Gün/aydın dostlarım…
Yaşamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
SEVGİ KÖPRÜSÜ
“Günaydın,” dedi Küçük Prens.
“Günaydın,” dedi satıcı.
Susuzluk giderici haplar satan bir adamdı bu. Haftada bir hap içtiniz mi artık içecek bir şey aramıyordunuz.
“Bunları neden satıyorsun?” diye sordu Küçük Prens.
“Zamanın boş yere harcanmasını önlemek için. Uzmanların hesabına göre bu haplar alınınca haftada elli üç dakika kazanılıyor.”
“Peki, bu elli üç dakikada ne yapacağız?”
“Canın ne isterse…”
“Keyfimce harcayacak elli üç dakikam olsaydı ağır ağır bir çeşmeye doğru yürürdüm,” dedi Küçük Prens.
İşte bende her sabah Küçük Prens’in yaptığı gibi yapıyorum, vaktim yok çünkü ağır ağır gidemiyorum artık. Tükeniyor ömür. Benim koşarak gittiğim su pınarı dostlarımın güzel yürekleridir… Oraya bir zerrecikte olsa gül kokan bir sevgi bırakmaktır çabam… Belki çok ama çok eski bir tarihte biri okurda yazdıklarımı vay bir zamanlar der mi ve buda yaşamış?.
O zaman başlayalım yazmaya ama önce bir günaydın diyelim en sevimli haliyle, içinde bir merhaba olsun, en sıcak haliyle, bol sevgi olsun, en gerçek haliyle sizlere…
Mevlana; “Sevgi bir köprüdür, sen ve her şey arasında.” Derken sevginin ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Sevgi olmazsa şu hayatın ne anlamı olur ki?…
Sevgi köprüsü sayesinde hayattaki her şeyle aramızda bir yakınlık vardır. İşte hayatın anlamı da burada gizlidir. Bu yüzden kalplerimizden sevgiyi eksik etmemek gerekiyor.
Sevgi köprüsü kurdum yüreğime,
Geçenlere selam olsun.
Dosttan dosta,
Sevenden sevilene,
Sevilenden sevene.
Yolu sevgiden geçen herkese selam olsun…
Yüreği insanlık, iyilik ve güzellikle çarpan, canı candan yana olan tüm güzel insanlara sevgiyle…
Hadi şaşırt beni dünya, uçur kanatlarında yüreğimi. Boşluğa asılmış insanlığı tut yakasından getir… Merhaba canlar, merhaba dostlar…
Kulluğa sığmayan davranışlarına rağmen, Rabbimiz yine kulunun dönüşünü bekler…
“…Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarını hakkıyla görendir.” (Hadîd, 57/4.)
Nitekim gönül dostu büyük âşık Yunus Emre şöyle demiştir;
“Sensin bize bizden yakın, görünmezsin hicap nedir
Çün aybı yok görklü yüzün, üzerinde nikap nedir” ___dizeleriyle, Rabbimizin bu yakınlığını dile getirmektedir…
Kötüler birleştiği zaman, iyiler de bir araya gelmelidirler; yoksa teker teker giderler bir bilinmeze…
Ve dedim ki güne, günün aydınlanmamış yüzüne, bereket bırakacak gökyüzüne de ki bulutlara bakarak; dostların kapısına varmalı bir gül bırakmalı şimdi, biraz umut bırakmalı düşmana inat tamda zamanı…
Doğusuyla batısıyla, güneyi kuzeyiyle hepimiz kardeşiz Anadolu’yuz biz…
Vatan ki bir tutam nazlı gelincik… Ey canım toprağım, ülkem vatanım dostlarım merhaba…
Ve bakınca balkon bahçemden, çiçekler arasında uçuşan kelebekler kadar suskun bir sevinç gördüm sevinmeyi bekleyen… Kumruların sevinçle su içişlerini gördüm, serçe kuşuna yem yesin diye sevgiyle bakıp kenara çekilen anne kumrunun kalbindeki sevgiyi gördüm…
Güneşe pencerelerini açan babaları gördüm, yüreklerimize umut takan anaları, karşı ki dağların eteklerinde gülümseyen çocukları gördüm…
Ne güzel değil mi? kurt bakışlı insanlar henüz yokken ortada, yeni doğmuş bir bebek gibi gülümseyen günü gördüm…
Aydınlık olduğunda gün, kanatlarındaki ihtişamlı renklerin güzelliğine bakıp, şöyle seslenir kelebek: ”Hayat yaşadığı günün değerini bilene gülümser… “
O nedenle ki güne uyandıran Rabbime şükürler olsun.
Çünkü:
Bu güne yine verilmiş bir sözüm var benim.
Bu günü de yaşamak ister gönlüm.
Yeterse eğer nefesim yeni doğumlarına bedenim.
Hiç vazgeçmediğim var bir hayalim.
İnsanı sevmektir doyasıya emelim.
Kuşlara, çiçeklere, çocuklara, ağaçlara sarılmak isterim…
Sözüm var yeni doğmuş her güne, açıp da sol yanı.
İncitmemek hiçbir yaratılmış canı.
Kırmamak hiç gönülleri ve dahi cananı.
Sevmek, sadece sevmek karşılıksız gönülde kalanı…
Sevmeye verilmiş bir sözüm var Haktan yana.
Yeni doğan her güne Yaratandan dolayı yaratılana.
Sözüm var yeni doğmuş her güne Yaratana.
Mevlana’dan bu yana.
İçmişim abu hayattan kana kana.
Sevgi verip sevmeye her nefes alana…
Varsa içinde böyle bir emelin sende sığın Yaradana…
Kelime-i tevhid getir nefes aldığın her bir ana…
Çünkü sana can veren Allah, doğuran bir ana…
“La ilahe illallah, Muhammedün resulullah”
Hüzün dalgası çarptıysa bir insanın yüreğine ya Mevla’sını özlemiştir ya da Mevla’sı onu…
Mevla’yı özleyen gönül ya hüznü bekler ya da hüzündedir. Bela, gam ve keder Mevla’nın sevdiklerine gösterdiği kamçıdır. Vurdukça kendine çeker.
Gününüz bir çocuk gülüşü kadar güzel geçmesi dileklerimle
Dua temiz bir kalbin sesini Allah’a duyurmaktır… Yürekten istediğiniz ne varsa, hayırlısıyla ömrünüze nasip olsun İnşallah.
Aydınlık olduğunda gün, kanatlarındaki ihtişamlı renklerin güzelliğine bakıp, şöyle seslenir kelebek: ”Hayat yaşadığı günün değerini bilene gülümser… “
Mutlu yüzlerin, sıcacık sohbetlerin, keyifli kahkahaların, güzel sofraların, hoş sohbetlerin, kavuşmaların olduğu hayırlı, bereketli, sağlıklı bir gün olsun size. Kaldırın bugün ne kadar engel varsa güneşle aranızda, elinizin değdiği her şey gökyüzü koksun, kalbinize sevgi dolsun, duygularınız neşeyle coşsun, günün bütün renkleri yüreğinize dolsun, … Mutlu, huzurlu hafta sonları diliyorum her bir cana… Hoş kalın, hoşça kalın ama hep sevgiyle dostça kalın, bir yerlerde bir gün görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#























