Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Serap DEMİRTÜRK

Yok Olmadan Yaşamak

Serap DEMİRTÜRK Yazar Serap DEMİRTÜRK
25 Aralık 2010
Serap DEMİRTÜRK
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Uzun süren kıştan sonra sımsıkı tutunup ağacın dallarına, şöyle bir baktı da filiz verdi domur domur. Güneşe göz kırptı, toprağı selamladı. Merhaba hayat, dedi. O cılız ama heyecanlı sesiyle daha önceleri hiç duymadığı sesler vardı bu evrende. Daha önce görmediği o kuvvetli ışık, gözlerini kamaştırdı. Ayasını iliklerine dek garip duygular kapladı içini. Bu, doğumdu… yaprağın doğumu. Gün geçtikçe serpilip güzelleşti de dönüp bakmaya başladı, ona selam veren soydaşlarına. Ne hoştular.  Kimi ince uzun,  kimi tombul, kimi yeşil,  kimi yeşile benzemeye çalışan…

Tutunmaya çalışırken dalına, hava birden karardı… Serin bir yel esti, ruhunu üşüten. Önce minik damlalar düştü yüzüne, sonra iri iri damlalar çarpı minnacık vücuduna. Nasıl da acıyordu canlı. Tüm çabasıyla tutunuyordu dalın ellerine… Dolunun vicdanı yok gibiydi. Gözlerini kapadı titreyerek… Bir süre sonra sessizlik oldu. Çıt yoktu doğada…
Gözlerini açtığında olanları algılayamadı. Yaştaşı olan, o merhaba deyip selamlaştığı komşularının çoğunun ya dalı kırılmıştı ya da o gencecik komşuları yerlerde görünüyordu. Doluya, gözyaşları karıştı. Neden ki hayata bu erken veda?
Gün o saatten sonra oldukça hüzünlü geçti ve günler, günleri kovaladı. Nasıl oluyordu bilmiyordu ama büyüyüp serpilmişti. O büyürken dallarına başka komşular da gelmişti ağacın. Yaprağın ayası iyice belirginleşmişti. On beşlik gençlere taş çıkarırcasına güzeldi… Duru ve sevgi dolu.

O gün gözlerini açtığında çocuk sesleri duydu ağacın dibinde. Bir grup çocuk, ağacın altında toplanmış, kıkırdaşıyorlardı. Kalp şekli kazıyorlardı ağacın iri gövdesine sevgi adına, sevgiyi hiçe sayarak. Ağaç bir şey diyemiyor, sessizce olanları izliyordu ilikleri sızlayarak. Ah edemeden öylece bakakaldı. Sonra sek sek oynarcasına hoplayarak uzaklaştı çocuklar…
Üzerine kaç yağmur yağdı, kaç yaprak  gözyaşları damladı ağacın gövdesine, bilemedi.

Bir gün kalabalık bir aile yaklaştı ağaca. Yaprak, merakla bakıyordu gelenlere. Bunlarda mı bir şey yapacaklardı ağacına, babasına? O da ne! Biri bir halat attı, şu kalın olanına. Bir daha!.. Sonra çekti, çekti, çekti ipi. Dal ses çıkaramadı; eli, ayağı buz kesti.  Adam bağırdı:”Tamam! İp hazır, hadi sen kilimi getir.” İplerin arasına kilimi nasıl koydular bilemedi yaprak ama salıncağı gören şu kıvırcık saçlı esmer tenli çocuk, koşarak geldi  yüzünde bin tebessümle. Oturttular çocuğu salıncağa, ip ayaklarının altında kalıyordu ve canı yanıyordu ama sevincinden çok değildi acısı. Başladılar sallamaya yaramazı, “Daha yukarı! Daha! ”diye haykırıyordu çocuk. Bir an dal, kırılacak gibi oldu; gözyaşları acıyla damladı toprağa ağacın, gören olmadı. İnledi, duyan olmadı. Kızdı, söyleyemedi…Yaprağı hüzün sardı, babasıydı ağaç onun. Hangi zerresi sızlasa onun da ruhu ağlıyordu.

Sonra durdu salıncak… Çocuk, yavaşlayan salıncaktan hopladı, düştü; toz içindeki dizini sildi, top oynamak için babasını aramaya koştu. Büyükler, yüreklerindeki çocuğu uyandırıp top oynarlarken çocuklarıyla yüzlerinde garip bir mutluluk olur ya onu gördü yaprak ta uzaklardan.

Onlar oynarlarken minik bir kıpırtı oldu dalda. Küçücük bir çocuk, salıncağı sallıyordu boş boş. Öyle hoş bir ahenkti ki bu… Dal, çektiği acıyı unuttu. Çocukla birlikte oynamaya başladı.

Bir ileri, bir geri… Sanki duruluvermişti fırtınadan artakalan sızı. Birden salıncak durdu. Çocuğun annesi, kucaklayıp onu salıncağa yatırdı hırkasını yastık yapıp. Çocuğun sapsarı saçlarının bukleleri papatyalar gibi sardı yastığı ve göğe mahmur mahmur baktı masmavi gözleri.bir ninni tuttururken anne yanık sesiyle yavaş yavaş sallıyordu salıncağı, dalı incitmeden. Dağlar, taşlar, yapraklar, çiçekler, böcekler dinledi… Duruldu tüm fırtınalar, uyudu çocuk. Dal da sakinleşti ninninin ahengiyle.  Yaprağın gözleri doldu bu anın etkisiyle…
Gece olduğunda hâlâ o anı hatırlıyordu yaprak, gizli gizli özleyerek gök gözlü çocukla ninniyi, o sakin salınışı anarak…
Yaz bitiyordu. “Hayat ne de güzel devam ediyor.’ diye mırıldanırken yaprak, bir çıtırtıyla sıçradı. Çocuklar… gene onlar mıydı; gene sapan yapacağız diye geçen günkü gibi babasının canından can mı alacaklardı? Hayır, kuru dallara basanlar, kelli felli adamlardı. Ellerindeki baltayı kimi sırtına vurmuş, kimi elinde sallıyordu. Kiminin elinden de sigara dumanları savruluyordu. “Sakın! ” diye inledi yaprak sesi çıkmadan, sessizce…”Sakın atma o sigarayı, söndürmeden! ”    Hayır, atmadılar… oturdular ağacın dibindeki taşlara ve hangi ağacı keselim muhabbetine başladılar. Yılkıya çıkmış ağaç yoktu ki burada, hepsi yemyeşildi. Olacak iş miydi bu, göz göre göre cinayetti! “Bak dallara, kalın kalın…  Bundan iyi çit olur.”deyip hiç düşünmeden vurdular baltayı karşıki ağaca. O güzelim dallar, bir bir yere serildi, yapraklar ağladı. Ağaç yalvardı “Durun! ” diye…Duyan olmadı…
Koruyu derin bir sessizlik sardı. Kuşlar bile korkudan darmadağın oldular. Sincaplar kaçtı. Börtü böcek dalları terk etti. Yüklendiler, götürdüler dalları. Yapraklar yerde ağladı, ağaç çırılçıplak kaldı.

Sanki günler mi kısaldı, ne! Daha erken kararıyor artık hava. Sabahları çiy taneleri ile başlayan gün, serinlemeye başladı. Yaza özlem duydu bir an yaprak derinden bir iç çekerek. Geçen zamanda nasıl da büyümüş, serpilmişti. Geçence ağaç onlara, karlı havaların ne kadar eğlenceli olduğunu; karla yüklü dallara bir kuş konduğunda yere süzülen kar tanelerinin yere inerlerken nasıl dans ettiklerini anlatmıştı. O günleri yaşamayı istiyordu. Yaprak, bir an ne çok şey yaşadığını düşündü yaşının küçüklüğünü göz ardı ederek. Sevgiyi, acıyı, huzuru tatmıştı; dostluğu öğrenmişti. Ancak kendini eskisi kadar iyi hissetmiyordu. rengi de değişmeye başlamıştı, eski gücü kuvveti yoktu sanki.

Bu aralar sık sık yağmur yağıyor; rüzgar daha sık okşuyordu ayalarını, estikçe esiyordu. Yeşilden ala, aldan sarıya geçen yaprak, ağacına, dalına çarpıyordu her rüzgarda olduğu gibi ve eli ayağı buz kesiyordu çektiği acılarla. Oysa o kadar çok seviyordu ki rüzgarı. Onunla ferahlamıştı ruhunun en ücra köşeleri bunca zaman. Nereden bilebilirdi ki yokluklara savruluşunun nedeni olacağını…
Gece çok üşüdü, titredi ilikleri. Bir yağmur yağıyordu, bir rüzgar sarsıyordu. Dört elle tutunuyordu dalına. İçini, bilinmez bir korku sarmıştı. Yaşadığı her şey bir bir gözünün önüne geliyordu.elinde baltası olan adamlar kabusu oluyordu; sonra o kıvırcık saçlı çocuk, elinden tutup onu uzaklara götürüyordu.

