Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Edebiyat & Sanat

Saraydan Sürgüne…

Necla DURSUN Yazar Necla DURSUN
06 Nisan 2021
Edebiyat & Sanat, Necla DURSUN
0
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

“Satranç,” “Muhteşem Gece,” “Yakıcı Sır” gibi dünyaca ünlü eserlerin sahibi Stefan Zweig, “Bir Çöküşün Öyküsü” isimli kitabında sürgüne gönderilen aristokrat bir kadını konu etmiştir.

15. Louis dönemi Fransa’sında sarayın en aktif ve sözü geçen karakterlerinden biri olan Madam de Prie, ansızın kralın gözünden düşer ve Normandiya’nın bir köyündeki çiftliğine sürgün edilir. Eğlence, dedikodu, entrika ve iktidar savaşlarına alışkın olan madam çiftliğindeki sessiz hayata alışamaz ve tanıdığı tüm nüfuzlu kişilerle bağlantı kurarak Paris’e geri çağrılması için kralı ikna etmesi hususunda ricacı olur. Ancak kraldan geri dönüş bileti bir türlü gelmez. Geri dönmesi için yardım alamayışına anlam vermeye çalışırken zamanını dolduracak bir uğraş bulamaz.

Paris’in ışıltılı ve hareketli hayatından sonra süresi belli olmayan sürgün, madamda inanılmaz bir sarsıntıya sebep olur. Erkekler tarafından ilgi odağı olmaya, samimiyetten uzak olduğunu bilse de abartılı saygı gösterilerine, hayranlıkla izlenmeye olan bağımlılığı ona kâbusu yaşatır. Eski günlerin hayaliyle zamanını tüketmeye çabalarken; olduğundan daha yaşlı, sevimsiz, ihtiyaç duyulmayacak kadar gereksiz hissetmeye başlar.

İnsanların onu mutlu sanmasını sağlamak için tüm zenginliğini sergileyebileceği davetler verir. Vakti zamanında onu kıskandığına inandığı ve Paris’ten uzaklaşmasına içten içe sevindiğini düşündüğü kişilere davetiye göndermeyi ihmal etmez. Bu uğurda o güne kadar edindiği servetini düşüncesizce harcar. Gösterişli malikânesindeki tematik eğlencelerle kendisine yalancı bir cennet yaratır. Madamın yeni yaşam felsefesi “Ben gidemiyorsam Paris bana gelsin.” dir.

O güne kadar yalnız kalmak ne demektir hiç tatmamış olan madam, davetine iştirak edenlerin gülümsemelerini ve sözlerini (yalan olduğunu bilse de) gerçekmişçesine kabul eder. Çünkü yalnızlık inanılmaz derecede boğucudur ve o, her yalana her gıpta dolu bakışa muhtaçtır. Mantıklı düşünme yetisini giderek kaybeden madamın bütünüyle kendisini kaybedeceği günler uzak değildir. Bu davetlerin etkisiyle aklını yitirmeye doğru koşar adım yol alır.

Veda Tarihi: 7 Ekim

Courbepine Köyü’ndeki çiftliğinde yaşadığı ruhsal çöküntü içindeki yalnızlık buhranlarında saraya geri dönemeyeceğine kanaat getirerek “ya döneceğim ya da öleceğim” düşüncesine kapılır. Bu düşüncenin “dönme” fiilini içeren bölümünün imkânsızlığına iyice inanabilmesi vakit alsa da “ölüm” kısmında böyle bir durum yaşamaz ve bir plan yapması uzun sürmez. “Ruhum zaten öldü, bedenim ölse ne olur?” diyerek intihar etmeye karar verir. Tarihin tozlu sayfalarına öylesine sıradan bir şekilde yer almamak için şanına yakışır bir ölümle dünyaya veda etmek için kendisine trajik bir son kurgular.

Ölüm tarihi olarak 7 Ekim’i belirleyen madam; ölümünün provasını, senaryosunu özel olarak yazdırdığı ve başrolünde kendisinin olduğu bir oyunla gerçekleştirir. Sahnede düşmanları tarafından imparatorluğu elinden alınan, ölümü arzulayan bir kraliçeyi canlandırır. İsmi “Zengane” olan bu karakterle bir anlamda kendi hayatını sahnelemektedir. Fakat ne yazık ki, konuklar eseri bir komediymişçesine hafife alarak izler. Gerçekteyse o; “sırf insanların yokluğunu çektiği için kendini ölümün kollarına” bırakmıştır. (syf: 46)

Tüm bu kurmaca içinde madamın hesap edemediği bir şey vardı ki o da: “insanlık tarihi, davetsiz misafirleri sevmez; kahramanlarını kendi seçer, ne kadar usandırıcı bir çabaya girerlerse girsinler hakkı olmayanları acımasızca geri çevirir.” (syf: 48) Ölüm haberi Paris’te hiç de madamın hayal ettiği yankıyı bulmaz, etkiyi oluşturmaz.

