Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mehmet Serdar VURAL

Terbiyeli Fazıl

Mehmet Serdar VURAL Yazar Mehmet Serdar VURAL
27 Ağustos 2010
Mehmet Serdar VURAL
1
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Fazıl Say hem arabesk hemde pop müziği kültüründen ne kadar canı yandığını bağıra çağıra, ağır sözlerle dile getirmiş. Çok az demiş çok az.

Bu konuyla ilgili 50 ye yakın haber/yorum okudum. Yıllardır müziğin içindeyim. Önceliklli olarak şu alçakgönüllü olma olayını ele alalım.

Fazıl Say;

ukala mı?

duyarsız mı?

duygusuz mu?

batılı ve elitist mi?

züppe mi?

insanları küçük, kendini büyük mü görüyor?

yoksa;

bu halkın bilerek ve isteyerek bu çukura düşürülmüş, sömürülüyor olduğunu mu düşünüyor? Birilerinin bu “iş” ten fena halde nemalandığının farkında da avazı çıktığı kadar bağırıyor mu?

Ne yani? Sırf “halk bunu dinliyor” diye “saygı” adı altında susması mı gerekiyor?

Bir konuyu savunurken, konuyu değil de o konuyu tartıştığınız kişi/kişilerin zayıf noktalarını bularak veya bulmaya çalışarak, yani onu hedef alarak savunduğunuz konuda haklı olduğunuzu anlatmaya çalışıyorsanız, siz zaten çukurdasınız demektir. Önce konuyla ilgili, işin do re mi si dışında kalan, müziğin anlam, kültür ve felsefeleri üstüne iyice pişmeniz gerekmektedir. İyice düşünüp iyice araştıracaksınız ve belki de en önemlisi “olan”, yani yaşanan, yani geçerli olan ile, “olması gereken”,  yani doğru uzantıları olan ve yine çok önemlisi “dürüst” olan yani söylediği ile yaptığı, yaşadığı, tavrı, tarzı aynı olan, yalan söylemeyen, insanların zayıf noktalarını kullanarak, söz yazıp, beste yapıp onları “satmaya” çalışmayan biri olmayacaksınız.

Şimdi söyleyin bakalım. Orhan Gencebay müziğin fiziki kısmını yani armonisini, çalgısını iyi bilen bir üstad. Tamam. Peki onca kullanılan sözün sizce doğruluk, yaşanmışlık, toplumun gerçeklerini anlatma oranı ne? Örneğin Gencebay’ın ( gerisi zaten tamamen çapulcu-bence) depremle, 80 faşist darbesinde ölen, işkenceden geçen onca insanla ilgili yaptığı herhangi ( üstü kapalı da olabilir) beste, yazdığı herhangi bir söz hatırlıyormusunuz? Ben mi yanlış biliyorum yoksa bir ülkenin en duyarlı insanları o ülkenin sanatçıları mıydı? Daha doğrusu şöyle sorayım, siz Gencebay’ın boğazdaki evini gördünüz mü? Hani o ağlayan, yanan yakılan türkü söylediğini söyleyen Orhan Gencebay’ın?

İsterseniz bir de yakın geçmişin bir Aşık Veysel’ine Mahzuni Şerif’ine veya Neşet Ertaş’ına bakın.

Hangi hayatlar size daha doğru, dürüst geliyor? Hangi söz daha yaşanmış, hangi beste gözler kapalı gönülden dökülmüş bir bakın.

Arabesk;

1) Türkü değildir ve asla olamaz çünkü üremez türetilir.

2) Arabesk bir müzik çeşiti değil bir yaşam biçimidir. Say’ın söylediği sözler sadece müziğine değil aynı zamanda alışkanlıkların en kötüsü haline gelmiş yaşam biçiminedir.

Arabesk yaşam biçimi-karşı çıkan bir çok kişinin düşüncelerini savunmak için söylediği gibi- altkültür insanının tercihidir (genelde). Bu insanlar düşünceleri ile duygularını (genellikle) dengeleyemez, fazla bilgi sahibi olmadıklarından – belki de olamadıklarından- olaylara duyguları ile tepki verirler. Aynı kişiler “yeni” sözcüğünün anlamını ya  bilmezler ya da doğrudan reddederler. Kendilerine ait bir sosyal yaşam alanları vardır, bu yaşam alanının dışına pek çıkmazlar, çıkamazlar. İnsan gelişimini, ilerleyişini-her anlam ve alanda- okuma, düşünme, araştırma, soru sorma ve olayları düşünce ile yorumlama sağlar. Sadece düşünce olsun demiyoruz elbette ama daha kendisine öğretilmiş gelenekselliğin bile dışına çıkmak konusunda arpa boyu yol almamış/alamamış bir ülkeden söz ediyoruz burada. Ve tabiki bu bir zorunluluk değil. Söylediğimiz şey yaşamsal seçeneklerin bilgi ve bilinç ile öğrenilmesi. Sonrasında ise iş kişisel tercihe kalır ki, bu konuda kimsenin diyecek sözü olmaz ama dediğim gibi seçeneklerin tamamı olmasa bile en azından bir kısmını bilmek gerektiğine inanıyorum. Ancak o zaman yaşamsal -sosyal- alanlar “tercih” olabilir.

Toplumumuzun böyle bir birikimi hemen hemen hiç yok ve çevresinde bu körlüğü sömüren keneler var. Bu insanların tek amacı müziği kullanarak “giden” yani “satan” şarkılar yapmak, ” iş” almak ve para kazanmaktır. Peki bu size de mide bulandırıcı gelmiyor mu?

