Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Eğitim

Eğitim Nasıl Kurtulur -II-

Erhan Ziya SANCAR Yazar Erhan Ziya SANCAR
04 Ağustos 2024
Eğitim, Eğitim & Kültür, Erhan Ziya SANCAR, Genel Eğitim
0
Eğitim Nasıl Kurtulur -II-
413
Paylaşma
5.2k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

eçen haftadan devam..

Geçen hafta ‘Asiye” metaforundan hareket ederek eğitimin açmazlarını ele almıştık.

Bu hafta ise tedavi için önerilerimiz nelerdir?

Haydi gelin beraber satırların üzerinde gezinelim.

Ortadoğu coğrafyasında gezindiğimiz satırlardan bahsetmiyorum, onlar kanlı oluyor.

Edebi satırlar, edebi dizeler edepsizlere belki de en güzel cevap oluyor.

‘Asiye Nasıl Kurtulur?” yönetmenliğini Atıf Yılmaz’ın üstlendiği 1986 yapımı Türk filmi. Film, Vasıf Öngören’in aynı adlı eserinin uyarlamasıdır. *

Asiye’nin yaşadığı hayatta çözüm önerisinde bulunanların hiçbirisi aslında Asiye’nin sorunları ile ilgilenmemektedir. Herkes Asiye’den nasıl faydalanacağını düşünmektedir.

Türkiye’mizde eğitimi çözmek için yola çıkanlar ise bu yolda çok para kazandılar ,koltuk kazandılar, itibar kazandılar.

Bizim eğitim camiası ise özne olmaktan nesneye evrildi, kaybetti, kaybettik, kaybettiler.

Getirdiğimiz çözüm önerileri anlaşılamayabilir . O nedenle isterseniz önce Picasso’dan bir anekdotla başlayalım;

Bir adam Picasso’ya şöyle der:

-Renkleri karıştırmaktan ve içiçe geçmiş çizgiler yapmaktan başka resim yeteneğin yok gibi geliyor bana…

Picasso fırçasını alır ve yere bir buğday tanesi resmi çizer. Öyle gerçekçi olur ki bir tavuk yemek için gagalamaya başlar.

Gördüğü durumdan şaşkına dönen adam Picasso’ya:

-Bu kadar mükemmel resimler yapabiliyorken niçin bu garip resimleri yapmakta ısrar ediyorsunuz?

Picasso yanıtı yapıştırır:

-Çünkü ben resimlerimi tavuklar için yapmıyorum…

Benim yazılarımı da çok değerli öğretmenlerim velilerim çok kıymetli dostlarım okuyor.

Yazmak tarihe not düşmektir.

O halde çözüm önerilerimize geçelim.

Milli Eğitim’de yapılması gereken ilk şey eğitimin öznesi olan öğretmenin güçlendirilmesidir.

Hem sosyo ekonomik yönden hem güvenlik hem de toplumsal itibar yönünden.

Öğretmenler odasında huzur varsa o okulun iklimi de huzurludur.

Öğretmenler odasına huzuru getirecek olan ise o okulun liderliğini yapan okul müdürüdür.

İdeolojik ve yapay ayrılıklar okullara kesinlikle girmemelidir.

Cimer denilen şikayet mekanizması ile okul yöneticileri ve öğretmenler artık yıpratılmamalıdır .

Cimer denilen sistemde görevli olan arkadaşların filtreleme yeteneği olan iletişim yeteneği olan bireylerden seçilmesi gerekmektedir .

Veli odaklı ve çocuk odaklı eğitimde son 20 yılda nasıl çuvalladığımızı ne yazık ki örnekleriyle görüyoruz.

Bu sürecin yönetilememesi ve kötü yönetilmesi sonrası okullarda şiddet olayları artmıştır.

Özellikle eğitimciye yönelen şiddetin bir numaralı sebebi filtrelemeden bütün şikayetlerin dinlenilmesi ve bu sürecin eğitimciyi aşırı yıpratmasıdır.

Şu anda okullarda sadece disiplin amiri vardır.

Sicil amirleri yönetmeliği yerine bir şey konulmadığı için ödül ve cezada adalet ne yazık ki yoktur.

Bir önceki sayın bakan bile herkese başarı belgesi vermiştir. Eğer bir belge herkese veriliyorsa o artık bir ödül değildir.