Satırlara Gizlenmiş Bir Sürpriz: Türk Mutfağı

Fransız İhtilali öncesindeki son kraliçe Marie Antoinette ile eserin başkişisi melankolik Madam de Prie’nin arasındaki benzerlikten söz etmek mümkündür. Yazar, ait olduğu yüzyılın insanının ihtiraslarına sahip başkarakterin, inanılmaz derecede acı çekerken bile gülmek zorunluluğunu hissetmesini, dışının göz kamaştıran ışıltısına rağmen iç dünyasının karanlığını büyük bir ustalıkla tahlil etmiştir.

Çizilen bu şahsiyetin benzerlerini günümüzde yazılı ve görsel basında, sosyal medyada ve hatta çevremizde görmek zor değildir. “Arzulandığı zaman güzeldi, zeki insanların arasında nüktedandı, gururu okşandığında kibirliydi, sevildiği zaman aşıktı. Ondan çok şey istendikçe o daha fazlasını verirdi. Ama onunla kimsenin konuşmadığı, onu kimsenin görmediği, duymadığı, arzulamadığı yalnızlığı sırasında çirkinleşmiş, sersemleşmişti, çaresiz kalmış ve mutsuz olmuştu.” (syf: 33) satırları, ünlü kişilerin pırıltılı hayatlarından uzaklaşarak bir anda gündemden düşseler neler yaşayabileceklerini merak edenlere cevap niteliğindedir. Popüler tarzda hayat sürmeye alışmış kimseler ani bir gözden düşme durumundaki depresif ruh hallerini anlatan satırlar kolayca empati kurmayı sağlamaktadır.

Değinmek istediğim bir husus ise eserde yer verilen Türk mutfağıdır. Madamın şölenlerinin enva-i çeşit konseptleri, sunumları, eğlenceleri ve müziklerini konu alan sayfaları okurken, “henüz hiç bilinmeyen” betimlemesiyle anılan Türk tatlıları/içecekleri ve Boğaz’daki parlak gecelerden bahsedilen 38. sayfayı okumak şaşkınlık verirken aynı zamanda keyif vericiydi. Kitapta kendisine yer bulan Türk yiyecek ve içeceklerine bu güne dek gereken ihtimam gösterilip tanıtımı yapılmış olsaydı, bu gün seçkin dünya mutfakları arasında olabilirmiş diye düşündürüyor okuyucuya. Modern klasiklerin en ünlü yazarlardan biri olan Zweıg’in en ünlü kitaplarından birinde Türk mutfağından bahsedilmişse, dünya mutfakları arasında yer alması imkânsız değilmiş.

Sonuç

Etkili psikolojik ve akılcı sosyolojik tespitlerle hafızalarda kendisine sağlam bir yer açan kitap, adıyla müsemma bir konuya sahip. Gözden düşen bir saraylının bunalımı daha iyi anlatılamazdı. İnsanoğlunun tutkularını, sevilme ihtiyacını, ilgi ve alaka görmeye olan arzusunu gözler önüne seren eser, gözden düşmenin nasıl bir şey olduğunu anlatmaktadır. Bu duyguların insanı nereye savurabileceğini okurken rahatça empati kurdurabilen melodram nitelikli novella, kolayca özdeşleşilebilecek az sayıdaki sayfasıyla bir çırpıda okunmasına rağmen bir çırpıda unutulacak gibi değildir.

Bir Çöküşün Öyküsü

Stefan Zweig

Türkiye İş Bankası Yayınları

48 sayfa

Paylaş
Etiketler: başrolkurgusantraç
Önceki Yazı

Uyurken mi Uyanıyoruz Uyanıkken mi Uyuyoruz

Sonraki Yazı

Bekir Sıtkı Erdoğan’ın İftar Sofrasında

Necla DURSUN

Necla DURSUN

1976 Sakarya doğumludur. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Yerel Yönetimler Anabilim Dalı Küresel Şehirler ve İstanbul Araştırmaları Programında “Kuzguncuk Semt Tarihini İnsandan Okumak; Bir Seçki ile Şahsiyetler” konulu yüksek lisans tezini yazmıştır. İstanbul’da yaşamaktadır.

İlişkili Yazılar

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor
Din ve Ahlak

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
5k
Ve Bilirsin
Edebiyat

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
5k
Yaşlı Adam Yanıyor
Hasan TANRIVERDİ

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
5k
Boğazımızın Sisi
Hasan TANRIVERDİ

Boğazımızın Sisi

04 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı

Bekir Sıtkı Erdoğan'ın İftar Sofrasında

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap