Dilek GAPPİ
GÖZLEM
ABD’de 1.3 trilyon dolara varması beklenen bir tablo ortaya çıktı ki, Amerika’nın 14 trilyon dolarlık yıllık milli gelirinin yüzde 10’unu aşan bir rakamdır bu…
Artık ABD’nin piyasalara nasıl müdahale yapabileceğinin ötesinde, her yapılan müdahalenin dünya ekonomisine ve Türkiye ‘ye yansımasının ağır olacağını bilmek önemli.
Amerika’nın borç stoğunun büyüyeceği çok açık. Doların tüm dünyada değersizleşeceği görünüyor.
Piyasalara moral aşılamak adına küresel türbülansın Türkiye’yi etkilemeyeceğine dair hükümetten gelen mesajlara öncelikle iyi niyet temennisi olarak bakmak gerekli.
Gerçek şu ki; Türk reel sektörünü çift taraflı kıskaç bekliyor. 2009’da dünya genelinde büyüme yavaşlayacak, küresel enflasyon artacak. İhraç pazarları daralacak. Bankaların yurt dışından aldıkları sendikasyonlar iki katına çıkacak.
Benzer uyarı Türkiye’ye dünya ekonomik örgütünün tepe yönetiminden de geldi. OECD Sekreteri Ander Gurria Türkiye’nin bu yıl yüzde 3,5 büyüyeceğine dikkat çekerken, ülkenin sanayisi ve üretimini artırmaya yönelik yeterli çaba göstermediğini vurguladı.
TOYOTA ve TOFAŞ’ın bayram öncesi ve süresinde üretimi durdurması ekonomik daralmanın ciddi işaretleri olarak görülmeli.
*****
Döviz kazancı olmayıp dövizle borçlanan firmaların çok daha riskli olduğunu bilmek gerekiyor.
Her şey bu kadar karamsar mı ? Bugüne kadar iktidara desteğini açık sunan MÜSİAD’ın dahi Başbakan’a zehir zemberek bir rapor sunduğuna bakılırsa yanıt evet yönünde… Kabinede değişiklik isteyen, vizyonu olan yönetim lazım diyen sert bir tavır sergiledi MÜSİAD.
Türkiye’de bu gerçekler ortada olduğu halde “ bize bir şey olmaz” yaklaşımıyla hareket edecek lüks yok.
*****
Peki umut nerede ?
Gerçek umut üretimin yeniden yeterli ölçüde artmaya başlamasında, istihdamı artırmayı hedef alan politikaların hayata geçirilmesinde.
Bunu yapabilmek iktidarın gerçek başarısını ortaya koyacaktır.
Ancak bugüne kadar iktidarın en iyi şırıngaladığı ekonomik yöntem olan sıcak paranın Türkiye’ye çekilmesi şimdi bu global sarsıntı sürecinde farklı bir açıdan yeniden umut olarak görülüyor. Körfez sermayesini Türkiye’ye çekebilir miyiz ?
Bu fırsat Hükümet yetkililerinin gözlerini parlatıyor.
Bu ortamda ABD ve Avrupa’daki piyasalardan kaçan özellikle körfez sermayesinin Türkiye açısından umut olabileceği öne sürülüyor. Hükümet körfez sermayesinin ekonomideki kan kaybını durduracak ciddi bir destek olacağı inancıyla yeni Road-show turları hazırlıyor.
Dünyada dolaşan serseri para sonunda ABD’nin de başına dert açtı. Bu tatlı rüya üstüne kurulu sanal dünya çöktü.
Körfez sermayesini Türk ekonomisine yönlendirmek yaşanan daralmanın atlatılması açısından önemli ancak geçici.
Yabancı ilgisini yatırıma yönlendiren formüller ortaya atılmadıkça pembe baharlar “kara baharlara” er ya da geç dönüşüyor.
Bunun altından dünya devi bile ağır yara almadan kurtulamıyor.