Öğretmenin öğretmenler odasından çıkması gerekiyor.

Öğretmenin sosyal medya bataklığından kurtulması gerekiyor.

Öğretmenevlerinin öğretmenlere kazandırılması gerekiyor.

Öğretmenlerin haftada bir sinema ayda bir tiyatro izlemesi gerekiyor .
Öğretmenlerin artık kitap okuması gerekiyor.

Öğretmenlerin rahatlıkla tatile gitmesi gerekiyor.

Öğretmenlerin de kurumsal deformasyonu önlemek için mutlaka rotasyona gitmesi gerekiyor.

Öğretmene itibar kazandırarak onun belli aşamalarda risk alması için cesaretlendirilmesi gerekiyor.

Bir kriz anında öğretmen yalnız bırakılıyorsa bir veli öğretmeni hem de kutsal dediğimiz okulda derdest ediyorsa, tehdit ediyorsa öğretmen neden risk alsın ki?

Öğretmeni yanımıza almadan asla eğitimi kurtaramayız.

Coğrafyamız şu anda çok sıcak.

Bir savaşın belki de arifesindeyiz.
Emperyalist güçlerin taşeronları coğrafyamızda çocuk kanı dökmeye devam ediyor.

O zaman Türk çocuğuna verilmesi gereken ilk şey tarih bilincidir.

Tarihini bilmeyenin coğrafyasını başkaları çizer çünkü…

Çocuklarımıza zorunlu din eğitimi veriyoruz güzel ama esas vermemiz gereken zorunlu DÜN eğitimidir.

Yine güzel ülkemde maalesef öğrencilerimiz test ile tost arasında sıkışmış durumdadır.

Ailelerin uyku mahmurluğu ile hazırladığı tostla okula gönderilen çocuklar test ile eve gönderilmektedir.

Ülkemde akademik başarı baskısı eğitimi ve öğrenciyi özgürleştirmenin önünde bir engeldir.

Öğrenci örneğin “test çözmek ile kitap okumak, test çözmek ile spor yapmak, test çözmek ile sosyalleşmek” arasında kalmaktadır…

Öğretmen de öyle…

Bir değer kazandırana kadar bir soru çözeyim durumuna geliyorsunuz.

Yapılması gereken şey mutlaka mesleki ortaokulların açılması olmalıdır, çocuklar hem okuyacak hem de çalışacak el becerileri kazanacak ve lisede branşa yönelecektir.

Eğitimciler (öğretmenler) bunu savunuyor.

Neden?

Okumak istemeyen sınıfın huzurunu bozmasın. Mesleğe yönelsin. Akademik başarı düşmesin=rayting düşmesin.

Orası mesleki ortaokul ve akademik başarı beklemeyecek.

Her hafta test olmayacak.

Konular basitleştirilerek anlatılacak.

Müdür ve öğretmen “kaç tane proje okulu kazandırdınız” türü ahiret suallerine maruz kalmayacaktır.

Yine bir başka önerim 4+4+4 eğitim sisteminden vazgeçilmelidir.

Olumsuz sonuçları YKS ve LGS sonuçları ile somut olarak ortadadır.

Birçok disiplin sorununun temelinde de araştırılsa zorunlu eğitim çıkar.

Çünkü çocuk okumak istemiyor ve sen zorla okulda günde 7 ders tutuyorsun.

Şunun araştırılmasını isterdim:

İlkokulda ders dinlemeyi sevmeyen , sorun çıkarmaya meyilli öğrenciler, acaba ortaokul ve lisede daha başarılı ve kurallara uymayı sever saygılı bir birey haline geliyor mu?

Geliyorsa bunun oranı yüzde kaçtır?

1+5+3+3 şeklinde düzenlenmeli eğitim.

İlkokulda sınav kesinlikle olmamalı.

Ve okullar proje çöplüğü olmaktan kurtarılmalıdır. Taşra yöneticileri üst yöneticilere Şirin gözükmek için okullara proje dayatmasından vazgeçmelidir okullar artık asli işlevini yapmaktan artık uzaklaşmıştır.

Okullarda güzel yazma ve okuma alışkanlığı edinilmesi ve Türkçe’nin mükemmel öğretilmesi ilk şart olmalıdır.

