Mahalli idare seçimleri gündeme geldiği günden itibaren iktidar tam anlamı ile bir “beyin yıkama operasyonu” yürütmektedir;
1-AKP ve MHP genel başkanları her gün aynı sözleri tekrarlamakta rakiplerine tehdit, hakaret ve iftiraları sıralamakta, beka, terör vb unsurları kullanarak, bir korku ortamı inşa etmeye çalışmakta; her türlü baskı ve engellemeye başvurmakta; devamlı olarak seçim rüşvetleri dağıtmakta; Devletin tüm kaynak ve kadrolarını kullanmakta; Cemaatlerin ve Diyanet Teşkilâtının da destekleri ile akıl almaz biçimde din istismarı yapılmakta, yolsuzluklardan, yokluklardan, yasaklardan, ekonomik çöküntüden, işsizlikten ve fakirlikten hiç bahsetmemekte; geçmişte yapılmış icraatlara bile sahip çıkmakta; (Neymiş? Haliç’i kendileri temizlemişler? İzmir’in su problemini halletmişler? Adnan Menderes Havaalanını yapmışlar? Körfezi temizleyeceklermiş? Yıllardır eğitim veren birçok üniversiteyi açmışlar?) İktidarları süresince, 79 yılın birikimimi, nasıl haraç mezat sattıklarından, yandaşlara peşkeş çekmekten, rüşvet ve yolsuzluklardan hiç bahsetmemekte; devamlı olarak her suçu muhalefete atmakta; toplumu kasten, strese ve gerilime sokmakta; Yeniçağ Gazetesi yazarı Arslan Bulut’un yazdığı gibi, “Hitler ve Lenin’in propaganda yöntemlerini” kullanmaktadırlar.
2-Başta TRT olmak üzere, tüm “yandaş medya”da, 7 gün 24 saat, bu koroya iştirak etmekte; yalan, iftira, saldırı kampanyası yürütmektedir.
3-Türk halkı, bu yoğun, beyin yıkama kampanyası ile mücadele etmelidir. Basiret, feraset ve mantığını kullanmalıdır.
a)Niçin, devamlı olarak, Kılıçdaroğlu’na saldırılmaktadır? Kendisi belediye başkan adayı mıdır? Oylar ona mı verilecektir? SSK’ya, yeniden genel müdür olarak tayini mi söz konusudur? CHP ve İYİ Parti’de, belediye başkanları AKP ve MHP’de olduğu gibi, tam anlamı ile emir kulu olacaklar mı?
b)Bu seçimle iktidar mı değişecektir? TBMM tekrar etkili ve yetkili hale mi gelecektir? Demokrasiye mi geçilecektir? (Elbette, 31 Mart hezimeti, iktidarın, sonunu getirebilecektir. Saray saltanatı yıkılabilecektir.)
c)HDP ve Kandil ile işbirliği konusunda, iktidarın hangi delilleri vardır? Terör ile işbirliği varsa niçin gereği yapılmamaktadır? Aksine çok az bir süre “Oslo, Kandil ve Apo ile görüşmeler, çözüm süreci, çadır mahkemeleri” vb. rezaletlerin, Dolmabahçe mutabakatının sorumlusu kimdir?
d)Ülkeyi kamplara bölmenin, kardeşi kardeşe düşman etmenin, kime ne yararı olabilir? Bir koltuk uğruna, bu kadar kötülük yapmaya değer mi? Herkes, sarayın kulu – kölesi olmaya, mecbur mudur?
Sevgili halkım. Zaman, basiret, feraset ve mantıklı olma zamanıdır. Yalanlara, beyin yıkama operasyonlarına, aldanmayalım. Hele hele din istismarlarına hiç kulak asmayalım. (Cennete gidiş bileti, kimsenin elinde değildir. Bunların yaptığı, tam anlamı ile şirktir.)
Demokrasiye kavuşma şansımızı heba etmeyelim…
Not:Beka sorunu elbette söz konusudur. Muhalefet başarılı olursa, saltanatın bekası; iktidar başarılı olursa, Türklüğün, demokrasinin, ülkenin bekası tehlikeye girecektir…