Büyük şehirlerin bazı semtlerinde, trafiğe kapalı caddeler oluşturmak sosyal anlayış gereği oldu. Bu anlayıştır ki, bu tür caddelerin sayısı arttı.
Trafiğe kapalı caddelere gitmem. Kolay kolay orada gezmem. Çok mantıksız bulurum. İnsanlar dolanıyor. İki taraf bina, binalar arasında geziniyorsun. Bu şekilde gezinmenin hiçbir mantığı var mı?
Caddede insanlar var, kötüsü o ya. İnsanlardan korunmak için hangi tarafa yanlayacağını bilemiyorsun. Normal yanlamadan yürüsen yiyeceksin omuzu. Omuz yememek için, öteye yanla beriye yanla ve korunmasını bil. Caddenin başına ulaş. Çarptı az kaldı. Sıyırttı geçti gibi kıvrak hareketlerle yürüyebiliyorsun.
Hiçbir şekilde çiçekli, yeşillikler arasında olan bir parkta alanda kapalı caddedeki problemleri yaşarmışınız. Ağaçlar, yeşillik, renk renk çiçekler, meyve ağaçları arasında sana çarpan olur mu? Görebildiğin tüm güzelliklerin bir manası var. Gözün dinleniyor ve gönlün açılıyor.
Trafiğe kapalı caddelerde, çam yarması, maganda ve zehir denilen virüsler olduğu için o tür yerlere gitmek istemiyorum.
Bu caddelere hiç gitmedim ve de gitmeyi düşünmüyorum. Bu türden insanların toplu olarak gezdiği caddelerden hoşlanmıyorum. Diyeceksiniz ki, Beyoğlu da toplu gezilen bir cadde. Beyoğlu da tarihi olduğu hâlde çok haz etmen.
Cadde yerine parkın güzel bir ağacının altında otur. Çiçeklerine bak, yeşilliği gör. Park niçin var. Dinlenmem için, diyeceksiniz ki orada da kötülük var o zaman da kolluk kuvvetleri var.
Dinlenme yerine giderim, caddelere gitmem.





















