Toplumun yığından farkı vardır… Yardımlaşma ve dayanışma, bir toplumun gelişmesi için güzel vesile… Kardeşlik duygusu yoksa toplum değil yığın oluşur insanların bir araya gelmesiyle…
“El eli yuyar el de yüzü”yardımlaşma ancak tek vücut varsa vardır. Kardeşlik duygusu yoksa toplum yoktur… Tek vücut olmak mümkün değildir… Ümmet yoktur… Ümmet bilinci Müslümanları tek vücut yapmakta… Ayrılıklar yok olmaya mahkum olmakta… Ümmetin kaderi aynı… İnancı aynı…
“Ne başarırsanız başarın, size yardım eden biri mutlaka vardır.” denilmiş. Kul hakkı var üzerimizde… Cenaze helalleşmesinde herkes davet edilir hak helal etmeye… Çünkü insan, bir şey başarmışsa yardım edenler var…
Toplumun olmazsa olmazıdır yardımlaşma ve dayanışma… Mesela fırıncıya mecburuz. Belediye otosuna mecburuz… Her şeyi yapmamız mümkün değil. Dayanışma içindedir toplumda her kes ve kul hakkı var üzerimizde. Sokak köpeğinin bile hakkı var üzerimizde…
“Dostuna da düşmanına da yardım et, çünkü o zaman dostunla daha yakın dost, düşmanınla da daha dost olursun.”denilmiş ahlakımız bu olmalı. Toplumla barışmalıyız.
Kendi evini yapamıyorsan, bir yapana taş taşı.” denilmiş, Hint Atasözü’nde. Yardım yaparsan yardım görürsün… Seninde bir evin olur.
Düşenin dostu olmaz “sözü kardeşlik duygusunu yitiren toplumlar içindir. Maalesef toplumumuz böyle… Bir şiirimde “Kağıt Mendil Beyaz” demişim. Başkasından faydanın gelmeyeceğini belirtmişim…”Koca İstanbul kara yiyeceği-içeceği olmayan fukara” demişim.
Gemisini kurtaran kaptan…” denilmiş… Toplum bir yığın artık…
Kağıt Mendil Beyaz
Bu gün kar kara
Kağıt mendil beyaz…
Koca İstanbul kara
Yiyeceği-içeceği olmayan fukara
Kapitalist dünya kara
Ve kış kara
Şu kağıt mendil beyaz… Tek
Çocuğun üşüyen ellerinde
Kağıt mendil beyaz…
Çocuğun elleri masum…
Sıcak bir çorba olacak
Çocuğun ellindeki paralar…
Masum ve beyaz…
Para savaşında bir çocuk…
Elinde kağıt mendil
Bir ailenin gecesine tek kandil
Kağıt mendil beyaz tek
Çocuğun elleri mosmor…
İstanbul kara bu gün…
Beyaz diyemem kara bu gün
Şu çocuk bir çiçek
Elinde kağıt mendil
Bu otobüs durağı kalpsiz ve kara
Ne güneş var ne şefkat… İstanbul’da
Her şey sus pus
Kağıt mendil
Tek dil
Koca İstanbul’da
Otobüsler donmuş
İçim ısınıyordu evimi düşündükçe
Yiyecek arıyordu kuşlar
Soğuk bir yiyecek bile
Isıtır içlerini
Koca İstanbul’da
Ne güneş var ne şefkat
Kış kara
Yakacağı yok üşüyor fukara…
O gün
Toprakta ve gönüllerde kış
Dedi
Kağıt mendil
Oldu dil
Kuşlara acıdı
Kağıt mendil satıcısı
Kağıt mendil
Bir dil
Susmadı hiç
Neler anlatmadı ki
O gün bana
Dedi .
“Çocuğun babası hastadır”
Ah çocuk
Yok alan
En sıcak parayı üşütür ellerin…
Üşümüş yanakların güllerin…
Dedi durdu
Kağıt mendil
Yüreğime açar yara
Kuşların hali…
Ve halin çocuk
Dedi durdu
Kağıt mendil
Cepte yok para…
Dedi durdu
Kağıt mendil