Bir başka konu Say’ın sertliği veya acımasızlığı.

Peki, bence de öyle . İşin garip tarafı haklı da …

Müziği bir yaşam biçimi, kendini dile getiriş şekli/yöntemi olarak alırsanız, yaşamdaki herşey müziğe, daha doğrusu onun hem yapısallığına hem düşüncesine dönüşür. Bir de üstüne üstlük “müzisyen” olmaktan çıkıp “sanatçı” olmaya başlarsanız, sanat özellikle müzik sizin için kutsallaşır. Tüm düşünceleriniz, duygularınız, eşiniz, arkadaşlarınız, çocuğunuz herşey o süzgeçten geçmeye başlar. Düşünce ve duygularınızdaki o küçük titreşim müziğe dönüşür, onunla yer, onunla içer, onunla solur, onula sevişirsiniz. Anlatacağınız herşeyi onunla anlatırsınız. Abarttığımı düşünüyorsanız özellikle Aşık Veysel’in sözlerini – tamamını- bir okuyun( aslında tüm aşıkların, ama Veysel usta tek başına bile yeter emin olun)

Hal böyleyken sizin için son derece kutsal bir olgunun sezenaksu nihatdoğan(bu adamın adını bile anmayı sevmiyorum ama …) müslümgürses tarkan serdarortaç başta olmak üzere, “para” kazanmak,topluma “güzel” gelecek beste ve sözleri oluşturmak için binbir takla atan bir sürü “arabesk” ve “pop” şaklabanının nasıl uğraştığına bir bakın. Yahu Allah Aşkına 80 de darbe oldu, binlerce kişi öldü, asıldı, işkenceden geçti; tık yok! Deprem oldu, insanlar sulara, toprağa gömüldüler, paramparça oldular, tık yok! tek gerekçe “çok acı çektik, biraz morallenmemiz gerek”, yapmayın ne olur . . .

Deprem döneminde bölgede boy gösterenlerin kaç tanesi bir daha bölgenin veya depremmin adını ağzına aldı? Eğlendik, moralleri düzelttik, eh tabi bunun da bir faturası var değil mi? Ne kadar bilgisiz ve bilinçsiz kafa, o kadar çok para . . .

Bunca rezil insan ortada dolanıp aslında sanatı/müziği yaşam biçimi haline getirmiş  ve dümdüz, dupduru, dürüst onca “sanatçı” nın kazanması gereken parayı kazanıp, görmesi gereken saygıyı görünce, benim dilimin ucuna neler geliyor bir bilseniz, Fazıl Say çok az söylemiş emin olun.

Ve eğer Fazıl Say’ın kişiliğine veya tepkisine laf edecekseniz, sizin için ” kutsal” olan bir şeyin,  asla felsefesini, doğruluğunu, yaşamsal uzantılarını hiç bilmeyen bir gurup yaratık tarafından “satılıp”, paraya dönüştrüldüğünü ve bu yaratıklar bunu yaparken aynı zamanda çevrelerindeki insanlardan ciddi saygı gördüklerini şöyle bir düşünün. Sizin geceleriniz, uğraşlarınız, en ufak birimide dahi   yaşamın tamamını bulabildiğiniz, içindeyken göklere ulaştığınız o kutsal şeyin o duruma düşmesine ve düşürülmesine ne kadar sessiz kalabilirsiniz?

Son olarak, Fazıl Say onca üretip, yaptığı şeyi sahiplenip, onca konseri verip dünyanın taktir ettiği ama kişiliğinden asla birşey kaybetmemiş, toplumuna ve güdülmesine, sömürülmesine ses çıkartmayan “efendi” çocuk olsaydı ne güzel olurdu değil mi? Rengini belli etmeseydi, kibar olsaydı, ağırbaşlı ve şu karşı çıkanların söylediği saldırgan veya terbiyesiz olmasaydı, parasını kazanıp kenarda kuzu kuzu otursaydı ne hoş olurdu değil mi? Ama olmadı, dayanamadı. Eh ne de olsa o fg amcasının sazan-pardon hep yanlış yazıyorum- sezen kızı değil,  değil mi?

Mavi Günler

Paylaş
Etiketler: kültürsanatyaşam
Önceki Yazı

Süvedâya Mektup(IX)

Sonraki Yazı

Başkanlık Sistemi Tek Adamlık mıdır?

Mehmet Serdar VURAL

Mehmet Serdar VURAL

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Mehmet Serdar VURAL

Şarkının Adı “Acıtır”

23 Ağustos 2012
5k
Mehmet Serdar VURAL

Türban ve Sorular

14 Kasım 2010
5k
Mehmet Serdar VURAL

Dinin Dili

02 Ekim 2010
5k
Mehmet Serdar VURAL

Padişahım Çok Yaşa

25 Ağustos 2010
5k
Sonraki Yazı

Başkanlık Sistemi Tek Adamlık mıdır?

Yorumlar 1

  1. Gürbüz says:
    15 yıl önce

    toplumu aydınlatma adına yazı yazan, yazmaya çalışan, bunu kendine görev edinmiş birisinin öğrencisi olarak diyebileceğim tek bir şey var ki o da: popüler kültür ve arabesk yaşam tarzını bu kadar ince bir şekilde eleştiren sizden başka kimse olamazdı…entellektüel kişiliğime bir fikir daha kattığınız için size teşekkür ederim hocam…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap