Yazar Portal
Çarşamba, Nisan 21, 2021
  • Giriş Yap
  • Kayıt ol
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
İletişim
Yazar Portal
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mehmet Serdar VURAL

Dinin Dili

Mehmet Serdar VURAL Yazar Mehmet Serdar VURAL
02 Ekim 2010
Mehmet Serdar VURAL
7
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Türkiye son kırk yıldır yoğun bir din ve dinci baskısı altında. Bir yanda insanlar, kendilerine Müslüman diyen ve kendilerinden biraz fazla birşey bildiğine inandıkları birinin ( birilerinin) şiddetli eleştirisi ve yönlendirmesi altında iken, diğer yanda kendini Yaratan’ın yerine koyacak, kendi alemmini, kainatını yaratmışcasına alçakgönüllü! ortalarda gezen, Yaratan’ın kelamını sanki kelamıymış gibi zikreden veya kendi kelamını sanki Yaratan kelamıymış gibi çevresindekilere anlatan, adı “hoca” ya da “şeyh, şıh” olan, garip, ucube tipler şahsi çıkarları uğruna, kendi yakın çevrelerini şiddetli bir etki, baskı ve korku altına alıp, insanları yönetip, yönlendiriyorlar.

Bu korku bu kişilerden kaynaklanmıyor, yani diğer insanlar bu insanlardan korkmuyorlar, tam aksine onları seviyor ve onlara saygı gösteriyorlar ama korku Yaratan’dan, cehennemden yana çünkü bu tipler; son kırk yıldır körcahilleştirilmiş olan bu insanları; işlerine gelmeyen ne yaparalarsa Yaratan gazabı ve cehennem ateşi ile korkutuyorlar. Ama bu yaklaşımın bir diğer ve çok daha zararlı yönü ise, insan yaratılışını kökten etkileyecek (etkileyen), değiştirebilecek ( değiştiren) bir davranış ve yaşam tavrı, tarzı; yani TEK BAKIŞ AÇISI ve aklınıza gelebilecek her türlü bilgi, olgu, olay, somut, suyot, insan ilşkileri, para yani ne varsa tek bir filtreden geçirmek, o filtrenin EVRENSEL olduğunu düşünmek, başka düşüncelerin varlığını kabul etmek ama asla onları onaylamamak, kabul etmemek ve hemen kendi inanç ve düşüncesini kıyas yöntemi ile üstün kılmaya çalışmak -savunmak, herhangi bir eleştiriryi veya kendi düşüncesi dışındaki herhangi bir yorumu asla kabul etmemek, reddetmek, karşısındakinin zayıf noktalarını bulup karşı düşünce üreterek onun yanıldığını ispatlamaya çalışmak ve aslında hepsinin toplamında KENDİNDEN OLMAYAN KİMSEYİ DİNLEMEMEK, KENDİ BİLDİĞİNİ TEK VE MUTLAK KABUL ETMEK !İşte gerek akr elinde siyasallaşarak sefil olmuş, gerekse bu tür tiplerin egoları ve körcahillikleri ile kararmış, solmuş, adeta ortaçağ engizisyonuna dönmüş 2010 Türkiye İslam’ının hali bu!

İşin çok garip tarafı şu ki İslamiyet’in ana ve tek kaynağı Kur-an; ve tüm bu oluşum Kur-an kökenli.

Peki ama ortada tek bir kitap ve O’nun doğruluğuna inana yaklaşık iki milyar insan varken nasıl oluyor da yüzlerce (belki binlerce) tarikat oluyor? Bu son derece basit, cevapları belli sorunların ışığında düşünmeye şöyle devam edebiliriz: Aslında ortada tek bir sorun var ve bu DİN (yani İslam) DEĞİL!

DİL !

Yani lisan.

Yani bunun ne İslamyet, ne inanç, ne Peygamber, ne Yaratan ile hiçbir ilgisi yok. Sorun Kur-an’ın içinde ne yazdığının tam olarak bilinmeyişinden kaynaklanıyor. Sakın yanlış anlaşılmasın, İslam veya Kur-an ile ilgili değil hakkında konuştuğumuz, bu tür ucube tiplerin, dilinde, davranışlarında aldığı şekil . . .

