“Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.”
Yukarıdaki dizeyi boşuna yazmamış demek ki koca Akif. Karanlıkta esnerken bile ağzlarını kapatan İngilizler, Türkleri barbar sayan batı ülkeleri, meğerse ne kadar kaba ve zalimmiş.
Sizler şimdi, bu da nereden çıktı, sorusunu duyar gibiyim. Evet, biraz araştırınca onların genetiğinde hala bir arıza olduğu anlaşılıyor.
Işık içinde uyusun Uğur Mumcu bir konuşmasında batıyı ve ülkemizi şöyle örneklemişti:
“Türkiye hukuk devrimi yaptı. Hukuk devrimi demek, batılı yasaların resepsiyon yoluyla ülkemize getirilmesi, demek. İtalya’dan ceza yasasını, Fransa’dan idare hukuku ilkelerini, Almanya’dan ceza yargılaması hukukunu,
İsviçre’den medeni kanunu aldık.
Gülmece dergisinde Türk vatandaşı tanımı için diyor ki: Türk ne demektir?
Türk, İsviçre Medeni kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza yasasına göre yargılanan, Fransa idare ilkelerine göre idare edilen, İslam hukukuna göre gömülendir.”
Batıya özenmekten, kendi özümüzden uzaklaştık.
Oysa Batı’nın içlerinde uyumayan bir medeniyet canavarı varmış. Haydi, birlikte okuyalım:
Los Angelas’ta ise, erkeklerin karısını deri kemerle dövme hakkı bulunuyor. Ancak kemerin kalındığı en fazla 5 santimetre olmak zorundaymış.
Acaba Kanada potansiyel aptal yerine mi koymuş kendi ırkını ? Yağmur yağarken çimler sulamayı yasaklamış. Üstelik kapılar ve pencereler pembe renkte olmak zorundaymış.
Üstelik Bank Street’te ağaca tırmanmak yasaklandığı gibi Ottawa pazar günleri dondurma yemeği yasaklamışlar.
…
ABD’de California eyalet yasalarına göre, kadınların sabahlıkla araba kullanmaları ve otel odalarında portakal soymaları yasaklanmış.
North Carolina’da yürürken aksırmak yasaklanmış. Cezası 100 Dolar!
Pennsylvania’da banyoda şarkı söylemek yasaklanmıştır!
– İngiltere’de içki ruhsatı bulunan pub, bar gibi yerlerde sarhoş olmak yasak.
– Kadınların toplu taşıma araçlarında çikolata yemesi, on yaşından küçük çocukların çıplak vitrin mankenlere bakması, milletvekillerinin avam kamarasına kurşun geçirmez yelekle girmesi ve otobüste uyuyakalmak da yasak.
…
Yine Amerika’nın Utah eyaletinde başımızı döndürecek bir yasak duymak ister misiniz?
Eğer bir kadın pazar günü ata binerse, hapis cezası veriliyormuş.
Yine Utah’da komik bir yasağa imza atılmış
Utah’da Koca karısının işlediği her türlü suçun sorumluluğundadır.
Eh, o zaman kadını, ata bindiği için cezayı üstlenen koca düşünsün bakalım.
…
Kadınların toplu taşıma araçlarında çikolata yemesi yasaktır. (İngiltere)
– Tropikal balık satıcıları hariç! kadınların halka açık yerde üstsüz gezmesi yasaktır. (Ingiltere-Liverpool) –
Etek giyen erkekler tutuklanır. (Italya)
– Pazar günleri balık avlamak yasaktir. (İskoçya)
– İnek sahiplerinin sarhoş olması yasaktır. (Iskoçya) –
Kapınızı çalıp sizden ”klozetinizi isteyen birini” içeri almak zorundasınız. (İskoçya)
…
Böcekler dahil hiçbir canlının öldürülmesine izin verilmeyen ABD’nin Arkansas eyaletinde kocanın karısını ayda bir dövmesi normal karşılanırken, birden fazla dövmesi yasaklanıyormuş.
…
Danimarka’da hapishaneden kaçmaya çalışmak suç değilmiş.
Fransa’da rayların üzerinde öpüşmek yasakmış. Sanki başka yer bulamamışlar.
Bir de sabah sekiz ile akşam sekiz saatleri arasında radyolarda çalan şarkıların yüzde 70’inin Fransız bestecilere ait olması şart koyulmuş. Domuzlara Napolyon adının verilmesi de suç sayılıyormuş.
