu halini, yolladın mı yüreğini, ağladın mı onun gibi.
– Hissettin mi DOSTLUĞU?
Demiş diğeri.
Demiş ki bilgin:
– Karşılığı olmadan verilir mi hiç yürekteki sevgi?
Dostluk dediğin; tek bir ruhun, iki ayrı bedende dirilmesi…”
Haydi dostlar gelin, çekinmeyin, oturun gönül soframda bir köşeye. Ruhumuzu keşfe çıktık, sizde katılın bu serüvene…
‘Ben’ olmak değil, ‘Biz’ olmak vaktidir bu günler…
Ve gelecek yarınlar, geçtiğimiz ve içinden geçmekte olduğumuz bu günden daha güzel olsun dostlar…
Kim; Barış adına, Sevgi adına, İnsanlık adına yoklama alırsa, Ben; ‘Buradayım…’
Hani Okyanusun dalgaları sahile vurur ya, yunus balıkları ve balinaların birbiriyle yarışan sesleri sarar aniden ortalığı, gökyüzünde binlerce martının sesi ve onların çığlık çığlığa suya dalmaları çınlar kulaklarınızda. Birden kalkıp gider gibi olursunuz okyanustaki dalgalarla.
Hiçbir sahile ve kıyıya vurmadan bedeninizi saran binlerce damla ile yol alırsınız, su damlacıkları bedeninizi sarar okyanus olursunuz… Hissedersiniz yüreğinizde, içinizdeki sevgi Okyanusun dalgaları gibi azgınlaşır ve yüreğinizin kıyılarını döver ya…
İşte öyle, sizin de günü bir okyanusun serinliğinde, coşkusunda yaşamanızı dilerim dostlarım…
Melodilerin en güzeli duymaktansa melodilerin en güzeli söyleyip müziğe katılmanız dileğiyle, dilediğinizce bir yaşamı gün boyunca yaşamanız dileğiyle, günler şiirler tadında sevgi ve aşk ile yüreklerinize aksın…
Her günün bitiminde bir şeyler öğrenebiliyorsanız, ömrünüz size vazgeçilmez dostlar kazandırıyorsa. Sabaha daha bir gülerek açabiliyorsanız gözlerinizi… Büyüdüğünüze üzülmeyiniz. Bırakın günler sizde iz bıraksın, bırakın çizgileriniz ve aklarınız artsın, yeter ki yarınınız dünü aratmasın dostlar…
Sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Sevgiyle kalınız… Mutlu kalınız… Umutlarınız ve düşleriniz gerçek olsun…
Güzel olmasını tüm kalbi duygularımla dilediğim bu Cumartesi gününü sevdiklerinizle ve gönlünüzde düşlediğiniz gibi geçirin… Her bir yüreğe uzun sağlıklı ve mutlu bir gün daha dilerim, içi sevgi dolu hayat ağacınıza asılan.
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun… Sağlık ve huzur ile hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde, görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#























