Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hasan TÜLÜCEOĞLU

Pozitivizm ve Dindarlar

Hasan TÜLÜCEOĞLU Yazar Hasan TÜLÜCEOĞLU
16 Mayıs 2020
Hasan TÜLÜCEOĞLU
0
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Osmanlı devletinin öncelikle askeri alanda başlattığı batılılaşma çalışmaları, ondokuzuncu yüzyılın sonlarına yirminci yüzyılın başlarına gelindiğinde başlangıcından farklı noktalara evrilmişti. İlk dönem batılılaşma sürecinde Osmanlı devlet erkan ve münevveri ile ondokuzuncu yüzyılın sonu garplılaşma sürecinde Osmanlı devlet ricali ile aydını bariz şeklide birbirinden konuya, bakış, görüş, düşünüş açısından farklılıklar arz ediyordu. Osmanlıyı ve genel anlamda doğu ile batıyı anlama, algılama, mukayase ve değerlendirmede ilk dönem osmalıların yaklaşımını kadim kültürlerini daha iyi bilme ve özümsemeleri açısından daha gerçekçi ve sağlıklı buluyoruz. Burada en güzel örnek olarak Ziya paşayı verebiliriz.

Ondokuzuncu yüzyılın özellikle ikinci yarısında batıda dolayısıyla Fransa’da pozitivizm görüşü hakimdir. Auguste Comte’un sistemleştirdiği pozitivizm, özellikle dini kaynaklı bilgileri doğru bilgi olarak kabul etmez. Bilginin gerçekliği olmalı ve bir deneyle kanıtlanmalıdır. Comte de zaten sosyolojiyi deneylerle kanıtlama gayretindedir. Geleneksel olarak anlatıla gelen her türlü bilgi ve öğreti ile dinin va’z ettiği hiçbir esas ve bilgiyi kabul etmez. Bunların maddi bir gerçekliği olmadıkça, doğada bir olgu, bir deneyle kanıtlanmadıkları sürece doğrulukları kabul edilemez. Tek gerçek, var olan, elle tutulup gözle görülen maddi varlık ve esaslardır. Bilgi, olgu ve gerçekler bir deneyle maddi olarak ispatlanmalıdır.

Batıdaki bu akımın eğitim için garba gönderilen son dönem Osmanlılarda yansıması ilk dönemdekilere göre kat be kat olmuştur. Dini dışlamanın da ötesinde dini kabullenmemeye evrilen bir yaklaşımı doğurmuştur. Batıda deneye vurgu yapılırken onlar özellikle maddeyi ve maddiyatçılığı öne çıkarmışlardır. Bir şey elle tutulup gözle görülebiliyorsa o vardır, aşikar gerçekliktir. Aksi durumda gerçeklik yoktur. Bu noktada dinin esası olan Tanrı inancı bile zorlanmaya başlanmıştır.

Esasen Osmanlıyı garplılaştıran ikinci Abdulhamid’in batı eğitim sisteminde açtığı okullarda malesef genel yaklaşım ve anlayış bu noktadaydı.

Dini tabanlı Osmanlı toplum anlayışı ile bunun sonuç verdiği sosyal oluşumlar, ilmiye sınıfı,  tekke ve zaviyeler, vakıflar gibi kurum, kuruluş ve fert bazında temsİlci olarak imam, müftüler, batı tedrisatı görmüş, bilimsel olarak bir anlamda aydınlanmış bu yeni batıcıların tayf tayf saldırılarına maruz kalacaklardı.

Batı tedrisatı görmüş Osmanlılar esasta bir açıdan halklılardı. Yüzyıllardır din  ilimlerine yeni bir yorum getirememiş ilmiye güruhu bilinenleri tekrar ede ede zamanla kısırlaşmış hatta yozlaşmıştı. Toplumun dini alt yapısını şahsi çıkarları için kullananlar yaygınlaşmıştı.

Osmanlı aydınlanmacıları, bu yanlış ve yozlaşmış uygulamaları esas alarak esasta dine saldırıyorlar; toplumun dini veri tabanını sarsmaya çalışıyorlardı. O günkü gidişat ve ortamada farklı kesimlerin bir araya gelip yanlış ve eksikleri tartışıp düzeltme yaklaşım imkanları da yoktu. Ve asırlara hükmetmiş Osmanlı toplum yapısı yavaş yavaş sarsılmaya başlayacaktı.

