Askerde duymuştu, “rençber” kavramını. Bu kavrama dikkat kesilmiş ve gözleri parlamıştı. Rençber; Toprakla ilgili, ağır işleri gören gündelikçiydi.
Atagün, rençberliği kafasına koymuştu. Çünkü, borçlarını kısa sürede temizlemesi için, çalışması gerekirdi.
Atagün, kaslı yapısıyla, gücünün doruğundaydı. Kazmayı kaldırdığında, toprak ondan ürküyordu. Esmer, kısa boylu ve tıknazdı. Omuzları biraz kamburdu. Allah onu toprak işleri için yaratmıştı. Sabahları deniz kenarında koşar, kayıkları spor olsun diye kenara çekerdi.
Boş dururken de terler, uyurken bile hareket ederdi. En büyük rahatsızlığım, çalışmamaktı. Kazma ve küreksiz yapamam, derdi.
Sapladığı kazmayı ve salladığı küreği, sayardı. Askerde karar vermişti, kazma ve kürekle çalışmaya. Ağır işler bana göre. Tarlayı eşip fidan dikeceğine karar vermişti.
Köyde, Ata gibi çalışmalı, diyorlardı. Onun için Atayı çalıştırmak için sıra alıyorlardı. Rençber su içer, ter döker ve enerji boşaltırdı. İki günde motorun devrettiği toprağı Ata da aynı zamanda devretmişti. Ata artık toprağın motoru, olmuştu.
Meyilli arazinin üzerinde motor çalışamazdı. Bu durum Atanın kısa zamanda borçlarını ödemesine neden olmuştu. Aylıkçı olması için yapılan teklifi, kabul etmemişti. Çünkü daha çok para kazanıyordu.
Her yerinden taş çıkan, bahçesini devir yapmakta zorlanmıştı. Yorulsa da başarmıştı. Bu sürede arkadaşlarıyla ilgi kurmuyordu. Herkesin işi kendine göre, diyordu.
Yıllar böyle mi geçecek, diye söylendiği de oluyordu. Bu topraklarda makinenin çalışmaması, çok kötü, dedi. El ve yüzünün görüntüsü, dış ortamda, çalıştığını ele veriyordu. Bahçelerde sıra bekleyenler yanık elleri gözlüyordu. Sırası gelen seviniyordu. Çünkü toprağın havalanması önemliydi.
Rençber bu günlerde, kazmasının her inişinde, gücünün azaldığının, farkında oluyor ve dinleniyordu. Su içmezsem resmen kuruyacağım, diyordu. Ata su için sürahiyi kafasına dikiyordu. Bir sürahi su diyordu.
Atanın borcu kalmamıştı. Sevincini hemen herkesle paylaşıyordu. Daha kolay işlere de gideceğim, diyordu.
Şehre yakın bahçelerde çiçek bakımı da yapmaya başlamıştı. Çiçekle uğraşmak kolaydı. Toprağı derinliğine eşmiyordu. Fakat çiçek bahçesi yapmak yine onun işiydi.
Ağır işler borçları süpürüp götürmüştü.
Kendine bir gün tatil de verecekti.
Hasan TANRIVERDİ