Her dilin oluşumunun ve zaman içinde kıvrılarak, dönerek,değişerek, bazen dönüşerek bugüne gelişinin bir hikayesi var.Bu hikaye her dil için mutlaktır. Yani her dil mutlaka değişir ve dönüşür. İngilizce’nin Viktorya-Şekspir, Türkçe’nin Ortaasya, selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri ve bu dönemlerdeki değişiklikler somut örnekler içinde sayılabilir. Ve tabiki teknoloji değiştikçe, herşey olduğu gibi dil de değişir, değişmiştir, değişmektedir ve değişecektir.

Dil, yaşayan, nefes alan bir olgu olduğu için bu değişim kaçınılmazdır.

Bu bilgiler ışığında Kur-an ve O’nun Arapça’sına baktığımızda işler biraz garipleşiyor.

Kur-an’ın içindeki dil günümüz insanı tarafından anlaşılamadığı için tefsir edilmek yani o günün diline yorumlanarak çevrilmek zorunda, işte bu çeviri/yorum – her çeviri/yorumda olduğu gibi- dönemin tüm anlayışlarını anlamlarında taşıyan sözcükler ve dil özellikleri kullanılarak yapılır. Dolayısı ile dönemsel olarak bakıldığında değişimin etkilerini her yüz yılda bir kendini keskin bir biçimde gösterdiğini varsayarsak, Kur-an dilinin yaklaşık onbeş farklı dil dönemi etkisi altında çevrilip yorumlandığını varsayabiliriz.

Peki:

1) Her dönemsel çeviri/yorum Kur-an’ın içindeki bilgiyi aslına uygun olarak mı aktarır?

2)Çeviren/yorumlayan kişiler, çeviri/yorum yaparken, kendi (şahsi) yorumlarını da katarlar mı?

3) Çevriren/yorumlyan kişi,  dönemin herhangi bir özelliğinden etkilenir mi?

4) Kur-an’ı çevirebilmek için dünya dil ideolojilerini bilmeye gerek yok mu? Sadece İslam bilgini olmak yeterli mi?

5) Her tefsir aynı üst ve alt anlamları taşır mı? Taşır ise neden kişiler okudukalrını ilk okuduklarında anlamazlar da “bir bilen” e sorma gereksinimi duyarlar?

6) Kur-an’ın sadece sözcüklerden değil, Yaratan’ın Müslüman’lar ile ilgili tüm söylemlerinden oluştuğunu bildiğimiz içn, O’nu anlama yolunda diğer pozitif bilimlere gereksinim duymazmıyız?

7) Bu gereksinim aynı zamanda tefsiri yapan kişi için de son derece gerekli değil mi?

Yinelemekte fayda var, derdim İslamiyet’in kendi, Kur-an gerçeği değil. Derdim, günümüz Türkiye’sinde İslam’ın hak etmediğine inandığım ellerde ve dillerde oluşu.

Herhangi bir kitabı çevirebilmek için, içindeki anlatım, düşünce zincirini nasıl bilmek gerekiyorsa, inancımca, Kur-an tefsiri yaparken de aynı gereksinim söz konusu.

Bu noktada şunu da irdelemenin yararı var:

Kur-an Arapça. Ama bu Arapça yaklaşık 1500 yıl öncesine ait. 1500 yıl öncesine gitmeniz de bu işi çözmüyor çünkü o dönemin dil yayılımı dar, birbirinden kopuk aksanlar üstüne kurulu. Yani birçok insan gurubu aynı dili konuşuyor ama farklı aksanlarla. Bu farklılık ise birbirlerini anlamalarını ya engelliyor ya zorlaştırıyor. Tıpkı günümüz Kürtçe’si gibi. Üç farklı ana aksan var, üçü de Kürtçe ama birbirlerini ya zor anlıyorlar ya anlamıyorlar. Kısaca o döneminArapça’sının Kureyş kabile aksanına ulaşmanız gerekiyor. Ve ancak o zaman, zamanın dil özelliklerini çözerek Kur-an’ın ne demek istediğini tam olarak anlayabiliriz.

Bir başka karmaşa Arapça’nın farklı yazılması ile ilgili. Latin harfleri kullanılmıyor. Birçok işaret kullanılıyor ve bildiğim kadarıyla bu işaretlerin sabitliği söz konusu değil. Yani nasıl değişip, dönüştüğünü de bilmiyoruz. Günümüz Arapça’sını öğrenmek ayrı, Kur-an Arapça’sını öğrenmek ayrı. Bunun için ayrı bir eğitim gerekiyor ve bu eğitimin verilip verilmediğini, dönemsel etkileşimlerin örneklenerek açılanıp açılanmadığını bilmiyorum. Çünkü kendi araştırmalarımdan bildiğim kadarıyla tek bir sözcük dahi sizi haftalar hatta aylarca uğraştırabiliyor. Türkiye’de İslam’ı temsil edenlerin bunu bildiğini ise hiç sanmıyorum.

Kısaca ben kitabımı okumak ve anlamak istiyorum. Kitabımı. Yani açıklamalarını, veya gereksiz anlamsal çevirilerini değil çünkü baştan beri anlattıklarımda da anlayacağınız üzre rahatsız ve huzursuzum.

Yaratan’a ulaşmak için gözümü kapatıp kendimi dinlememin yeterli olduğunu biliyorum, aldığım her nefeste, attığım adımda biliyorum ama Kur-an’ın üstündeki o kirli ellerin artık çekilmesini, yolumun kitabgerçek bilgisinden çıkan ışıkla aydınlanmasını istiyorum.

Çok mu şey istiyorum?

Mavi günler

Paylaş
Etiketler: dildinKur'antoplum
Önceki Yazı

Hayatın Tuzu

Sonraki Yazı

Ağzı Olan Kürtleri Konuşuyor!

Mehmet Serdar VURAL

Mehmet Serdar VURAL

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Mehmet Serdar VURAL

Şarkının Adı “Acıtır”

23 Ağustos 2012
5k
Mehmet Serdar VURAL

Türban ve Sorular

14 Kasım 2010
5k
Mehmet Serdar VURAL

Terbiyeli Fazıl

27 Ağustos 2010
5k
Mehmet Serdar VURAL

Padişahım Çok Yaşa

25 Ağustos 2010
5k
Sonraki Yazı

Ağzı Olan Kürtleri Konuşuyor!

Yorumlar 7

  1. İbrahimî Feyzullah YALÇIN says:
    11 sene önce

    Yanlış yapılıyorsa bile “Kur-an’ın üstündeki o kirli ellerin artık çekilmesini” gibi bir ifade ağır kaçmış. sadece bu değil, Ağır yerler çoktur. Ehl-i târik biri değilim, ama mesela Ğavs-ı Âzam’a çok derin saygım vardır. Ama siz, tarikatleri de cerh etme yoluna girmişsiniz. Ayrıca ana kaynak Kur’an demişsiniz, bu doğru ama eksiktir. Çünki Efendimiz “Veda Hutbesi”nde bize iki şey bırakmıştır :Kur’an ve sünnet. bir de son 40 yıl demenizin kerameti nedir? neden 1970’ten sonrası? dillerin kelime derinlikleri pekâla zamanla değişir ama, öz yerindedir. Yani Kur’an’ın anlatmak istediği hükümler apaçıktır. Kur’an zaten Filoloji,edebiyat değil, Hayat ve hikmet kitabıdır. Kur’an’ın tamamını kavrayamayacağımıza göre, islamın ruhuna aykırı olmamak şartıyla yorumlar her çağda değişsin, ne güzel! “Allah, müslümanları kardeş kılmıştır, size göre hatalarından dolayı, üvey kardeş muamelesi yapmayın! Bazı_an sıkıntıların çözümü çok yazmak, çok okumak, çok söylemek, patlayıp çatlamak değil, dua etmek, hayırlısını dilemektir,
    es’selâm!

