Herkese göre doğru, davranışların doğruluğudur. Bu doğrulama kendine has bir doğrulamadır. Bu doğrulamaların ölçüsü nedir, nerede durulmalıdır.
Doğru diye, bilerek veya bilmeyerek yaptığın o kadar çok doğru bildiklerin vardır ki, sayılsa inanamazsın. Bu tür doğrulara “Şaşkın doğrular,” diyorum.
Şaşkın doğrular, nerede kalıp ne kadar etkin kılınmalıdır. Topluma ve bireylere rağmen. Toplumsal ve bireysel ölçüyü iyi kullanmalı ve belli yerde kalınmalıdır.
Doğru bildim, yaptım oldu. Doğru bildim söyledim, doğru sandın onunla aynı ortamda bulundum. Bunlar da şaşkın doğrulardır. Hemen bir örnek vereyim. Korona taşıyıcısı olan, bir sevdiğiniz misafir geldi ve çok samimi duygular içerisinde sohbet ettiniz. Misafire hürmet edilir. Güzel, korona size bulaşmadı diyelim. Büyüklerinize bulaştı ve bir haftada götürdü. İşte doğru bildiğiniz fakat çok yanlışın ne olduğunu anladınız mı?
Bir arkadaş gurubunda, söyleyeceğin doğrunun nereye dayanacağını bilemezsen, bu davranışın da şaşkın doğru gurubuna girebilir. Örnek, arkadaşlarından biri, doktora gitmiş ve hastalık belirtileri kendisine söylenmiştir. Bu belirtilere vücudun vereceği tepkiyi takip edeceğiz diyerek hastayı doktor gönderir. Hasta olayı aynı şekilde anlatır, ona belirtilerin sonucu diyerek olumsuz bir problem söylersen, olay şaşkın doğru guruba girer.
İnsanlar her zaman dikkatli olmalıdır. Konuşmasına, hareketlerini ölçüp biçmelidir. Ona göre davranmalıdır.
Kovadaki kirli, deterjanlı suyu çiçeklerin dibine gidecek şekilde bahçeye dökersen, kuruma şansları çok fazla olacaktır. Kirli suyu kovadan dökmekle temizleme işlemini yapmış oldun fakat çiçekler kurudu. Yapılan doğru mu düşünmelisin.
Bu durumda bilemedim diyerek, bir olayı gerçekleştiren, insanlar da toplumda çoktur. Şaşkınlığını kendi lehine kullanmaktan çekinmez.
Toplumsal ve bireysel doğrular, yaşantıyla uyum içerisinde olsa da her yerde her zaman söylenmez.





