Sabah gözünü açtığında kendini yerde buldu hazan yaprağı…Yerdeydi! .. Ağacından uzaklarda bir yerde! .. Çığlık atmak istedi, atamadı. Elini uzatıp tutmak istedi dalını, uzanamadı. İyice kurumuştu, üşüyordu iyiden iyiye… rüzgar savuruyordu çaresiz ve sararmış bedenini ordan oraya. O sırada bir ses duygu, son bir ümitle başını kaldırdı ve ölümün nefesini hissetti ensesinde, derinden bir acıyla. Ah, dedi…kimse duymadı. Bilmeden üzerine basan, yeni yürümeye başlayan çocuk bile duymadı inlemesini. Dağıldı… her bir parçası bir yere gitti. Bir zerresi de toprağa ulaştı yeniden dirilmek için.

Paylaş
Etiketler: hayat
Önceki Yazı

Muhafazakârlar Sosyete’ye Karıştı!

Sonraki Yazı

Erkek Adam Ağlar (mı)?

Serap DEMİRTÜRK

Serap DEMİRTÜRK

EĞİTİM: 1979 Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü, 1995 Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı-Lisans tamamlama YAZARLIK TECRÜBESİ: Yazdığı Yayın Kuruluşu ve (varsa) köşe ismi: 1. http://sanatkop.com/index.php/siirlerin-ayak-izleri-1-serap-demirturk/ 2. http://www.aktifkalem.com/yazarlar/360/serap-demirturk-.html 3. http://www.izedebiyat.com/yazar.asp?id=261 (VARSA) ESER(LER LİSTESİ: Yirmi kadar Türkçe-Dil bilgisi alanlarında ders kitapları ve kaynak kitaplar GÖNÜLDEN GÖNÜLE (2. Baskı): Şiir kitabı HÜZÜN ÇİÇEĞİ: Şiir kitabı KENDİ DİLİNDEN KISA ÖZGEÇMİŞİ: “SERAP HOCA” mahlası ile şiirlerimi yayımladım. Yıl 1959. Bir kış ayında, -subay olan babamın tayin için gittiği- Adapazarı'nda dünyaya gelmişim. Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünden 1979'da mezun oldum, yetmedi dedim ve Anadolu Üniversitesi Türkçe Bölümünden alanımda lisans aldım. İnsanın sevdiği bir mesleği yapmasını düşüncesindeyim ve yeniden dünyaya gelsem gene aynı mesleği seçerdim. İnsan ilişkilerinde dürüstlük tek ilkemdir, isterim ki dizelerdeki ahenk gibi uyumlu olalım... İnsanca sevelim birbirimizi, hoşgörüyle sarılalım hayata. Emeklilik nedir bilmeyen bir emekli olarak hâlâ son hız hayat koşusunda yerimi korumaya çalışıyorum. Şiir denen dizelerin oyununda kimseye hissettirmeden yaşadıklarımla gördüklerimi, hissettiklerimle düşlerimi aralara sıkıştırıyorum. Antalya Güllük Şiir Derneği 4. 'Şiir' ve 'Öykü' Yarışmasında (2007) , öykü dalında -şair Refika Doğan’ın yorumu ile- “Başkalarının başına gelen felaketlerin bir gün bizim başımıza da gelebileceğinin, kendi zaafları uğruna aile değerlerini hiçe sayan bir babanın düştüğü durumu, direnip savaşmak yerine başını alıp giderek çocuklarını kendi gururuna kurban eden annenin ailedeki temellin yıkılmasına doğrudan etkisini, ailedeki iletişimsizliğin o aileyi nasıl darma duman ettiğinin hazin öyküsünü” dile getiren “Buğulu Gözler” adlı öyküm, ikincilik ödülüyle onurlandırıldı. HOBİLER Şiir, öykü, deneme

İlişkili Yazılar

Serap DEMİRTÜRK

Sen Taş Olmayasın

28 Şubat 2019
5k
Serap DEMİRTÜRK

Sen Gelmedin

27 Şubat 2019
5k
Serap DEMİRTÜRK

Bir İç Döküş

28 Ocak 2019
5k
Serap DEMİRTÜRK

Kesin şu Gürültüyü!

09 Temmuz 2012
5k
Sonraki Yazı

Erkek Adam Ağlar (mı)?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap