Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Edebiyat & Sanat Edebiyat

Yazmak

Ömer Sabri KURŞUN Yazar Ömer Sabri KURŞUN
03 Kasım 2022
Edebiyat, Edebiyat & Sanat, Eğitim & Kültür, Genel Eğitim, Ömer Sabri KURŞUN
0
Yazmak
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…

YAZMAK

Mevlânâ der ki; “Hüzün dalgası çarptıysa bir insanın yüreğine, Ya Mevlâ’sını özlemiştir ya Mevlâ’sı onu”

Zaman zaman insanı bir hüzün dalgası alır götürür. Mazinin mutlu günlerine, acı günlerine hey gidi günler, diye hayıflanırsın.
Bu durum pek çoğumuzun başına gelmiştir. Eski yazılara, eski şiirlere, eski fotoğraflara dalar gidersin. Bazen gayri ihtiyari gözlerde damlalar belirir.

Hayatımızın belli dönemlerinde maziye uzanan bir yolculuğumuz olur, iyi kötü anılarımız göz önüne gelir ve acı tatlı bir tebessüm belirir çehremizde. Tabii mazi kötü anılarla dolu ise biraz daha acı verir yüreğimize belki de. Ama insanla her daim beraber olan da acı ve tatlı yaşadıklarıdır.
Kalp evindeki duyguların en yoğun yaşandığı anlarda dudaklardan şiir; gözlerden ise yaşlar dökülür. Gözyaşı; hicranla yanan bir ruhun içten içe sızlanışıdır. Gözyaşı; hasret dolu sinelere dökülen ıztırap damlalarıdır. Gözyaşı; ayrılık darbesini yiyen kimse ile kavuşma hazzını tadan kimselerin gayri ihtiyarî başvurdukları yoldur…

Oysa bu tür durumlarda insan tebessüm edebilmeli. Hayat tozpembe değil elbette ama aşırı ciddiye alacak kadar da bizi asık çehreli yapmamalı bence. Neyi nerede nasıl kullanacağımızı iyi bilmek lazım, duygularımızı kontrol edebilmeyi öğrenmemiz lazım.
O nedenle duygularımızı kontrol edebilmek için oturup kalemi eline alacaksın, sevgilisi ak pak kâğıtla buluşturup ve başlayacaksın yazmaya…

Yazmak ah o yazmak yok mu?..
Sabahın dördünde kalemim ile duygularım buluşuyor. Genelde seher vakitleri duygularımın daha çok açığa çıktığı bir zaman dilimi. Günün koşuşturmaları içinde kendime dönük olmayan yüzümü görüyorum.
O yüzde şeffaflaşıyor her şey. Mevcudatın uykuda olduğu saatlerde uyanık kalmak duygularımın keşfine hazırlıyor beni. İçimdeki bütün sesler aşikâr bir dille söze dökülüyor ve var olan sesin hükmüyle kalemimden kâğıda harfler düşüyor, harfler birleşip, kelime oluyor, kelimeler toplanıp bir araya geliyor, cümle kuruyor, cümleler bir emirle silkelenip kendine geliyor, ardı ardına sıralanıyor bir asker nizamıyla yazıya dönüşüyorlar.

Kâğıda dokunan kalem, kibritten daha çok yangın çıkarır derler…
Aşkın hangi hecesi daha çok alevlendirir kâğıdı bilir misiniz?..

Tabiî ki hüzün. Kâğıdımı ateşe veren, küle döndürüp sonra yeniden ateşe salan… Devri âlem gibi ateşle kül arasında dönüp duruyor kalemim. Kalemimin ucu değdikçe kâğıda aşkın hüzün hecesinin yol bilmez karanlığında ilerlemeye başlıyorum. İlerlerken kendimi feragat vadisinde buluyorum.
“Vazgeç yazmaktan” diyen bir nida zerrelerime kadar işliyor.
Zordur yazarlık yokuşundan çıkmak. O yokuşu çıkmadan inme kararı alırken sevda çıkıyor karşıma: “Kalbinin ta içine kadar yerleşmiş bir aşktan vazgeçemezsin!..” diyor. Evet, yazmak benim için bir sevda. Ama bu sevdada hüzün var; zorluklar, uykusuz sabahlar, camiden ezan sesi duyulmadan önce ayakta olmak, Rabbimin bana bahşettiği günün yarısını yazılarla paylaşmak, yorgunluklar var. Ateşle kül arasında gidip gelmeyi kabullendim hüzünle beraber; amenna…

Yazarken yüreğimin derinliklerini açarım dostlara, huzurlu cümleler arasında onlara keyifli yolculuk yaptırmaya çalışırım, meseller ve darbımesellerle önce kendime sonra onlar öğütlerdir yazdıklarım…
İbreti âlemlik küçük darbı mesel hikâyeler serperim içerisine… Yazılarımda İshali meseller vererek konunun anlatımına güç kazandırma çalışırım… Kötü, yanlış davranışlardan sakınmayı sağlayan olgu ya da bu gibi olgulardan, olaylardan alınması gereken dersler olsun isterim tüm cihanı âleme…
Yazarlık yokuşundan çıkarken Rabbim kalem erbaplarıyla olsun… Kalemlerinden melekler tutsun, yazma sevdaları hiç bitmeden artarak kâğıdı yaksın kavursun…

Mürekkebi edep olmayan kalemin, yazdıkları heder olur demişler… Edebin yazıya etkisi bu kadar büyükken…
Kalem dedikte: Nedir bu kalem?..
TDK’ya göre kalem; Kalem kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir.
Kalem kelimesi Arapça kökenlidir. Yazma, çizme vb. işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç
– Yazma, çizme vb. işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç
– Resmî kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer
– Yontma işlerinde kullanılan ucu sivri veya keskin araç
– Çeşit, tür
– Bazı deyimlerde yazı
– Yazar

Peki Kutsal kitabımıza göre ne demek bir bakalım mı?..
Âlimlere göre, İslami naslarda iki çeşit kalemden söz edilir. İlki insanın öğrenme vasıtası olan kalem. İkincisi ilahî yahut manevî kalemdir.
Kalem kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de iki yerde tekil, iki yerde çoğul şekliyle (aklâm) yer alır. Tekil olarak kullanıldığı âyetlerin biri Kur’an’ın ilk nâzil olan beş âyetinin dördüncüsüdür ve burada lutufkârlığın en ileri mertebesiyle nitelenen rabbin insana kalem kullanmasını öğrettiği ifade edilir (el-Alak 96/1-4). Diğer âyette ise kaleme ve yazdıklarına yemin edilerek Hz. Peygamber’in yüksek mânevî değerlere sahip bir insan olduğu belirtilir ve inkârcıların alışılagelen şuursuz tepkilerinin sonucu olan delilik ithamıyla ilgisinin bulunmadığı vurgulanır (el-Kalem 68/1-4). Bu âyetin yer aldığı sûreye de Kalem sûresi adı verilir. Kalemin çoğul olarak geçtiği iki âyetin birinde ilâhî ilmin sonsuzluğu yeryüzündeki ağaçların tamamı kalem, denizlerin de yedi katı daha arttırılarak mürekkep olması halinde bile ilâhî kelâmın yazmakla tükenmeyeceği şeklinde sembolize edilmiştir (Lokmân 31/27).

Efendimiz s.a.v., “Haberiniz olsun ki, Allah’ın ilk yarattığı kalemdir, sonra da Nun’dur ki, o divittir. Ona ‘yaz’ dedi, kalem de: ‘Ey Rabbim, ne yazayım’ dedi. Allah: ‘Kaderi, gelmiş geçmiş ve gelecek her şeyi yaz’ diye emretti. İşte o anda kalem olmuş ve kıyamete kadar olacakları yazmış” buyuruyor.

