Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ömer Sabri KURŞUN

İnsan Olarak Hak Ettik

Ömer Sabri KURŞUN Yazar Ömer Sabri KURŞUN
23 Mayıs 2020
Ömer Sabri KURŞUN
1
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Gün/aydın dostlarım…

Yaşamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben

İNSAN OLARAK HAK ETTİK

İnsanoğlu yüzyıllardır çevresine ve doğaya verdiği zararların bedelini ödemektedir. Kişisel hırslarla, daha çok kazanmak arzusuyla, tembellikle, sorumsuzlukla doğaya zarar verenler kendilerinin doğanın bir parçası olduklarını ve verdikleri zararın kendilerine döneceği gerçeğini gözardı etmişlerdir. Yüzlerce yıldır çevreye verdiği zarardan çok çeken insanoğlunda bir çevre bilincinin oluşması (en azından önemli bir kısmında) çok yeni sayılır. 1970’li yıllardan sonra Dünya’da çevremizle ilgili hissedilir derecede bir duyarlılık oluşmuş ve bu olgu çevrebilim(ekoloji) adıyla bilimsel platformda yoğun bir şekilde ele alınmaya başlanmıştır.

Çevre bilincinin var olabileceğini kimsenin iddia edemeyeceği bir yüzyılda ve bir mekânda, Kuran’ın; insanların kendi elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde bozgun çıkacağını, bunun sonuçlarının yine insanoğluna zarar vereceğini söylemesi ve bu konunun önemine dikkatleri yöneltmesi harika bir derstir. (Çeviride deniz diye çevirdiğimiz kelimenin Arapçası “bahr”dır. Bu kelime temelde denizleri ifade ettiği gibi göl, ırmak gibi tüm büyük su topluluklarını da ifade etmektedir.) Günümüzde doğa üzerinde hoyratça tasarruflar yapamayacağımızı, eğer buna kalkışırsak bedelini ödeyeceğimizi iyice öğrenmiş bulunuyoruz. Ayrıca her bir insanın çevresine verdiği zararların, sebep olduğu kirliliklerin tüm yeryüzüne karasıyla, deniziyle bütün olarak zarar verdiğini de öğrendik. Bu yüzden hiç kimse bu konuda “Ben istediğimi yaparım. Her koyun kendi bacağından asılır.” diyemez. Doğa hepimize Allah’ın bir armağanı olduğuna göre, ona zarar verenleri durdurmak hepimizin, tüm insanlığın ortak görevidir.
Görüldüğü gibi insanoğlunun en önemli düşmanlarından biri çevre kirliliğidir. Kuran’ın, çevre bilincinin oluşmadığı bir dönemde bu konuya dikkat çekmesi çok önemlidir. Kuran, insanların elleriyle yazılan kitaplar gibi; kendi toplum bilincinin, sosyolojik yapısının ve aktüel sorunların etkisiyle yazılmamıştır. O bütün zamanların ve bütün insanların Rabbi olan Allah’tandır. Bu yüzden Kuran kendi döneminde var olmayan bilgileri, bilinç düzeylerini, geçmişin olduğu kadar, geleceğin de sorunlarını aktarır.

Aynen ayetteki ifadeye uygun olarak insanlar kendi elleriyle yapmakta, kendi elleriyle yaptıkları yüzünden kendileri çekmektedirler. Ayet, insanların başına gelenlerin, önceki davranışlarını düzeltmeleri için bir uyarı olduğunu da aktarmaktadır. Kendi ellerimizle yaptıklarımızı –tüm insanlık olarak- ne kadar düzeltirsek başımıza gelmesi olası felaketlerden o derece sakınmış olacağız.

Çevreye en büyük zararları üzerine yaşayan insanlar vermektedir. Doğanın belli bir düzeni olmasına rağmen kendisini her geçen gün iyileştiriyor. İnsanların etkisi büyük etki yaratıyor. Hırslar, kazanç, tembellik ve sorumsuzlukları yüzünden doğa en büyük zararı görmektedir. Kendilerini geliştiren toplumlar olup doğaya en büyük zararı yaratmıştır.

Gezegen mücadele veriyor. Birbiri ardına yapılan bilimsel çalışmalar, yaşayan dünyamızın katlanabileceği fiziksel sınırların çok daha ötesine geçtiğimizi gösterip bizi uyarıyor.
Artış gösteren olağanüstü sıcaklıkların feci hava olaylarına sebep olmasından tutun (rekor kuraklıklar ve eşi görülmemiş yangınlar da dâhil), plastiğe boğulmuş okyanuslara ve ekosistem çöküşlerine kadar, devasa bir şeyin patlamak üzere olduğu aşikâr.
Karaları, denizleri ve atmosferi, devasa bir çöp yığını şeklinde kullanmanın artık geçerli olmadığı bir noktaya ulaştık.

Buna rağmen çoğu hükümet, faaliyete geçmeden önce bunun ekonomik bir anlam ifade etmesini bekliyor.

Sanayi devrimleri ile birlikte makineleşme dönemi kendisini göstermeye başladı. En çok kirlilik 19. yüzyıldan itibaren oluşmaya başladı. Çevre kirliliği eski çağlardan ibaret olsa dahi günümüzün en çok kirlilik yaratan yerleri otomobil, fabrikalar, sanayi alanları olmaktadır. Orman alanlarına ihtiyaç duyularak yakılması veya kaza sonucunda yok olmasına sebep olmuştur. Dünyayı kirleten insanlardır.

Hiç kimse, teknolojisiz toplumlara geri dönmemizi önermiyor. Bunun yerine, uzun ömürlü olduğu kanıtlanan farklı yaşam şekillerinden bir şeyler öğrenilmesi gerektiği söyleniyor. Buradan hareketle, gelişmiş teknolojilerimizin de yardımıyla, ileriye yönelik yeni ve daha iyi yöntemler bulabiliriz.

Üzerinde yaşadığımız gezegene verdiğimiz zararın fiziksel sonuçlarını buzulların erimesi, iklim değişiklikleri, artan kanserler ve genetik bozukluklar sayesinde oldukça yakından hissetmeye başladık.
Ve son dönemde yaşadığımı Corana19 pandemisi.
Covid-19 salgını derin bir iklim ve çevre krizi yaşayan Dünya’da son yıllarda meydana gelen doğal afetler serisinin bir parçası mı? Koronavirüs yakın gelecekte meydana gelebilecek daha kötü salgınların bir başlangıcı mı? diye düşünmek gerekir…
“Virüslerin yeni ev sahibi biziz”
‘Taşma: Hayvan Enfeksiyonları ve Yeni Pandemiler’ kitabının yazarı David Quammen New York Times’a yazdığı yazısında şunları söylüyor:

“Tropik ormanları istila ettik. Vahşi yaşam alanlarını istila ettik. Buralarda bulunan ve insan türünden uzak şekilde evrimleşen çok sayıda bitki ve hayvanda bilinmeyen virüsler var. Yaşadıkları ağaçları kesiyoruz, onları kafeslere koyuyoruz, öldürüyoruz. Vahşi hayvan pazarlarında etlerini satıyoruz. Ekosistemleri bozuyoruz ve virüslerin doğal ev sahiplerini öldürünce onlar da yeni ev sahipleri aramaya başlıyor. Biz bu bilinmeyen virüslerin yeni yaşam alanları haline geliyoruz.”

Günü yaşamak için geleceğini yok ettik çocuklarımızın, gelecek neslimizin. İnsan var olduğundan beri egosu hiç bitmedi. Yanlış da olsa devam etti yok etmeye. Sonunda doğa da bizden intikam alacak tabi. Doğru ile yanlışı bireysel olarak düşünmedikçe, kitlelerin arkasından düşünmeden gittikçe daha da neler göreceğiz kim bilir. Gelişmek demek yok etmek değildir. Hastalıklar, salgınlar binlerce insanın ölümüne sebep oldu. Olacak da. Biri bitecek diğeri başlayacak. Afetler artacak. İnsanoğlu yine de akıllanmadan günü kurtarmak için sadece çaba sarf edecek.

Temizliğe yönelik çalışmalar yapılsa dahi yeterli kaynak ayrılmadığından dolayı yetersiz olur. Nüfus artışı dahi çevre kirliliğine neden olur. Bilinçsizce tedbirleri hiçe sayarak sanayileşmenin artış göstermesi bir neslin yok olmasına neden olur.

Doğa insan olmadan da yaşar ama insan doğa olmadan yaşayamaz…

Biraz ders alalım bu yaşadıklarımızdan diyoruz ama almıyoruz maalesef…
Resimde gördünüz piknik alanlarını. Girdiği ayak bastığı her yeri mahveden insan bir yanda da girdiği yeri koruyan hayvan…
Trafik lambasında kırmızı yanarken bekleyen köpeği ama aynı anda geçen insanı gördünüz mü hiç. Ben gördüm insanlığımdan utandım. Resimde gördüğünüz kedileri gördünüz mü? Yiyecek almak için nasıl kuyrukta bekliyor. Ya insan dediğimiz!
Yaşamın çoğu alanında insanlar başkasını tanımlarken ya da kendisinin tanımlanmasında bazı hayvan isimleri kullanır. Ya kızar kızdırılır, ya da sevinir sevindirir. Hayvan türü önemlidir?
Bunun yanında insan doğası itibariyle ya kendi cinsinden ya da hayvanlardan ders de almalıdır.
Hayvan dostlarımızın bize gizli gizli olsa da verdiği hayat derslerini görmemiz lazım…
Biz insanlar olarak kendimizi her şeyden üstün, en mükemmel, en zeki varlıklar olarak görüyoruz. Ama etrafımızda olanlara bakınca öldüren, katleden, zarar veren, acı çektiren varlıklar bizleriz aslında.

Diyeceğimiz o ki hayvanlar dünyasına baktığımızda aslında onlardan öğreneceğimiz çok şey var. En naif, en masum halleriyle bize öyle dersler veriyorlar ki bazen insanlığımızdan utandığımız anları unutup onların dünyasına sıvışmak istiyoruz.
Hep yükseklerde uçan kartala; yere düşmek gibi bir korkun var mı? diye sormuşlar. Kartal gülerek, “İnsan değilim ki biraz yükselince kendimi beğenip havalara gireyim!. Ben zirvelerdeyken bile gözlerim hep aşağıdadır” cevabını vermiş.

Hayatta bazı olayları anlatırken ya da gözlerken özellikle ders çıkarılabilecek olayları anlatırken, ders verme amacı güden, güldüren, düşündüren ve genellikle manzum öyküler (FABL) hep hayvanlar, bitkiler ya da eşyalar aracılığı ile anlatılır örnek gösterilirdi. Hani ders alalım, örnek alalım ve sorun olmasın diye. İşte böyle bir hikâye, ders alınabilir mi? Evet alınabilir dostlarım, ben büyüklerimden büyürken çok dinledim. Dedemden, ninemden, anneannemden, amcalarımdan. Rahmetli babamın annemin anlattıklarını saymayacağı kaç yüz olduğunu dinlediğim FABL sayısını…

“FABL” nedir derseniz açıklaması şöyle TDK ya göre: Sonunda bir ahlâk dersi vermek amacıyla kaleme alınan, konusu bitkiler, hayvanlar veya cansız varlıklar arasında geçtiği düşünülen ve genellikle manzum olan edebî yazılara fabl denir. Kişilerin veya topumun aksayan yönleri fabl aracılığıyla düzeltilmeye çalışılır. Hayalî varlıklar ve olaylar gerçeğe ne kadar yakın olursa fabl o derecede etkili ve başarılı olur. Teşhis ve intak sanatlarından yararlanılarak anlatıma canlılık ve güzellik katılır.

Evet dostlarım bu günlük buraya kadar. Fakat şunu hiç unutmayalım: SEVMEK kelimesini, yaşam sevgiyle başladı. Rabbim insanı sevdi yarattı, içine bir damla sevgi kattı Dünyaya yolladı. Sev kardeşim; Yaradandan dolayı yaratılmış her şeyi sev…

Sevin, sevilin, sevmek dünyadaki en büyük güzelliktir.
Hayat sevince güzel ve diyelim ki her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir…

Gönlünüzden geçen her güzel şeyin hayalden çıkıp, gerçeğe dönüşmesi dileğiyle hepinize hayırlı, sağlıklı ve mutlu bir gün olsun…
Sevgi ve muhabbetle, hoş kalınız, hoşça kalınız, dostça kalınız, sevgi ve aşkla kalınız…

#öskurşun#

Paylaş
Etiketler: Covid-19 salgınıekosistemgezegensanayi alanlarısanayi devrimleri
Önceki Yazı

Gelin ADL Sıfatını Anlayalım. Birçok Yanlışı Ayıklayalım (1)

Sonraki Yazı

Aynı Ses

Ömer Sabri KURŞUN

Ömer Sabri KURŞUN

İlişkili Yazılar

Hayat
Edebiyat

Hayat

21 Şubat 2025
5k
Sadaka Taşı
Eğitim & Kültür

Sadaka Taşı

20 Şubat 2025
5k
Bir Anne
Edebiyat

Bir Anne

19 Şubat 2025
5k
Hayat ve Paylaşmak
Edebiyat

Hayat ve Paylaşmak

18 Şubat 2025
5k
Sonraki Yazı

Aynı Ses

Yorumlar 1

  1. Mustafa Kemal ÖZGÜRSOY says:
    6 yıl önce

    Evet insanoğlu olarak tüm dünya insanlarının bu öldürücü, ve de ÖNCÜ olarak gönderildiğine inandığım virüsün neticelerini hakettik! Bizler azdık ve belanızı buluyoruz. Allah sonumuzu hayreylesin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap