Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Eğitim & Kültür Kültür Din ve Ahlak

İbn Haldun’un Gözüyle Tasavvuf

Cemil PASLI Yazar Cemil PASLI
30 Temmuz 2021
Din ve Ahlak
0
İbn Haldun’un Gözüyle Tasavvuf
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İbn Haldun’un düşüncesinin merkezinde Mukaddime’de ortaya koyduğu “umran ilmi” vardır.

Sosyolojik bakışının yanında bir tarih felsefecisi olarak İbn Haldun’a göre tarihin, zahiri ve batıni ya da suri ve hakiki (zati-arazi) olmak üzere iki yönü vardır: Zahiri yönüyle tarih havadis aleminde cereyan eden olayların naklinden ibaret olan bir ilimdir. Batıni yönüyle tarih ise oluş ve bozuluş aleminde ortaya çıkan tarihi toplumsal olayları var ve mümkün kılan esasları söz konusu etmektedir. Bu yönüyle batıni tarih umran ilmine tekabül eder ki siyasi, sosyal ve ekonomik hadiselerin metafiziksel esaslarını açıklamayı kendine konu edinir.

İbn haldun’un siyaset felsefesi de umranda ortaya çıkan hallerin tedbirine matuftur. Bu tedbirin iki ayağı vardır:

Akli siyaset ve şer’i siyaset.

Akli siyaset insan ve toplumun dünyevi menfaatlerini temin ederken, şer’i siyaset hem dünyevi hem de uhrevi fayda ve saadete vesile olur. Şer’i siyaset ve tedbirlerin ilkelerini Peygamberleri vasıtasıyla bizzat Allah tesis eder. Hz. Peygamber’in “cevamiu’l-kelam” olması dünyevi ve uhrevi faydaları birlikte dile getirmesinden dolayıdır. Yani zahir-batın, madde-ruh, dünya ahiret birlikte zikredilmekte; iki alemin de saadet ilkeleri ortaya konulmaktadır.

İbn Haldun umran felsefesi gereği ve politik neticelerinden hareketle Mukaddime’de tasavvuf ilmine sınırlar belirleyerek bie resim ortaya koyar. Zamanındaki ilimleri ikiye ayırır:

1.Akli ilimler: Hikemi ve felsefi ilimler. İnsan fikrinin tabiatı ile bu ilimlere vakıf olur.

2.Nakli ve şer’i ilimler: Bunların tümü kitap ve Peygamberlerden gelen haberlere dayanır.

Şer’i ilimlerde ikiye ayrılır:

  1. İtikada taalluk eden hükümlerle kelam ilmi ilgilenir
  2. Amellere taalluk eden hükümler ise zahiri ve batıni amellerle ilgili hükümler şeklinde ikiye ayrılır. İlkiyle fıkıh, ikincisiyle tasavvuf ilgilenir.

Bu anlamda tasavvuf; fıkh-ı batın olup gayesi, nefsin tezkiyesi, kalbin saflaştırılması, batıni amellere dayanarak ahlakın kemale erdirilmesidir. Böylelikle gerçek saadet kazanılacaktır. Tasaavufun bu gayeye binaen ortaya çıkmasının sebebi tarihi-toplumsal gelişmenin neticesidir. Bu itibarla ilk dönem tasavvufu İslam toplumlarında dünyevileşme eğilimlerine tepki olarak manevi ve uhrevi olana yönelişi temsil eder.

İbn Haldun tasavvufu sonradan çıkan şer’i ilimler arasında değerlendirir. Kelam tarihinde olduğu gibi tasavvuf tarihini de mütekaddimin (ilk sufiler) ve müteaahhirin (muhakkik sofiler ya da felsefi tasavvuf) olarak ikiye ayrırır. Mütekaddimin söz konusu olduğunda Kuşeyri-Muhasibi çizgisi ve o çizgide devam eden İbn Arabi ve iki dönem arasında berzah olarak gördüğü Gazzali’den söz eder.

Tasavvuf tarifi Muhasibi ve Kuşeyri çizgisindedir: İbadet üzerinde önemle durmak, masivadan alakayı kesip tamamıyla Allah’a yönelmek, dünyanın zinetlerinden yüz çevirmek, halk çoğunluğunun yöneldiği maddi lezzet, mal, mevki hususunda zahit olmak, halktan ayrılarak ibadet için halvete çekilmektir.

Mutasavvıfların genellikle dört konuda konuştuklarını ifade eder:

1.Mücahedeler ve ondan hasıl olan manevi ve ruhi zevk ve vecd halleri ve işlenen ameller hakkında nefs muhasebesi (mütekaddimin dönem)

2.Rabbani sıfatlar, arş, kürsi, melekler, vahiy, nübüvvet, ruh, görünen görünmeyen bütün varlıkların hakikatleri mucidinden sudur etmeleri itibariyle ekvanın tertibi ve tekevvünü gibi gayb aleminden idrak edilen hakikat ve keşf üzerinde konuşmak(müteahhirin dönem)

3.Türlü türlü kerametlerle alemlerde vaki olan tasarruflar üzerinde konuşmak (mütekaddimin dönem)

4.Önde gelen sufilerden zuhur eden ve zahir itibariyle şer’i ahkama muhalif olduğu intibaını ve vehmini veren şatahat tabir edilen, zahiri müşkil olan, bir kısmı te’vile tabi tutulan lafızlar üzerinde konuşmak (müteahhirin dönem)

İbn Haldun, tasavvuf hakkında konuştuğu bu konuların birinci ve üçüncüsünü benimserken, ikincisini reddeder.

Müteahhirin mutasavvıflarda gelişen beş hususu da eleştirir:

1.Şii ve sufi grupların paylaştığı velayet teorisinin sonuçlarından olan Mehdi inancını eleştirir. İbn Haldun’a göre Mehdi inancının “dini” temelleri yoktur ve tamamıyla politik bir amaç gütmektedir.

2.Külli akılların teşahhus etmiş hali olan kutbun ve diğer ricali-gaybın varlığını inkar etmektedir. Yaşayan bir şeyhe bağlanmayı Şifaü’s-Sail’de sorun edinse de, mutlak anlamda kutb olan Hz. Peygamber’in vekilleri olan gayb erenlerinin siyasi-sosyal seviyedeki faaliyetlerinin mülk nizamına tehdit içereceğinden tehlikeli addetmektedir.

3. İbn Arabi’nin vahdet’ül-vücut, İbn Seb’in vahdet-i mutlaka gibi geç dönem sufilerinin bireysel ve topluma katarılamaz gördüğü düşüncelerini eleştirir.

4. Büyü, kehanet, ilm-i esrarı huruf, ilm-i nücum ve sihir gibi konularda kabiliyet sahibi mutasavvıflar riyazetle tahsilde bulunabilir; ancak bu türden bilgilerle siyasi-sosyal seviyede tasarrufta bulunmanın toplumsal kargaşaya yol açacağı uyarısını yapar.

5.İbn Haldun’un tasavvufa yönelttiği en önemli tenkit; ahlaki ve dini bilinci yerinde bir hayat tarzından kişiyi uzaklaştıran tehlikeli zahitliktir. Bu zahitlik türü, siyasi ve sosyo-ekonomik yapıyı bozmaya açıktır.

Mutlak anlamda keşf, ölümden sonra ahirette vaki olacaktır. Bunu dünya hayatında istemek bu yolda mücahede yapmak Kur’an ve sünnette varsa da, sonradan atılan teferruat ve bid’at nev’inden olan ruhbanlık (rehbaniyyet) tavrıdır. Bu tavırdan sakınılması gerekir. İnsan yaratılışı itibariyle sosyal bir varlık olup, İslam’da cemaati, toplumu, toplum içinde erdemli bir hayatı emreder.

İbn Haldun’un tasavvuf tarifi şu şekildedir: Batıni ve zahiri ameller icra edilirken bu husustaki hududu aşmadan Allah karşısında gösterilmesi gereken güzel edebe (ihsan) riayetkar olmak, kalbi fiillere birinci derecede önem vererek bunun gizli cihetlerini denetlemek ve bu suretle kurtuluşa sürekli bir istek ve azim duymaktır.

Kısaca; İbn Haldun tasavvufu siyasi-toplumsal bir olgu olarak algılayıp beşeri umranda tasavvufu zühd ahlakıyla sınırlarken, sufiler tasavvuf ilmini gerek toplumsal seviyede gerek gaybi düzeyde hadiselerin idraki için ilahi ilimden kendilerine verilen hakikatlere dair bilgilerin bütününü oluşturan bir disiplin şeklinde tanımlarlar. Buna göre fert ve toplum züht ahlakından(tahalluk) hakikatler idrakine(tahkik/tahakkuk) geçilir. Hakikatlerin idraki aynı zamanda tarihi-toplumsal ve siyasi düzlemdeki olayların oluş keyfiyetlerine de ışık tutacaktır.

(Yazının hazırlanmasında Dr. Semih Ceylan’ın “İbn Haldun’un Sufilere ve Tasavvufa Bakışı: Umranda Tasavvuf İlmi” başlıklı makalesinden istifade edilmiştir.)

Paylaş
Etiketler: Gözüyle Tasavvufİbn Haldun’unNakli ve şer’i ilimler:
Önceki Yazı

Esma ile İmanlan…Yani İmanının Zulmünden Kurtul

Sonraki Yazı

At Topu At

Cemil PASLI

Cemil PASLI

İlişkili Yazılar

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor
Din ve Ahlak

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
5k
İbadetler Günahları Siler mi?..
Din ve Ahlak

İbadetler Günahları Siler mi?..

28 Kasım 2025
5k
Arayan Mevlasını Arayan da Belasını Bulur…
Din ve Ahlak

Arayan Mevlasını Arayan da Belasını Bulur…

21 Kasım 2025
5k
Okudun mu?
Din ve Ahlak

Okudun mu?

14 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı

At Topu At

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap