Bir Ülkede küreselci liberal sistem, varlığını korumak için, üretimi artırmak zorundadır. Bu zorunluluk sonucu artan ürünlerin aynı zamanda, tüketilmesi de gerekir. Demek ki, üretimin aktif kalabilmesi tüketilmesi olayına bağlıdır.
Üretim aktif kalmazsa, liberal sermaye gücünü yitirir. Sisteme göre bu durum, büyük anormalliktir. Böyle bir anormalliği önlemek için, ürünlerin satın alınmasını sağlamak adına, tüketimi teşvik etmek, üretim kadar önemli hâle gelir.
Liberal sistem, üretim ve tüketim ilişkisine göre, düzenini sağlama almaktadır.
İnsanlar tarih boyunca, çok yokluk çektiler. Adeta varlığını sürdürmek için, çırpıntılar. Dinimiz de tutumlu olmayı öngördüğü için, küreselci liberal sistemden çok zaman etkilenmedik.
Tutumlu olmak, insanımızın ahlaki ölçüsü olmuştur. Buna göre, sade ve temiz giyinmek, kendi ürettiğini tüketmek gibi esasları benimsedik. Yerli malı haftası tutumlu olmayı esas almak için kutlanırdı. Toplum lüksten kaçınır, ayrıca ürettiği gıdayı ziyan etmez. Elbiseleri yıpranmadan yenisini almama gibi çok olumlu davranışlar geliştirmişti.i
Liberal sistem, üretimi artırınca, ürünlerin tüketiminin sağlanması için, insanların beyinlerine ürünlerin tüketilmesini reklamlarla adeta kazıdılar. Beyinlere öyle bir pompalama yaptılar ki, herkes gerekmediği hâlde ürünlerin peşinde kaldı.
Tüketim çılgınlığı başladı. Böyle bir çılgınlığın başlaması için, Ülkede cami yıkılıp yerine AVM yapıldı. AVM insanlarla dolup taştı. İhtiyacı olmayan da sırf alışveriş yapıyor desinler diye koştu. Alışveriş merkezlerinde bir şeyler almak, popüler zaman geçirme becerisi hâline geldi. Aileler, arkadaş grupları bu merkezlerde eğlence ve yemek gibi keyiflerine göre hareket ettiler. Böylece israf arttı. İsrafın boyutu nerelere vardığını çok iyi görülüyor.
İsraf, çılgınlık derecesinde ulaştı. Peki israf dinimize göre haram değil mi? Ailesini bu çılgınlığa alet etmeyen var mı?
Ülkenin geldiği nokta, israf çılgınlığı. Ondan sonra da konuşuyorsun, din böyle din şöyle. Sen önce yaşantını düzelt. Zırhlı arabada dolaşan din başkanı kimden korkuyor? Merak ediyorum.
Küreselci liberal sistem, ürünlerinin miktarını artırmak için, çeşitli kimyasallar ve zirai ilaçlar kullanmaktadır. Ayrıca genetiği ile oynanmış tohumlar yani İsrail tohumlarının ekimi yapılmaktadır. Düşünün yerli tohum üretmek Ülkemizde yasaklanmıştır.
Küreselci sistemin uluslararası şirketlerine, fabrikalarımız satılmıştır. Böylece şeker fabrikalarımız başta olmak üzere, tüm toprak ürünlerimiz tütün, pamuk ve incir bitirilmiştir.
İsraf eden, har vurup harman savuran, iyi insan, tutumlu olan ise kendini baskılayan, iyi olmayan bir insan durumuna düşürülmüştür.
Bu sistemi yürütenler, yatırım yapıyor, toplum ise satın alıyor. Önünü ve arkasını düşünmeden, “Yap gitsin” diyor.