Bu noktada batılı eğitim görmüş, aydınlanmış dindarlar, henüz batıyı yerli yerinde tanıyamamışken bahsettiğimiz saldırılar karşısında dini ve dini değerleri savunma konumuna ister istemez düşmüşlerdi. İstiklal marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy bu kulvarda edebi alanda vereceğimiz en güzel örmektir. İsmail Fenni Ertuğrul gibi alim ve bilginler de pozitivist iddialara bilimsel olarak cevap vermeye çalışmışlardır. İsmail Fenni Ertuğrul’un bu savunma ve cevapları gayet bilimsel ve dolayısıyla etkilidir. Ancak dindar kesim bizce ondan gerektiği gibi faydalanamamıştır. Bugün bile kendini dindar diye ifade edenlerin bir çoğu bu değerli alimimizi maalesef pek bilmezler.

Batılı tarzda aydınlanmış diğer bazı Osmanlı alim ve münevverleri dönemlerinde saldırılara karşı din ve dini değerleri koruma ve savunma gayretinde çalışmalar yapıp eserler vermişlerdir.

Belirttiğimiz üzere batı tarzı eğitim görmüş dindar alim ve münevverler, batıyı yerli yerinde taınımaya, kendi toplumları ile batıyı mukayese etmeye yeterli imkan bulamadan bu yeni batı güruhuna karşı dini ve dindar toplumu savunma zorunlu konumunda bulmuşlardır kendilerini.

Başka yazılarımda da ifade ettiğim üzere bu savunma konumu hep devam etmiş; en son gelinen noktada “elbet batılılaşalım, batının bilim ve tekniğini alalım ama ahlakını tevarüs etmeyelim”den öte gidilememiştir.

Başta Mehmet Akif olmak üzere üstat Necip Fazıl ile Sezai Karakoç’larda da hep bir savınma, sahiplenme, özlem, umut ve beklenti mevcuttur.

Bugünde bu kulvarda değişen fazla bir şey yoktur. Hatta kaymalar, sapmalar, savrulmalar söz konusudur.

Dindarlar olarak kendi dini bilimlerimizi bugün hala batılı İslam araştırmacılarından öğreniyorız. Dört başı mamur İslam tarihi kitapları malesef müsteşriklerin eserleri.

Sanat, edebiyat, sinema alanı keza aynı şekilde. Ha bu iş siyasal alanda olmaz; zira yozlaşma siyasal alanda başlamadı. Kültür, sanat, edebiyat alanında bugün hala dine ve dini değerlere saldırıları görüyoruz. Buralarda hem size hem dini değerlerinize saldırır; hem izletir hem okutur ve hem de alkışlatırlar.

İfade ettiğimiz üzere dindarlar hala kendi toplumumuzu ve batıyı gerektiği gibi tanıyıp yerli yerinde mukayese yapamamışlardır. Bu yapılmadığı, yapılamadığı sürece dindarların konumunda fazla bir şey değişmeyecektir. Bu değerlendirmenin, doğru okumaların yapılabilmesi için her iki dünyayıda çok iyi tanımış yüzlerce alim, bilgin, aydın ve münevvere ihtiyaç vardır.

Hiçbir şey tek sebebe indirgenemez her şeyde tek bir kşiden beklenemez.

Ah dindarlar çok ama çok zor işiniz

Paylaş
Etiketler: edebiyatsanatsinemasiyasal alandayozlaşma
Önceki Yazı

Soma Faili Belli Bir Katliamdı!..

Sonraki Yazı

Ev Mod!….

Hasan TÜLÜCEOĞLU

Hasan TÜLÜCEOĞLU

İlişkili Yazılar

Göbeklitepe’de Hz. İbrahim Silüeti
Eğitim & Kültür

Göbeklitepe’de Hz. İbrahim Silüeti

09 Haziran 2025
5k
Medyada Dindar Görünümler
Film & Sinema Eleştirisi

Medyada Dindar Görünümler

30 Ocak 2025
5k
Hükme Akıl Erdirmek
Edebiyat

Hükme Akıl Erdirmek

07 Ocak 2024
5k
Alternatif Bilim Farklı Teknoloji
Bilim & Teknoloji

Alternatif Bilim Farklı Teknoloji

06 Şubat 2023
5k
Sonraki Yazı

Ev Mod!....

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap