Toplumlar “Sosyal devlet” adı altında yönetilirse, vatandaşları arasında, ayrım gözetilmez. Hukuk ve adalet konusunda taviz verilmez.
Devlet denilen toprak bütünlüğünde, sosyal de olsa vatandaşları arasında problemler olacaktır. Bu problemler çok çeşitli yönlerde ve şekillerde gelişecektir. Bu durumda devletin devamlılığını sağlayan kolluk kuvvetleri ve güvenlikten sorumlu teşkilatları vardır. O teşkilatlar problemin çaresine bakacaklardır.
Sosyal devlette tüm vatandaşlar, görevlerini en mükemmel şekilde yapmalıdır. Vatandaşların aynı özellikte olmaları mümkün değildir. Düşünce, davranış, kabiliyet ve anlayışları farklı olabilir.
Yöneticiler, düşüncesini beğenmediği vatandaşını ötekileştiremez ve dışlayamaz. Bugün yediğimiz, içtiğimiz ve giydiğimiz her şeyi kimlerin yaptığını sanıyorsunuz. Bizi biz yapan zevkli giyindiren, değerli besinleri yedirip içiren kimlerdir. Demek ki devleti devlet yapan senin ötekileştirmeye çalıştığın kişilerdir.
Arabaları, gemileri ve uçakları kimin yaptığını biliyor musunuz? Nelerden ve nerelerde yararlanıyorsunuz hiç düşündünüz mü?
Kaçımız kardeş ve kan bağı akrabalarımızla birlik ve beraberlik içerisindeyiz. O hâlde kimseyi ötekileştirmeye hakkınız yoktur. Başka bir şey kimin ne olduğunu biliyor musunuz? Kendinize göre kişileri sınıflara ayırıyorsunuz.
Yine bilinen ve de tartışılan konu şu; hiç kimse inancından dolayı ötekileştirilemez. Sosyal devlet bu konularda kuralları açıktır. Hukuku kimseye çiğnetmez. Onun için hatalı hareket etmemek gerekir.
Ülkemizde kraldan kralcılar vardı. Bir savcı önüne geleni içeri atıyordu. Sonra o kadar azdırıldılar ki, milletin meclisini bombaladılar. Önüne geleni öldürdüler. Millete darbe yaptılar. Şimdi de “Keme” gibi sığınacak delik arıyorlar.
Hiçbir kimse devleti yok sayamaz. Hata yapan varsa kanunlar önünde cezasını çeker. Cezayı da ona hukuk verir. Hukuk, sosyal devletin esasıdır.
Ötekileştirmek insani suçtur. Hiçbir vatandaş hukuku yok sayamaz. Yine karşısındakini sevmiyorum diye tehdit edemez.
Etmek isteyen çöle gidip çöl fareleriyle uğraşır.