  2. kemal koçak says:
    11 sene önce

    ” Latin harfleri kullanılmıyor. Birçok işaret kullanılıyor ve bildiğim kadarıyla bu işaretlerin sabitliği söz konusu değil. Yani nasıl değişip, dönüştüğünü de bilmiyoruz”

    Siz benim kadarda Kuran-ı kerimi okumayı bilmiyorsunuz ki ben bahse konu cahiller zümresindeyim .. Uzmanlığınız nedir ne değildir yorum yapmayacağım ama Kaleme aldığınız konuda sizinde yukarıda itiraf ettiğiniz gibi uzman olmadığınızı anladım bu konuda yorum yapabilirim rahatlıkla …
    Ne gariptir değil mi memleketimiz de herkes bilmediği konularda ahkam keserde bildiği konularda kalem oynatmaz yada ter akıtmaz …Ve sonra Amacı toplumu bilmedikleri konularda uyarmak yada bilgilendirmek olan tarikatlara cemaatlere yada benzeş örgütlenmelere yükler suçu ne hikmetse…
    Ve son 40 yıla taktım… Allah aşkına madem kalemi aldınız elinize bir şeyler karalayarak kendinizi yani ne bilip bilmediğiniz deneyeceksiniz …El insaf diğer elinizi de vijdanınız da tutun hiç yoktan son noktayı koyuncaya kadar…O da olmadı bir bilene okutun keleme aldıklarınızı ki bu kadar tezat ve yalan yanlış bilgi aktarımının altında imzanız olduğu için bir gün gelip de hicap duymayasınız. Belki amacımı aştım yada belki sizi kırdım ben bu durumda üzerime düşeni yapar özür dilerim sizden
    Fakat sizin gibi tek derdim canım ülkemde isterim ki eli kalem tutan kişiler bilgi dağarcıklarını son 40 yılın tozundan toprağından kurtararak biraz gerilere gitsinler ne bilip bilmediklerini tartıp, ufuklarını bildikleri ile çerçevelesinler . Daha da açıkçası bildikleri ile bilmediklerini tartarken terazinin topuzu kendi kalemleri yada kalemdaşları zannetmesinler istiyorum…
    Sn. Mehmet Serdar VURAL yazınızı detaylandırmadan genel olarak baktığım da siz de bende aynı şeyi istiyoruz. Ve size katılıyorum istiyorum ki herkes uzman olduğu konularda kalem oynatsın Sizce ben çok şey mi istiyorum
    Kederli KUL
    Kederlikul1@hotmail.com

  3. ibrahimî Feyzullah says:
    11 sene önce

    Kemal Ağabey, Ben sayın yazarı çok sert bir üslup kullandığı için eleştirdim. Ama sizin için de bu hüküm geçerli. Siz de çok sert bir yazı yazmışsınız. Ben Sayın yazarı ve sizi kesinlikle kötü niyetli görmüyorum. Ayrıca yazarı kırdığınız için de özür diliyorsunuz. Eğer kırıcı bir üslup ve ifade varsa yazıdan silebilirdiniz. Yani yorumu göndermeden o kısmı ekarte edebilirdiniz.
    Lütfen biraz daha dikkatli ve rikkatli bir dil ve üslup kullanalım..

  4. Gürbüz says:
    11 sene önce

    aslında herşeyi çok açık bir kalemle dile getiren sayın hocam, akl-ı selim olan insanlara hitap etmek istemiş, fakat nedense başarılı olamamış, burada eleştriyi yaparken, neyi eleştireceğini bilememek insanların ne kadar basiretsiz olduğunu da bir bakıma kanıtladı. Bre Hey DÜRZÜLER!!!!
    hiç demeyeceğim sözüm meclisten dışarı diye, ve devam edeceğim sözlerime…sizler bir yazıyı okurken eleştirmek üzere mi okursunuz, yoksa fikir edinmek üzerine mi okursunuz!?
    Diyelim ki, size göre makalede yazılanlar yanlış, peki hiç düşündünüz mü bir insan nasıl olur da bu kadar sert yazabilir, hiç düşündünüz mü sizler bu ülkede üniversitede sözüm ona özgürlük kisvesi altında üniversitedeki bayan sayısının belki yüzde beşi bile olmayan bir insan topluluğu hakkında bu kadar güruh çıkartan millet, siz hiç düşündünüz mü tek din İSLAM dediğimiz dinin neden mezheplere ayrıldığını, siz hiç düşündünüz mü aslında papa’nın papa olabilmesi için müslüman olması gerektiğini ( vatikan’da papa’ya ait mescid bulunmaktadır), siz hiç düşündünüz mü zorunlu dini eğitimin aslında cehaletle anne baba tarafından verildiğini…sanırım artık saymaya gerek yok, bu kadar rezaletler varken dinle ilgili, ben ne özür dilerim, ne de edepli olurum…
    edepli olup din yavşaklığı yapmaktansa, edepsizliğimle Allah’a daha yakın olmayı yeğlerim.
    Ez-cümle: Eleştirmek için, okumayı bileceksiniz, yazıdan alıntı yapmayı değil…

  5. kemal koçak says:
    11 sene önce

    Tekraren Sn. Mehmet Serdar VURAL ve şahsınızdan özür dilerim …Amacım kimseii kırmak ve incitmek değildi.. Fakat yazıı okuunca o anlık hislerim dökülü verdi kalemden elbetet hislerime bir takım eklemeler de yaptımm.. Ama amacım bahse konu yazıyı kaleme alan Sn. Mehmet Serdar VURAL amacı ile aynı.. Yanii herkes bildiği işi yapsın..Heleki konu din olunca biraz daha hassasiyet gerekiyor diye düşünüyorum …İnanıyorum ki Mehmet beyde bu açıdan çok şey istemiyo ve bende çok şey istemiyom..
    Saygılarımla…

  6. İbrahimî Feyzullah YALÇIN says:
    11 sene önce

    Gürbüzcüğüm, eğer sen bir müslümansan, Her halukarda edebli olmak zorundasın… Bu Allah’ın emridir, Allah için gerçek din için edebsizlik de ederim anlayışı pek edebli değil!

  7. Gürbüz says:
    11 sene önce

    benim ne demek istediğim aşikardır…bazen anlatılmak isteneni vurgulamak için bunlar gereklidir…
    gözüne perde inmiş insanların açı değerlerini en azından 180 dereceye çıkartmak için gayet iyidir…
    bunu yaparken edepli olmayı çok kere denedim ki insanlar edepten anlamadıkları için, adab-ı muaşeret nedir insanlar bilmediği için ben de insanların anlayacağı at gözlüğüyle yorumladım…

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazarları

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son

Zevzeklik

11 Nisan 2021

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019

Kalifikasyon

18 Nisan 2021

“İngiliz Efsânesini Bitiriyoruz…” Atatürk Tarafından Verilen 450 Ton Altın

16 Kasım 2018
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

03 Nisan 2021

Şereflikoçhisar’ın Yüzyıllık Lezzeti Tahinli Pide, Nam-ı Diğer Tahanlı Pide

20 Ağustos 2018

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39

Şükran Günay Gönen Köy Enstitüsü’nün İlk Öğretmenlerinden Ali TONGAZ’ı Anlatıyor (2018) (III)

21 Nisan 2021

Gözledim Yolları

21 Nisan 2021

Rejim Baskı Üretmeye Mecbur

21 Nisan 2021
Yağda Kızartmalar Kalp Krizi ve Ölüm Riskini Artırıyor

Yağda Kızartmalar Kalp Krizi ve Ölüm Riskini Artırıyor

21 Nisan 2021

İş Hukukunda “Telafi Çalışması”

21 Nisan 2021

İlk Yüzyıl…Ortak Noktaların Zuhur Ettiği Yıldır…

21 Nisan 2021

Hoş Geldin Ramazan

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi

Ayın Kitabı

Ayın kitabı bölümünde yazarlarımızın kitaplarının yayınlanması için, her ay en az üç yazı yayınlamış ve yazılarının her birinin en az 50 tekil tıklama sayısına ulaşmış veya her bir yazısına en az 5 er portal üzerinde yorum almış olması gerekmektedir.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

YAZAR PORTAL

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun? Kayıt ol

Yeni hesap oluştur!

Kayıt için aşağıdaki formları doldurun

Tum alanlar zorunludur Giriş yap

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap