Adı Çamur’du.
Alman kurt köpeği, her gün çiş saatleri için dışarı çıktığında ilginç bir huy edinmişti.
Boynunda ki, tasmasını kopartacak derecede sahibini sürüklüyordu. Sonunda aynı ağacın bulunduğu yere geldiklerinde, ancak köpek sakinliyordu.
Çamur, sakinleşince sahibi onun boynundaki tasmayı çıkartınca, köpek hızla ağaca tırmanıyordu.
Çamur’un sahibi, ‘Acaba ağaçta bir kedi mi var? Yoksa yaralı bir kuş mu var? Bunun için mi, her gün aynı ağaca çıkmaya çalışıyordu köpeği?’ Vb, düşüncelerle köpeğini endişeyle izleyip durdu.
Merak ediyordu, lakin gördüğü kadarıyla ağaçta herhangi bir hareket görememekteydi.
Bir hayli yüksek olan ağaca tırmanmayı göze alamamıştı. Ağacın gövdesi uzundu. Üstelik, ayaklarıyla destek alarak yukarı tırmanacağı budakları da yoktu.
Çamur ise, ha bire tırmanmak için hamleler yapıyor, ama başarısız oluyordu. Yorulduğunda çınar ağacının dibinde iki patisinin üzerine başını koyup, inliyordu…
Sahibi hala bir anlam veremiyordu. Cebinde taşıdığı köpeğinin çok sevdiği proteinli krakerlerle ancak vazgeçirebiliyordu. O çınar ağacın altından güçlükle ayrılıyorlardı.
Günlerden bir gün, köpeğin sahibi veterinere köpeğinin anormal davranışını açıkladı.
Belki bu anlamlandıramadığı köpeğin hırçın davranışlarını ondan öğreneceğini, düşündü. Çünkü köpeği Çamur’u o veterinerden satın almıştı.
Veteriner köpeğin ilk sahibini tanıyordu. Asıl sahibi üç yıl önce trafik kazasında ölmüştü. Varisçileri köpeği veterinere getirip, sahiplendirilmesini istemişlerdi. Veteriner de köpeğin her yeni sahibine gösterdiği bu davranışının nedenine, hiçbir anlam veremiyordu. Gelen kişi, Çamur’un 4.yeni sahibiydi.
Adam, tatmin edici bir yanıt alamayıp evine geri dönmüştü.
Adam, yine bir gün köpekle dolaşmak için evden çıkmaya hazırlanıyordu. Çamur, sabırsızdı. Kapının eşiğinde inleyerek turlar atıyor, defalarca sıçrayıp, kapıyı tırmıklıyordu.
“Dur be Çamur, dur! Şu ayakkabımı bile bağlatırmıyorsun bana… Az sabır yahu, az sabır! Gideceğiz işte…”
Köpeğin sahibi, ağaca tırmanabilmek için bu kez spor ayakkabısı giyinmemişti.
Kramponlu ayakkabılarını giyinmişti. Böylece o çınar ağacına rahatlıkla çıkabilecekti.
Çamur yine anormal hareketler yapıyordu. Sanki kuzeydeki kurt köpeklerinin kızakları ileriye doğru kaydırmaya çalışmaları gibi ileriye doğru hamleler yapmaktaydı. Tasmasını hırçınlıkla çekiştirmekteydi…
Görüntü şöyleydi:
Önde dolu dizgin koşan bir kurt köpeği. Arkasında köpeğin tasmasını çekiştirerek, koşmakta olan bir adam.
Nihayet aynı ağacın altına geldiklerinde köpek zank, diye durdu. Sahibi, Çamur’un tasmasını çıkarttı. Köpek, yine ağaca tırmanmak için çınarın budaksız, düz gövdesine atılmıştı bile…
“Çamur, çabuk in aşağıya! Oraya ben çıkacağım. Hadi oğlum in, çabuk!”
O an inanılmaz bir şey oldu!
Çamur, çok sakin, uysal bir köpek oldu. Aşağıya indi. Çınar ağacın tam altına indi. 4 ayağı üzerinde, başı ağacın üst dallarına sabit bakmaya başladı.
Bekliyordu?
Ama neyi?
İkinci bölümde belki bunu öğreneceğiz.
Benden ayrılmayın efendim.
Emine Pişiren / Kocaeli