Hollanda’da pazar günleri bira ve şarap satmak, nehir olmamasına rağmen nehrin setlerini aşmak yasakmış.
…
İtalya’da etek giyen erkekler, suç işlemiş sayılıyor. Kamuya açık yerlerde yemin etmek, tokat atmak, Mary adındaki kadınların fahişelik yapması da yasaklar arasındaymış.
İzlanda’da tabelasında yazması koşuluyla sahte doktora izin veriliyormuş. Tam da ülkemiz insanına göreymiş.
İskoçya’da bir ineğin yanında sarhoş olmak yasak olduğu gibi, o ineğe alkol içirdiğiniz an tutuklanırmışsınız.
Bakın bu yasaklar fena değilmiş.
İsviçre’de pazar günleri çamaşır asılamıyor, araba yıkanamıyor, çim biçilemiyor. Apartmanlarında gece ondan sonra sifon çekilemiyor. İşin en ilginci de kadınların pazar günleri pembe pantolon giymesi yasakmış.
…
Paraguay ülkesinde düello yasal bir eylem. Yani yasal olarak bir kişiyi düelloya davet edebilir ve onunla hayatı pahasına müsabakaya girişebilirsiniz. Düello’yu kabul eden kişi eğer ölürse, yakınlarının veya çevresinin dava açmaya hakkı yokmuş!
Oh ç, ne ala! Demek ülke nüfusunda artış var.
…
İtalya’da güvercin beslemek yasak. Uygulamanın sıkılığı, şehirden şehire değişiyor. Ancak, bu kanunun en katı olduğu yer Venedik. Güvercinlerin tarihi yapılara pislemesinden bıkan yetkililerin, güvercin besleme “suçu” için biçtikleri bedel 50-600 dolar (yaklaşık 80-966 TL arası) arasında değişiyor.
…
Nevada’da size ait bir mekanda köpeğinize ateş açan birini anında asma hakkınız var. Karayoluna deveyle çıkmak yasak..!
Eureka kentinde bıyıklı erkeklerin kadınları öpmeleri yasak. Ha ha, işte buna güldüm. Türkiye’de o modellerden çook var…
…
Montana’da yedi ya da daha fazla Kızılderili’yi bir arada görürseniz vicdan azabı çekmeden ve yasayı da arkanıza alarak öldürebilirsiniz. Ne zalimlik değil mi? Ve o ülkede bir kadının eşine ait bir mektubu açması ağır suçmuş.
…
En çok da şu yasak hoşuma gitti.
Japonya’da şişman olmak yasakmış. 40 yaşını geçen erkeklerin beli 80 santimden, kadınların beli ise 90 santimden daha kalın olmamalıymış.
Ne güzel değil mi?
Böylece ülkede obezite, diye bir hastalık olmayacak.
Bir de şu yasak çok hoştu.
Meksika Guadalajara Bölgesi Guadalajara şehrinde kamu görevlisi olarak çalışan kadınların, çalışma saatleri içinde, mini etek ya da herhangi başka bir “provokatif” giysi giymeleri yasakmış.
Sonuç olarak:
Yasakların konma amacında biraz mantık arıyoruz değil mi?
Örneğin; ülkemizde ve dünyada kovit 19 nedeniyle konulmuş yasaklar, bize saçma gelmiyor. Günümüzde dışarıda sigara içilmesinin yasak olması, bize mantıklı geliyor.
Yasağa uyulmazsa şayet, ölüm tutukluyor insanı.
Ama sırf moda, diye kimi bayanların selülitli, eğri büğrü bacaklarını göstermek amacıyla mini etek giyinip, kasım kasım dolaşmaları yasaklanırsa fena olmaz, değil mi? Zira göz güzele bakmayı seviyor.
Özellikle sarkık, iri göğüslü hanımların göğüs dekoltesi giymeleri gözü kirletiyor. Hala bunun farkında olmamalarına hayret ediyorum.
Açıkçası, aşırı kapalılık nasıl ters geliyorsa bana, aşırı dekolteye de karşıyım.
Düşüncem odur ki, her türlü görüntü kirliliği, ülkemizde suç olmalı.
Normal olanı da budur zaten.
Emine Pişiren / Kocaeli