Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Edebiyat & Sanat Anı / Günce

Yürüyorum Dikenlerin Üstüne

Erhan Ziya SANCAR Yazar Erhan Ziya SANCAR
19 Aralık 2022
Anı / Günce, Edebiyat & Sanat, Eğitim & Kültür, Erhan Ziya SANCAR, Genel Eğitim, Kültür, Radyo Televizyon, Şiir
0
Yürüyorum Dikenlerin Üstüne
415
Paylaşma
5.2k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Uzun oturuştayım, gözlerimi Selda Bağcan’ın bir klibi ile açtım; kadife sesi ile şu nameleri seslendiriyordu,

Karanlık bir gece yol görünmüyor
Yürüyorum dikenlerin üstünde.
Kara çalı bana aman vermiyor
Yürüyorum dikenlerin üstünde yaralıyam.
Üstünde yaralıyam

Kumandayı ararken koltuğun altında gözlerim dizüstü bilgisayarın üstünde..

İyilere, iyiliklere, güzellere, güzelliklere hasret kaldığımız , güneşli günlere sesleniş olsun diyerek bu yazıyı kaleme alma düşüncesi geldi.

Kendileri hiç gün yüzü görmemiş güneşe, toprağa, denize , özgürlüğe hasret kalmış büyük ozanların dizelerine bakmak gerek belki de yazıya başlarken.

Hep ümitlerini yazmışlar, ümitsizlikleri içinde ve hep bu ülkeye dair güzel düşlerini, güzel insanlar.

Lale Devrinin sefahat şairleri hariç zevki sefadan beslenip de halkın hafızasında yer eden şair pek az olmuş.

“Çocuklar inanın inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler.
Motorları maviliklere süreceğiz
Güzel günler göreceğiz güneşli günler. “diyen Nazım, sürgün ve esaret yıllarında sadece kar, kış ve gri gökyüzü görmüş.

Yine Sabahattin Ali kendisini ölüme götürecek dizeleri Sinop Cezaevi’nde kendi eliyle yazmış 1932 yılında;

Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül, aldırma.

Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül, aldırma.

Edip Cansever ise enseyi karatmayın diyor;

Bütün iyi kitapların sonunda
Bütün gündüzlerin,
Bütün gecelerin sonunda
Meltemi senden esen
Soluğu sende olan,
Yeni bir başlangıç vardır…”

Ülkemin hiç bitmeyecek kışı bizlere özletirken yazı ,bir umut olsun bir sevgi sözü olsun bir uzlaşma temennisi olsun bu yazı.

Canım ülkemin fırtınalı gündeminde gel de Neşet Ertaş’a sığınma..

“Sabreyle gönül, gönül, sabırsız olma
Cümleyi göynüne, hey dost, yâr eden vardır.
Darda galdım diye diye umutsuz olma
Yoğ iken dünyayı var eden vardır.”

Dünyaya katlanıyorsak Cahit Sıtkı Tarancı’nın Ümit kuşuna seslenişindeki o trajediye tutunarak katlanıyoruz.

Hani “Yaş 35 yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.”

deyip de 46 yaşında en çok korktuğu ölümle randevusuna erken gitmek zorunda kalan büyük şairimiz diyor ki;

“Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.

Ve gönül Tanrısına der ki:
– Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!”

Yani dostlar ümit yoksa hayat yok, umut yoksa direnmek yok.

Bir yudum çaresizlik tatmadıysanız eğer, umudun ne demek olduğunu bilmenizin imkânı yok.

Dertlerin ağırlığı altında beliniz hiç bükülmediyse umudun ne büyük ferahlık hissi verdiğini anlayamazsınız.

Umut; dokuz ay boyunca sağlıklı doğsun diye dua ederek evladının yolunu gözlemektir.

Umut; ağını çeken balıkçının “Henüz ağ bitmedi.” avuntusudur. Eğer umudunuz yoksa nefes darlığı çeken bir hasta kadar düşer yaşam kaliteniz.

Zorlukla mücadele etmekte sıkıntım yok; fakat kalleşe karşı plan tutmuyor insan yüreği.

Haysiyet cellatlarına, onur yıkıcılara, kalp kırıcılara karşı öyle savunmasız, öyle cahilim ki hep yüreğimden verdim ve kaybettim.

Sevdiğim ne varsa korkularıma dönüşüverdiler bir anda.

Zaman benim için acı parmaklıklarla donatılmış bir işkence zindanı oluverdi, daha ben ne olduğunu bile anlayamadan.

Bırakmak gerektiğinde ısrarcı olmamak en iyisi. Bitmesi gerekiyorsa bazı şeylerin, vazgeçiş mevsimi geldiyse direnmek niye?

Belki de bazı düğümler çözülmemek için atılmıştır. Her şeyi çözebilecek, her esrarı açığa kavuşturabilecek kudretimiz olduğuna inanacak kadar ne zaman büyüttük egolarımızı?

Her şeyin iyi olacağı ya da mutlu sona ulaşacağı inancımız saflığımızdan mı yoksa korkumuzdan mı?

Oysa ki bir düzende işleyen dünyada kötü olmadan iyinin, çirkin olmadan güzelin ya da yanlış olmadan doğrunun hiçbir anlamı olmadığını biliyordu zihinlerimiz.

Yüzümüzü kendi iyiliğimize döndüğümüzden beri daha da yaşanmaz hale geldi dünya.

Düşündükçe anlıyorum ne kadar boş umutlar biriktirdiğimi.

Biriktirdiğim onca boş umudun ardından ne çok acı çektiğimi.

Sayamadığım kadar çok hayal kırıklığı yaşadığımı şimdi anlıyorum.

Kalbimin alçıya alınmadık köşesi kalmamış meğer. Yaşayamadığım bunca kırık dökük hayali yeni yeni itiraf ediyorum kendime.

Meğer ne çok ağırlık yüklemişim omuzlarıma, yüreğime, ruhuma.

Belki de kumsalda yalınayak koşuşturan bir avare, karanlık kaldırımları arşınlayan bir divane ya da kendini bir bahar sabahı yeşilliklerin arasına bırakıp saatlerce kuşları ve kelebekleri izleyen bir biçare gibi yaşadığımı kabullenmenin zorluğundan kaçarak inkâr etmişim kendimi senelerce.

İsmet Özel dizeleri geldi aklıma

“Haytanın biriyim ben, bunu bilsin insanlar
Ruhumun peşindedir zaptiyeler ve maliye
Kara ruhlu der bana görevini aksatmayan kim varsa
Laboratuvarda çalışanlara sorarsanız
Ruhum sahte
Evi Nepal’de kalmış
Slovakyalı salyangozdur ruhum
Sınıfları doğrudan geçip
Gerçekleri gören gençlerin gözünde.”

“İnsan hangi dünyaya kulak kesilirse ötekine sağır.” diyen İsmet Özel’den tekrar kalemi alıyorum;

Oysa diyorum bugün olduğu gibi dün de yalnızmışım. Yarın da yalnız olacağım belli ki. Sırtımı dayadım dediklerime sadece dayanak olmuşum. Kimse bana dayanak olmamış. Boyum uzun olduğu için kime dayandıysam boşa gitmiş. Hep bir araç misali o hayattan bu hayata savrulmuşum.

Kimse gerçekten sevmemiş beni. Kimse değer vermemiş yüreğime. Ne bir aşk filizlendirebilmişim sevdiğimin yüreğinde ne de bir dost olabilmişim kendi dost bildiklerime.

O kadar yalnız, o kadar çaresiz ve o kadar bir başınaymışım ki şimdi ben bile acıyorum kendime.

Hiçbir zaman halay başı olamamışım kimse için. Kimseye beni kaybetme korkusu yaşatmamışım. Kimse bir dinleyenden öte bir yere koymamış beni. Kimsenin yüreğinde beş dakikalığına bile vazgeçilmez olmamışım. Hayatta kimse gerçekten sevmemiş beni annemden başka.

Ya işte öyle, beşerin böyle dalaletleri var
Putunu kendi yapar kendi tapar.

İnsanoğlu tanrıcılık oynamaya başladığından beri yalnız.

İçimizdeki putları kırmadıktan ve Tanrıya yönelmedikten sonra gerçekten işimiz zor.

Kibirden kaleler yaptık kendimize.

Gurur ve egodan duvarlar ördük kendimize. Ve bu duvarların altında kaldık şimdilerde.

Ne güzel söylemiş Cahit Zarifoğlu;
…
Eğer uyku daha aziz esirlik daha ehven değilse
Bir deli akıl çırpınıyor aramızda
Rızık korkusu, can korkusu baş mesele
Çıplan dünyadan çıplan ve gövdenden
O büyülü çiçekleri yol arın bir kere
Başını eğmiş zalimleri dinlersin
Dersin ‘lokmam ellerinde’…

Ama ne yapacağız yıkılacak mıyız yoksa Prometheus gibi ateşten köz çalıp kendi küllerimizden doğacak mıyız?

Alimlerden çok fayda görmedi bu millet bari Ahmet Arif’i dinleyelim.

“Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip…
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının…
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.“
…

Biliyorum, kolay değil yaşamak,
Gönül verip türkü söylemek yar üstüne;
Yıldız ışığında dolaşıp geceleri,
Gündüzleri gün ışığında ısınmak;
Şöyle bir fırsat bulup yarım gün,
Yan gelebilmek Çamlıca tepesine…
-Bin türlü mavi akar Boğaz’dan-
Her şeyi unutabilmek maviler içinde.

diyen genç yaşta PTT çukuruna düşüp ölen Orhan Veli de var ama biz Orhan Seyfi Orhon ile bitirelim vesselâm;

“Dünya döndükçe
Umut fakirin ekmeği

Ye Memet ye
Ye Memet ye! …”

Erhan Ziya SANCAR
Eğitimci Yazar

Paylaş
Etiketler: cahit sıtkı tarancıLale DevriSabahat aliSelda Bağcansinop cezaevi
Önceki Yazı

Evet…Peygamberin Evliliği Rıza İçindi Diyeceksin..

Sonraki Yazı

İyilik Zinciri

Erhan Ziya SANCAR

Erhan Ziya SANCAR

İlişkili Yazılar

Bebeğim
Edebiyat

Bebeğim

06 Aralık 2025
5k
Güvenlik Görevlisi
Hasan TANRIVERDİ

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
5k
Aklımda Bir Ses Var
Celalettin KURT

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
5k
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor
Din ve Ahlak

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı
İyilik Zinciri

İyilik Zinciri

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap