Farklı yerlerdeki, faklı dönemlerdeki öğrencilerimi anımsarım… Oyun programları ve Virüs tarama programları yazdırabildiğim öğrencilerim de oldu benim. Her ne ise. Şu son dönemlerdeki Kodlama fırtınasına yaklaşımlarımız biraz tedirgin ediyor beni. Kodlama deyince; devasa büyüklükteki bir Sanayi 4.0 – Dijital Dünya içerisinde “Son Montaj bandı” elemanları olmaktan biraz geri durabilmeliyiz…
Kodlama dediğiniz şeyi neyin üzerinde yaptığınız önemlidir. Hazır-yabancı menşeli mikrobilgisayarlar ve ona bağlı yine hazır-yabancı platformlar; PC, Laptop, Iphone üzerine “yüksek seviyeli dil“ler ile kodlama yapmanız demek, bir inşaatın sadece boya işini yapmanız demektir.
Ereğimiz sadece, Çocuklara-gençlere programlama mantığını öğretmekse, yine programlama platformlarının yabancı oluşu; yüzeysel işler yapmamıza sebep olacaktır.
Bence, çocuklara-gençlere, programlama mantığını öğretmenin yanı sıra, ÇİP/ Kırmık nasıl yapılır, bunun derslerinin verilmesi gerekir.
Şimdi gidin sorun mesela; değil teknik lisede okuyan bir gence, bir üniversiteliye; sen CPU tasarlayabilir misin diye? İnan olsun 10 binlercesi arasından 3-4 kişi anca çıkar.
Buradan da duyuruyorum; 10 milyon doları olan varsa ben onlara bir CPU tasarlarım. i7‘lerle, i9‘larla, yarışamaz belki ama yine de endüstriyel-otomasyonlarda kullanılabilecek mikroişlemciler-mikrodenetleyiciler(Atmega vb.) üretebiliriz.
———–
Her yer Atölye. Ailelere öneri, diye düşündüğüm bir şey. Çocukların eğilimlerine göre küçük atölyeler kurma işi. Çocuk odası diye kullanılan bölümlerden konu etmiyorum. İlk aşamada tek bir masadan da oluşsa bir atölye. Çocuğun ilgilerine göre, ilgilerini nesnelere aktarabileceği bir ortam. Çocuğun kendi doğasını bulması. Ürettiği şeylerden yeni şeylere varması.
Ben, çocukluğumda atölye kurmaya eğilimliydim. İlk zamanlar, parçalar bulma ve mahiyetlerini anlama aşamaları oluyor, tabii. Bu mahiyetler/içerikler başka düşüncelere dönüyor. İyi kötü bir şeyler yapardım da. Bu eğilim zaman içerisinde çevresel darbeler de aldı. Fakat hiç yok olmadı. Yıllar içerinde, ilgi duyduğum konuların parçalarını inceleme şeklinde geçti zaman. Fakat boşa geçmedi. Atölyeyi kafamda sakladım. Şimdi ise bir atölye kurdum.
Zamanımı çalan şeylerden; kendimi insanlardan, olaylardan, işlerden sakınmaya çalışıyorum.