İşsizliğin gençlerde psikolojik etkisini araştıran, gazeteciyle görüşmeye gittik. Gazeteci işçi bulma kurumunun önünde, iki aydır işsiz gençlerle birlikte oluyordu.
Gazeteci gençlerle birlikteliğinden elde ettiği, verileri bizimle de paylaştı.
İşsiz gençlerden biri, beş kilometrelik yoldan geliyordu. Genç, kurumun kapısından çıktığında umutsuzluğu yerini belli ki, belirsizliğe bırakmıştı. Titreyen adımlarla merdivenin başına kadar geldi ve birden, saman çuvalı gibi asfalta yuvarlandı.
Sararmış bir çehre, kapalı gözler ve dağınık saçlarla baygın bir şekilde boylu boyuna uzandı.
Kuyrukta bekleyenler hemen müdahale etti. Elini yüzünü yıkadılar ve koluna girip ayağa kaldırmaya çalıştılar. Gazeteciyle koluna girip pastaneye götürdük. Pasta simit ve çay ikram ettik. İkinci çayı yudumlarken, “açlıktan adım atamıyordum,” dedi.
Genç, kurumun ne dediği belli değil. Ot bitmeyen toprağı sulamaya çalışıyorlar. Yapılan gösteriden başka bir şey değil. Kendime olan güvenimi yitirip tanıyamaz hale geldim. Ailem ise elime bakıyor. Merdivenden yuvarlanmayayım da kim yuvarlansın. Atanmamın yapılmayacağını artık anladım, inşaatlarda işime devam edeceğim.
Ruhum inandığı gücünü kaybetti. İnandığım değerleri sorgular hale geldim. Çölde su arar oldum. Haftada bir de olsa, on kilometre yolu tepmek kolay değil.
İşsiz gencin verilerini gazeteciden aldık. Gazeteci; gençler de kökleri kesilmiş ağacın önce yaprakları, peşinden meyvesi solmasına benzedi, dedi.
Gazeteciyle atanmayan gençlerin durumları hakkında yorum yaptık. Gazeteci: insan öngörüsünü kaybederken, sevinç ve neşesi kalmıyordu. Geçmişte yaşar hale geldim. Çünkü o günler coşku ve güzellikler içerisinde geçiyordu.
Yaşam heyecan ve sevgidir. Tohumun meyve verene kadar geçirdiği evre yaşantımız gibidir. Bu evrelerde çiçeği koklar, meyvenin lezzetine bakarsın. Heyecanın bitmez yeni güne koşar, erişilmez gibi görülen değerlere ulaşır, gülleri koklar ve mutlu olursun.
Yarın gazetemde; “Gençler ve Dertler” başlığında yazılarıma başlayacağım.
Toplumun geleceği olan gençleri, çıkmaz sokaklarda süründürenler, acaba hiç düşünmez mi?
Allahtan ümit kesilmez ama bunlar kalemlerini umutsuzluk rüzgârı için sallıyorlar.
Hasan TANRIVERDİ