Bununla birlikte ;

Temel yaşam becerilerinin kazandırılması
Teknoloji ve tasarım dersi Kodlama
Temel hak ve hürriyetler
Tarih
Coğrafya
Matematik
Fen
Görsel sanatlar
Müzik
Beden eğitimi dersleri verilmeli ve mümkünse belli derslere bu bölümden mezun olan öğretmenler girmelidir.

Çocuk ilkokul son sınıfta yeteneğine ve ilgisine göre mesleki ortaokullara yönlendirilmeli temel derslerle birlikte meslek dersleri almalıdır.

Meslek ortaokulundan çıkan çocuk aynı şekilde isteği doğrultusunda lisesine devam etmeli + çıraklık kalfalık uygulamaları olmalıdır.

Okulunu bitirdiği gibi doğruca mesleğine yönelmelidir.

Bir çocuğu zorla okulda tutmak belli dersleri dayatmak ne olduğu belli olmayan sınavlarla oyalamak zulümdür, haksızlıktır.

Esnaf artık çırak, kalfa, usta bulamamaktadır.

Tüm devlet okulları çağın gerekliliklerine göre düzenlenmeli yaşayan üreten okullara dönüştürülmelidir.

Eğitim fakültelerinin kontenjanları mutlaka düşürülmelidir.

Atanacak kadar öğretmenlik bölümlerine öğrenci alımı yapılmalıdır.

Yeni nesil evlenmiyor ,yeni nesil çalışmıyor, yeni nesil masa başı iş istiyor, yeni nesil 30 yaşını geçene kadar üniversitede vakit geçiriyor.

Üniversite kafelerinde öğrencilik oynuyor, hayata atılmak için çok geç kalıyor.

O nedenle apartman üniversiteleri kapatılmalıdır.

Eğitimin açmazlarından bir tanesi de “Benim Müdürüm işini bilir, okul müdürü kadar okul” dedikten sonra velilerden bağış aldığı için soruşturma geçiren okul yöneticilerinin haykırışının duyulmamasıdır.

Devletimiz en yoksul semtlere bile depreme dayanıklı , son derece modern akıllı binalar yapmıştır.

Ancak okulların en büyük sorunu personel sorunudur, güvenlik sorunudur ve donanım sorunudur.

Tüm eğitim öğretim yılı boyunca çalışanların maaşları, sigorta primleri, vergiler, kırtasiye ve temizlik malzemeleri temin masrafları ağırlıklı olarak kayıt döneminde velilerden alınan bağışlar sayesinde karşılanmaktadır .

Artık ‘tavşana kaç tazıya tut’ demeden okullardaki personel sorunu çözülmeli, okul aile birliği harcamaları vergiden muaf olmalı, devletimiz en azından çalışanların sigorta primlerini yatırmalıdır.

Bunlar yapılmayıp bir de eğitim müfettişlerinin Demokles’in Kılıcı gibi okul müdürlerinin başına terbiye edici bir şekilde gönderilmesi ne yazık ki bizi bir “Pirus Zaferine” doğru götürmektedir.

Haftaya yazı dizimize devam edeceğiz Mirim, görüş ve önerilerinizi bekliyorum vesselâm.

Erhan Ziya SANCAR
Eğitimci Yazar

Paylaş
Etiketler: edebi satırlarKırtasiyesıgorta primleritemizlik malzemelerivergiler
Önceki Yazı

Çinli Kahramanı

Sonraki Yazı

Gezgin Günlüğü-Tiran

Erhan Ziya SANCAR

Erhan Ziya SANCAR

İlişkili Yazılar

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor
Din ve Ahlak

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
5k
Yörüklerin Harika Öğütleri
Eğitim & Kültür

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
5k
Yozgat Sevdalısı Bir Hemşehrimiz Mustafa Erkılıç 
Ahmet SARGIN

Yozgat Sevdalısı Bir Hemşehrimiz Mustafa Erkılıç 

02 Aralık 2025
5k
Devlet ve Ateşten Gömlek
Eğitim & Kültür

Devlet ve Ateşten Gömlek

01 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı
Gezgin Günlüğü-Tiran

Gezgin Günlüğü-Tiran

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap