Uzak yakın ilişkide ki yorgun bacakların dinlenmeye istekli halleriyle tükeniyor günler.
Süre veriyorum kendime yenilenmenin son gününde bile, uykular kimsesiz.
Meteor çukurunda ki su birikintisinde yıkanan yüzler, nereye doğru bakacaklarından habersiz, tebessümle kendilerine dönmeyi hazine sanarken anlamsız bakışlar kaçak.
Pilli bebekler yorulmazlar mı? Hiç yürürler mi? konuşurlar mı? hangi eylemlerde bulunurlar ki sessizlik üzerlerinde örtülmüştür.
Sizler inanan ve inanmayan dostlar pillerinizin neler olduğunu düşündünüz mü?
Kavramların sözcüklerin arasında yürümeye meyil veren kelimeleriniz okunan bir sayfaya düştüğünde ne hissettiniz, geriye size kalan enerjinizin ömrünü bilebildiniz mi?
Pillerinizi yenilemenin birçok yolu vardır elbet, bunlardan bahsedipte karmaşaya karışmayalım.
Peki ya geride bıraktığınız atık pilleriniz onlar neler hiç düşündünüz mü? Bitmişlik, Yılgınlık, Ümitsizlik, Karmaşa, Yaşanmışlıkların ağır tortuyla su yüzüne çıkarak, her seferinde tekrar dibe çekmesi bedende ki düşünceleri, karışmış karamsarlıkları ayıramayanların atık, bitik, yitik pilleri ne oluyor, üstelik bu piller hiçbir zaman doğada kaybolmuyor, geçmişle gününüzü, zehriyle şimdiyi karıştıran düşünceleriniz gibi.
Pilli bebek çalışmıyor hadi değiştirelim pilleri peki ya biten pillerini ne yapacaksınız.
Sizi duyar gibiyim o zaman bizde şarj olabilir pil kullanırız diye çözüm üreten akıllı geçinen tipler hep var olur evrende.
Sevgiliyi sevgiyi değiştirir gibi olmasın sakın buda, düşünen yüzlerce insan misali hata yapmayalım yenilenmek adına.
Kısa hikaye:……..
Baba uyanır bir sabah kısa adımların neşeli gülümsemesi yüzünde kendini ulaştıracağı bir yerin düşüncesiyle kaldırımların üzerindeki sabah günaydınına yakın tozları okşayarak.
O sabah farklıdır diğer sabahlardan yüzünde sessiz sedasızlık içinde ise bir mutluluk kanatlanmaktadır, kızının doğum günüdür erkenden sabahın ayazında güneş doğmalarına yakın hatırında ki zihinsel imgelerinden kesitleri anımsar tek tek, ağlayan sızlayan yumuk suratlı bebeğinin.
Köşe başındaki el yapımı pilli bebek satıcısına, kızının doğum günü için ısmarladığı oyuncak bebeğini almak için uyanmıştır. Evden çıkışı ayağının ucuna basarak hırsızlama, yatağında ki küçük kızının kırmızı yanağına busesini kondurarak uzaklaştığında baba.
Pilli bebeği alır baba sürprizine heyecanlanarak koşar adımlarla işine gider, yollarda sürüklenen bir kaptandır baba.
Akşam olur kızı meraklı bakışlarla pencerededir, bekler babasından gelebilecek her türlü sürprizi neşesiyle görünür görünmez bahçe kapısında yaşlı adam, koşar adımla fırtına gibi soluk soluğa bulur kendini eli kapının topuzunda yüzünde kocaman bir tekne gibi yerleşir gülümsemesi kızın.
Dayanamaz kaptan bekletmez kızını boynunda iki elin sarılan kelepçeleri uzun uzadıya çözülmez. Hediyeyi alır kız çok sevinir hediye paketi hiç bozulmadan bir çırpıda aralanır, Önce küçük bir yüz belirir sarı saçlar arasında.
Pilli bebek fakat o da nesi kızın suratı aniden asılır ne olmuştur ki? Ama baba bu bebek pilli ve içinde pilleri yok baba üzülür fakat kızını üzgün gördü diye, hemen telafi etmesi gerektiğini düşünür, otururlar bir köşeye ağlayan kızın gözyaşları temizlenir damla damla tamam peki bu bebek pilli fakat sen ona kendi enerjinden bir şeyler vermedikçe mutlu olmayacak bu özel bir bebek piller elvet eninde sonunda tükenir kızım bunu unutma sakın.
Tükendiğinde ilerleyebilirsen eğer pillerin olmadan da güçlü olabileceğinin farkına varmış olacaksın.
Biz insanlarda bir gün pilleri olmayan bebekler gibi sessizleşebiliriz.
Onu yanından ayırma hiç olurmu ben yarın pillerini alırım.
Fakat ertesi sabah şiddetli bir fırtına çıkar, denizde olan kaptan babanın teknesi bu fırtınadan kurtulamaz ve derinliklere sürüklenerek kaybolurlar.
Kız acılı haberi alır ve bu acılarla yürür büyür fakat babasının sözleri ve pilli bebeği yanından hiç ayrılmaz…