Kalemle nikâhlananlar ve kalemi sevgili olarak bilenler için bundan güzel müjde olur mu?..
“Çünkü kalem, dilin kardeşidir”
Ve kalem dile gelir yazar ve ta eskilerden bize geçmişte yazılanları, olanları günümüze taşır, neşe içinde yazılanları da, hüzün içinde yazılanları da.

Evet; insan vardır, neşe içindedir, insanlara neşe dağıtır. İnsan vardır, umutsuzdur, karamsardır, insanlara karamsarlık dağıtır…
İnsanlar hayata kendi gözleri ve gözlükleri ile bakarlar. Gördükleri şeylerin rengi gözlüklerinin rengi ile alâkalıdır. Ağlayan bir kimse dünyayı ve içindekileri üzüntülü ve ağlar gördüğü gibi, neşeli bir insan insanlığı neşeli, sevinçli görür. Bu gerçeğe herkes kendi hayatında defalarca şahit olmuştur.
Hülâsa imanlı bir nazarla bakanlar, baktıklarını Cenâb-ı Hak hesabına gördüklerinde bir hikmet, bir ince sır olduğunu anlar.

Olaylara karamsar bakan şair Ahmet Haşim gibileri ise:
“Akşam, akşam yine akşam,
Göllerde bu dem bir kamış “olsam” şeklindeki mısralarıyla umutsuzluk yayarlar.

Bazen bakıyorum kimi insanlar sürekli olarak maziye ilişkin özlemini çok fazla dile getiriyor ve üzülüyor. Elbette maziyi hatırlamak ve güzellikleri yâd etmek güzel bir şey lâkin maziye takılı kalıp sürekli kendini üzmek ise müspet bir şey değildir.

Sevgilisine kavuşmuş bir aşığı anlatan Faruk Nafiz ise;
“Göçsün ne çıkar her gün uzaklarda bir âlem,
Bulmuş yeniden cenneti Havva ile Âdem” diyor.

Bir başka şair;
“Gülmeli eğlenmeli,
Varsın desinler deli” diyerek hayatın dağdağasında ezilen biçare insanlara moral vermeye çalışmaktadır.

İnsanî duygularımızı ve insanî hasletlerimizi kaybetmeden maziyi anmak, güzellikleri yaşatmak mümkün. Geçmişteki güzellikleri yine çeşitli etkinliklerle günümüze uyarlamak mümkün… Günümüzdeki imkânları değerlendirerek mutlu olmayı bilmek gerekiyor. Anın kıymetini bilmek ve mutlu olmayı başarmak gerekiyor.

Sevginin Sultanı Mevlânâ Hazretleri ise,
“Sevdiklerinize gül verin,
Gül yoksa eğer gülüverin” diyerek sevgiyi gül ile donatıyor…

Maziye duyduğumuz özlem gibi sevgi konusunda da aynı hataya düştüğümüz olabiliyor, kimilerine aşırı bir sevgi ve ilgi gösteriyoruz ki sanki o olmazsa asla yaşayamazmışız gibi bir ruh hâline bürünüyoruz. Bu defa o kişiden ya da bir eşyadan artık neye aşırı bir anlam yüklemişsek, ondan uzaklaştığımızda dünya başımıza yıkılıyor gibi hissediyoruz. Hayatın kasvetli günleri arasında duygularımızı yanlış kullanmamız sonucunda hayatı daha çekilmez hale getirmemek lazım.

Peygamber Efendimiz (asm), “bir tebessüm ile de olsa sadâka verin” buyurmaktadır. Bu hadisi şerif ile, gülümsemenin sadâka değerinde bir anlamı olduğunu anlıyoruz.

İnsanın zaman zaman umutsuzluğa düştüğü, maişetin olumsuzlukları altında ezildiği anlar olur. Bu anlarda sessizce eski mutlu günlerini, gençliğini, dostlarını düşünür. Bazen Niyazi Mısrî gibi;
“Bir ticaret yapmadım, nakd-i ömür oldu heba,
Yola geldim, lâkin göçmüş cümle kervan bihaber,
Ağlayıp nalan edip, düştüm yola tenha garip,
Dide giryan, sine biryan, akıl hayran, bihaber” diye, geçmişini sorgular.

Bazen de Âlemi ervaha gitmiş annesini, babasını, düşünür. Fuzulî-i Bağdadî gibi;
“Vaslını yâd eyledikçe ağlarım
Ta nefes varsa kuru cismimde feryat eylerim” der veya bu mealde düşünür.

Oysa insan ne kadar sıkıntılı halde de olsa Allah-u Teâlâ onu ahseni takvimde yaratmıştır.
Allah bizleri taş yaratmamış, ağaç yaratmamış, insan olarak yaratmış, mü’min kulları içine katmıştır. Bu yüzden insan küfür ve dalâlet dışında her hal üzere Allaha Hamd etmelidir.
Çünkü insan yaratılış ağacının en yüce meyvesidir. Bu kâinat en yüce insan olan Fahri kâinat Efendimizin (asm) hürmetine yaratılmıştır. O yüce Nebi de (asm) önce yeni doğduğunda “ümmeti ümmeti“ diyerek, ümmetini ne kadar düşündüğünü, ne kadar sevdiğini göstermiştir. Tabiî ki insanda o Yüce Nebi’nin (asm) sünnetine uymalı değil midir?..

İki kişilik ilişkiler için yani eşler arası, kardeşler arası ve arkadaşlar arası nelere çok dikkat etmeliyiz sağlam birliktelikler olsun diye…
Aslında cevabım klasik olacak ama saygı ve sevgiden ziyade birbirini anlamalı insan diyorum.

Allah, Ehadiyet ismiyle her insanı ayrı yaratmış, ayrı ilgilenmiş, ayrı bir özen göstermiştir. Biz ise her biri ayrı bir dünya olan insanı kendimize benzetmeye çalışıyoruz. Farklılıkların zenginlik olduğunu görmüyor insanlar; “neden benim gibi düşünmüyor, neden benimle aynı yolda gitmiyor” gibi bahanelerle daha en başından ikili ilişkiler sığ bir konuma hapsediliyor. Farklı düşüncelere sahip olmak aynı çatı altında olmaya engel değildir. Sadece karşıdakini anlamaya çalışmak bile mezkûr birliktelikleri sağlamlaştırabilir. Karşıdakini anlamak içinse Yaradandan ötürü yaratılanı seveceksin dostum, kardeşim. Seveceksin karşılık beklemeden Rabbin yarattı diye seveceksin, tıpkı vatanını sevdiğin gibi…

Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…

Su berraklığında sevgiler yaşamanız dileğiyle… Hayat renginizde siyahlar, griler hiç olmasın… Gününüz mutlu ve sağlıklı olsun şiirler çağlasın…
Mutlu ve umutlu, acısız, gözyaşsız günler dilerim. Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun, gecenizden doğan sabahınıza selam olsun… Hoş kalın, hoşça kalın ama her dem sevgiyle, dostça kalın…
Bir gün, bir yerlerde görüşmek ümidiyle…

#öskurşun#

Paylaş
Etiketler: hüzün dalgasıMazışiir
Önceki Yazı

Gezi Anım

Sonraki Yazı

Ayakkabı Boyacısı

Ömer Sabri KURŞUN

Ömer Sabri KURŞUN

İlişkili Yazılar

Bebeğim
Edebiyat

Bebeğim

06 Aralık 2025
5k
Güvenlik Görevlisi
Hasan TANRIVERDİ

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
5k
Aklımda Bir Ses Var
Celalettin KURT

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
5k
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor
Din ve Ahlak

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı
Ayakkabı Boyacısı

Ayakkabı Boyacısı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap