Öneri!

Yazmak heves, / Yazmak tutku,
Yazmak rahatlamak, / Yazmak her şey…

Yazmaya başladıysa insan, asla bırakamaz onu. Ara sıra ara verir, sonra yeniden yine yazar. Tıpkı benim gibi. Bunu çok sık yapar oldum. Bunda en büyük etken, yazarlarımızın demir parmaklıklar arkasına gönderilmeleri… (bu konu da çok yorum yapmayacağım)

Bazen içimde büyük öfkeler oluşsa da, bir yandan da yazmak için can atıyorum. Şuan öfkelerimi bir kenara bıraktım. Tüm gücümü topladım ve yazmaya başladım. Gariptir; birden heyecanlandım. Doğru kelimeleri seçmekte zorlanıyorum. Eğer bir hatam olursa hoş görünüze sığınıyorum.

Zor bir dönemden geçtim. Hasta bir insana bakmanın zorluğunu anladım. Sabrın, anlayışın ve fedakarlığın ne demek olduğunu daha iyi öğrendim. Canım annemin yıllardır migren denen bir hastalığı var. Ve bu hastalık, Kurban Bayramında kendini daha fazla gösterdi. Bayramın ikinci günü, annemin sol kolunda uyuşma ve halsizlik oldu. O günün gecesinde ise dili şişti, sol gözü çekildi, ve yine sol kolunda halsizlik oldu. Soğuk su ve hareketle hemen atlattı. Kalıcı bir sorun olmadı çok şükür. O an boynundan beyine doğru giden kılcal damar pıhtı atmış. Bu şiddetli ağrıdan kaynaklanırmış.
O günden sonra; hem kendi şehrimizin doktorları dahil diğer şehirlerin doktorları da dahil tam on bir doktor gezdik. Hepsi bir şeyler buldu, fakat hiç biri ağrısını kesecek bir şey yapmadı. Boyun fıtığı, kireçlemesi, düzleşmesi vs…

Annemin ağrıları nerdeyse iki buçuk ay sürdü. Gidilen doktorlar, alınan ilaçlar hiçbir fayda göstermedi. Perişan haldeydik. Sonra komşumuzun önerisi üzerine Ozon Tedavisine başladık. Çok şükür annemin geçmeyen ağrıları geçmeye başladı. Artık arada bir ağrıyor. Eski migren ilaçlarını da bıraktı. On bir doktorun başaramadığını Ozon Tedavisi başardı. Ödenen hastane masrafları ve boş yere verilen ilaçlar cabası oldu.

İnsanın hasta olması zor ama hasta bir insana bakmak daha zor… Eliniz kolunuz bağlı, hiçbir şey yapamamak çok kötü bir duygu. Onu iyileştirmeye çalışırken bir yandan sizde yıpranıyorsunuz. Size önerim en eğer bu gibi bir rahatsızlığınız varsa; ya da başka herhangi bir rahatsızlığınız, mutlaka Ozan Tedavisini bir deneyin. Hiçbir yan etkisi yok. Üstelik Ozon almak için hasta olmaya da gerek yokmuş. Üstelik çok basit bir işlemi var. Size annemden örnek vereyim:

Annemin kolundan alınan bir ünite kanının içerisine Ozon Gazı verildi. Kan çalkalanıp tekrar anneme verildi. İlk seansta etkisini gördük. Şuan üçüncü seanstayız ve önümüzde yedi seans daha var. Annem eskiye oranlar daha dinç ve enerjik. En önemlisi, daha mutlu…

Size elimdeki broşürden Ozonun iyi geldiği diğer rahatsızlıkları da yazayım;
-Dolaşım bozuklukları ve damar tıkanıklıklarına,
-Enfeksiyon, virüs hastalıkları ve hepatite,
-Kansere, mide ve bağırsak hastalıklarına,
-Kas, kemik, eklem ve romatizmal hastalıklara,
-Kalp hastalarına,
-Kadın hastalıklarına,
-Cilt ve saç hastalıklarına
Vs…
Bulunduğunuz şehirde Ozon Tedavisi yapan bir çok yer vardır. Sadece ufak bir araştırma yeterli olacaktır. Ve mutlaka doktor gözetiminde yaptırın.
Kendi şehrim Adana için rahatlıkla isim verebilirim: Dr. Ramazan Odabaşı… Ozon tedavisinin yanı sıra; Manuel Terapi ve Akupunktur da yapıyor.

Zaten; Ramazan Bey ve Gülçin Hanımı gördüğünüz ilk anda rahatlamaya başlıyorsunuz. Size hastaymışsınız havasını vermiyorlar. Dost ziyaretine gitmiş gibi oluyorsunuz. Güle oynaya tedavinizi oluyorsunuz.
Bu size küçük ama önemli bir öneri…