Hayatın tüm zorluklarını kişinin yaşayacağı doğru değildir. Yaşantına kuru ekmek girer, asgari ücretle yetinirsin ama mutlu olabilirsin.
Hayatın zorluklarına karşı, yaşama şeklin farklı olsa da hayatı tümüyle karşına alman, düşüncenden kaynaklanır. Olayları mantık ölçüsünde değerlendirirsen, işin içinden çıkamazsın.
Hayatın akışına rağmen, toplumsal yaşamı düzenlemek ve uygulamayı denetim altında tutmak, yönetimin görevleri arasındadır. Bu noktada doğru karar verilebiliyor mu? Sorgulanabilir.
Çeşitli konularda uzmanlar açıklıyor. Örnek merkez bankası, bilmem kaç milyar lirayı eritti. Korkum burada başlıyor. Çünkü bu konuya, cevap veren olmayıp geçiştiriliyor. Böyle bir olay varsa topluma şeffaf olarak davranılsın. Yarınlardan korkum da kalksın, acaba isteğim çok mu üstten.
Yine uzmanlar açıklıyor. Köprüler, Avrasya tüneli, paralı yollar ve şehir hastaneleri geç veya geçme hasta ol veya olma, parayı vereceksin. Bulaşıcı hastalık döneminde bu müteahhitler nasıl insanlar ki, milyar doları zamanı geldiğinde alıyorlar. Bir ay geç alsalar, yoksula derman olacak para bulunmuş olurken, devletin bu zor gününde yardımcı olmazlar.
Yaşam şekline itiraz ediyorum. Çünkü hayatın akışına yöneticiler kayıtsız. Bu tür duyarsız görünen insanların, toplumu mutlu edeceğine inanmak çok zor.
Samimi, doğru ve dürüst olup toplumun daha iyiye gitmesi için el birliğiyle çalışmalıyız.
Toplumda hukukun üstünlüğü ve adaletli hareket kalkınmada itici güçtür.