Matematiği bozuk din anlattık…çalmamayı öğrettik ama çaldırmamayı öğretmedi. Hak yeme dedik ama hakkını yedirtme demedik…
Matematiği bozuk din eskiden kötüler parmakla gösteriliyordu ve matematiği bozuk din anlatılsa da bundan yara alan yok denecek kadar azdı…ama zamanımızda bozguncular arttı… Matematiği bozuk din anlatmayı terk edelim…yani çaldırmamayı da öğretelim çocuklarımıza…çalmasınlar ve çaldırmasınlar…ezmesinler ama ezilmesinler de…
Matematiği bozuk din
Evet…Matematiği bozuk din, BOZGUNCU’nun işine yarıyor… Kuzu postundaki kurtların işine yarıyor…yalancıların dolandırıcıların işine yarıyor… Yalan söylemeyelim ama yalana da kanmayalım… Öyle bir din ki aklı dinden kovdular akıllıları da kovacaklar… Esmasız din hedefleri…yani Allahın sıfatlarının etkisini de dinden kovacaklar…müsbet ilmi kovuyorlar… İlmi hikmeti kovunca marifetullahı da kovmuş oluyorlar…
Fıtri din deniliyor ama değil çünkü fıtrat esmanın eseri…esmayı üstünleyen din fıtridir tek…
Evet…fakire sürekli yetinmeyi öğretmeyin…fakir zaten yetiniyor…zengine az zıkkımlanmayı öğütleyin…ve bölüşmeyi….sorun çözülür…
Fıtrat dini nedir mi…
Fıtrat kelimesi “yarmak, ikiye ayırmak; yaratmak, icat etmek” mânalarına gelen fatr kökünden isim olup “yaratılış, belli yetenek ve yatkınlığa sahip oluş” anlamında kullanılır. İlk yaratılış, bir bakıma mutlak yokluğun yarılarak içinden varlığın çıkması şeklinde telakki edildiğinden fıtrat kelimesiyle ifade edilmiştir.(TDV.İslam Ansiklopedisi)
fâtır kelimesi Kur’an’da Allah’ın isimlerinden biri olarak zikredilmiştir(el-En‘âm 6/14; Fâtır 35/1; ez-Zümer 39/46).
Fıtrat nedir mi….ilk yaratılış sırasında Allah’ın insan tabiatına bahşettiği yaratanını tanıma eğilimi, ruh temizliği vb. olumlu yetenek ve yatkınlıklar…
Fıtrat hadisinde bulunan,“… Sonra ebeveyni onu yahudi, hıristiyan… yapar” ifadesi, çocuklardaki temiz yaratılışın ve iman yatkınlığının çocukluk devresinde çeşitli etkilere göre değişmeye elverişli olduğunu göstermektedir. Ve İbn Teymiyye fıtratı İslâm olarak yorumlayan görüşte…
Evet…fıtratı bozukların çoğaldığı bir dünyadayız… “Cahillerden yüz çevir” emrine sıkı sıkı sarılacağımız bir zamandayız…kardeş cemaatler oluşturulmalı…diğer cemaatlere mesafeli olunmalı…münafıklara imkan verilmemeli…hz Ademden beri din cihadın silahı…şirkle kavganın silahı…şirk ehlinin hileleriyle kavga silahı…yine din ile insanları fıtratı bozuklara karşı uyarmalıyız…bu uyarılar zaten dinde var…gündeme yerleştirmeliyiz..
Cahilden yüz çevir….münafıktan yüz çevir…der İslam mensubuna…
İşte ayet: “Kolaylığı seç, iyi olanı emret, cahillere aldırma!”(A’raf/199)
Corona salgının da “teravihlerin evlerde kılınması…”bir kolaylık…ayet kolayı seç der…külfet ve endişe verenden kaç der… İyi olanı emret…uzmanların görüşlerini yeğle…der…ve cahillere aldırma…der…o cahiller sana verir talkını…ama kendisi yer salkımı…çıkarı için seni yanıltır…
O cahillerle kavgada çok silah sunar Kur’an mensuplarına…yeter ki bizler alalım… İşte bir ayet daha… “Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükâfatı Allah’a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.” (Şûrâ, /40)
Evet… Af, suçu kabullenenler içindir, suçları tarz ve meslek haline getirip onu işlemede direnen ve devam edenler için değil… Zâlimi affetmek, mazlûma zulümdür. Hâini affetmek, mâsumdan intikam almaktır.
Şâir Arif Nihat Asya, bir beytinde şöyle der: Zâlim demedim kimseye, hâin demedim, Vurdun bana ey el, “ne bu hâlin?” demedim, insanlık için duâ duâ yalvardım, Tel’îne ve bedduaya âmin demedim.
Evet… Zalimleri affeder olduk neden?.. Buna ne hakkımız var… Hâini affetmek, mâsumdan intikam almaktır…
Evet…halimiz İslam değil… HAİN affedilmez…
