Zeytinli Belediyesinden bu sezon, sanat sokağında eserlerimin sergilenmesi için tezgah talep etmiştim. Kurada bana 53 numara çıktı.
Mutlu olmuştum.
Herkese ayrılan sergi yeri 1.20 cm kadardı. Olsun, yine de ufak tefek sanatsal el emeklerimiz için yeterliydi.
Üstelik de bana ayrılan yer de iyi bir yerdeydi.
Belediyenin yöre halkına sunduğu bu ücretsiz olması gereken ekin sanat hizmeti sadece 45 günlüğü yer ücreti 365 ₺ idi …
Olsun, dedik. Kol sıvadık. Bir o kadar da masraf yaptık.
Yeni heveslerle, bir marangoz gibi ölçümler yapıp, 5×5 ler, çıtalar ve tahtalar siparişi verdim.
Sağ olsun şair dostum Mozan Aras imdadıma yetişmişti. Bir güzel tezgahımı hazırlayıp, bana teslim etmişti.
Oysa tezgâhları belediyenin bize kurması gerekirdi.
Yine de şanslı olduğumu düşündüm.
Ama bir süre sonra benimle birlikte tam 200 insan büyük bir hayal kırıklığı yaşayacaktık..!
Çünkü pandemi koşullarına uygun olmayan bir ortamda sergi açmıştık.
WC ve lavoba yoktu..!
Üstelik de hemen Zeytinli Belediyesi yanındaki wc’lere de kilitler asılmıştı.
Sözel olarak şikayet ettik bu durumu.
Öyle ya pandemi vardı.
14 kuralın en önemli maddesi “el yıkamaktan” yoksun kalmıştık.
Ne su, ne sabun ve ne de el dezenfektanı konulmuştu. Oysa ellerimizle birçok insanla muhatap oluyor, para alıp, para veriyorduk.
Yanıt gelmemişti.
Durumu yineledik zabıta memuru A. Y adlı kişiye.
” Ellerimizi sabunla yıkayacak bir lavoba gösterin bize.”
Cümlem havada asılı kalmıştı.
A. Y adlı zabıta sorumlusu memura durumu yine sözel anlattım. Beni dinlemedi bile.. Hatta, biriken kalabalık karşısında sesini yükseltip;
” Ben 33 yıllık memurum. Üniversite mezunuyum. Siz şimdi görev başındaki bir memura iş mi öğretiyorsunuz?”
Der demez;
” Bu kadının başına güneş geçmiş.” diyerek yanımdan ayrıldı.
Hakarete uğradım.
Üzülmüştüm.
Ne istemiştim?
200’e yakın tezgahın kurulduğu ortamda Pandemi koşullarına uygun davranmaları için sadece wc’lerin açılmasını ve Akçay gibi bir turizm beldesinde küçük de olsa elimizi yıkayacak lavabo rica etmiştim.
Bir de
“Giden gider, kalan kalır!” Demiş.
2 . Haftaya girdik. Talebimiz gerçekleşmedi.
Ben de bugün onca masraf yapmış olduğum tezgahımı sökeceğim. Tahtaları da yakacağım.
“Eyvallah! ”
Derim olur biter!
“Bu kadının başına güneş geçmiş,” diyerek iletişim hatası yaparak, haklı taleplerini sunan kişiyi dinlemeyip hakaret eden, üniversiteli bir kadın zabıta memurunu 33 yıldır çalıştıran, Edremit Zeytinli Belediyesi utansın!..
Zira kovit19 virüsünden kendimi korumak için lavobasız bir ortamda daha fazla kalmam mümkün değildi..!
Ressam/ Yazar
Emine Pişiren