Davranışına ve yazdığı hikâyelere gülmemek elde değildi.
“Güleceksin ki mutlu olasın. Derdin varsa da gülmeye çalışacaksın,” Diyerek gülmeyi yaşam standardı olarak alırdı.
O günlerde parkta hikâyelerini yazdığı kitabını, okuyan genci gözledik. Gülmekten kendini alamıyordu. Masaya yaklaştık, gence neden güldüğünü anlatır mısın? Dedik.
Genç baktı, anlatmaya başladı. Babası yazara; gezdiğin yetmedi mi? diye sitem ediyor. Bu yaşta çalışıyorum, sen ise geziyorsun. Yazar da babasına, selâmın peşinden, “Üniversite mezunuyum, sen de bırak liseyi orta okul diploması al ve yanıma gel,” Diyor.
Yazar yanılgı içerisinde değildi. Toplumda yetersizlik, güveni azaltmaz, aksine artırır. Çok az insan, ileri seviyede ilişkilere ve bilgiye sahip olabilir. Bunlardan yoksun olanlar, kendilerini en imtiyazlı durumda zannederler. Denir ya iki yabancı kelime biliyor, kendini bir şey sanıyor.
Çünkü toplumda, insanlar arasındaki tabakaların öyle bir hissedilişi vardır ki, her kademedekiler, kendilerini üstün konumda görürler. Onlara kalsa, iftira ettikleri, anlamadan küçümsedikleri başarılı ve üstün özellikteki insanları, kendilerinden daha bilgisiz, kıymetsiz ve acınacak hâlde olduklarını açıklarlar.
Dediklerimi yapmalıydı. Beni taklit ederse, başarılı olur. Gibi tavırları, belirleyeceğini zannettiği sözlerle kendini basamakların zirvesinde sanırlar. Böyle kişilerin son sözü, “Onunla tanışmak, istemiyorum.” Şeklindedir. Bu davranışlar doğru değildir. Hissi yaklaşıldığında da önemini kaybeder. Böylece her insan, dünyayı kendisinin altında basamaklar olarak görür.
Birçok olayı kendi penceresinden yazarken gülmüş ve güldürmüş. Hisleriyle de olaylara katılmış kişilerin de belirli basamaklarda yer alması mümkündür. Bilgisiz yerine konmasa da yine de tenkit edilmesi doğaldır.
Toplumda kültürü, sosyal ilişkileri ve Ülke ekonomisindeki kırılmaları, alt gruplara kadar iletecek yolu açacak olan, eli kalem tutanlardır. Gelenek, örf ve adetlerin yaşantıya yansıtılması, gelecekle ilgili hikâyelere konu olması önemlidir.
İnsanlar daha iyi yaşamak ve bunun için de konforunu artırmak ister. Yaşadığı şehrin düzeni, rahat ulaşımı park ve bahçeleriyle dünya şehri olmasını ister. Söze gerek olmamalıdır. Bir binanın bahçesi yok ama adı üniversite.
Toplumun problemine katılırsan, sen çok şeysin. Yoksa sen sensin.
Hasan TANRIVERDİ