Allah’ın zatı idrak edilemez. Akıl ve idrak mahluktur. Mahlukun idraki sınırlıdır…
Akıl ve idrak mahluk olduğu için ürünü de mahluktur. Bu yüzden Allah’ın zatı üzerine ürün üretmemelidir.Ürettiği mahluktur oysa Allah ezeli ve ebedidir
Allah’ı en iyi bilen Allahtır. Mahluk sınırlı bir bilgi ile yetinmelidir… Bilgisi de ebedilik vasfında olmadığı için yok olup gidecektir. Allah’ın zatıyla ilgili bilgi üretmekten kaç…
“Allahu ekber “diyen Allah senin verdiğin kemal sıfatlardan da münezzehtir… Senin verdiğin kemallik de sınırlı Çünkü sen sınırlısın. Allah’ın ise kemalinin sınırı yok… Kemallik de verme… Mesela “Ol” emri yetmez mi… “Ol dedi bir kere var oldu cihan /olma derse mahvolur ol dem heman…” Allah’ın “Ol” emrinin etkisi bizim koyduğumuz sınırların çok çok ötesinde… İnsan kemâlete de sınır koyan bir varlık… Allah’a sınır koymuş olur… “Ol” emrinin etkisine sınır koymuş olma… Sınır koyma ona verdiğin kemâlette…
Allah’ın esmasına kabiliyet sınırı koyma mesela yaratıcıdır… Yarattıklarından daha iyisini de yaratırdı dileseydi de… Kelam sıfatı için de kabiliyet sınırı koyma… Hz Adem’e sayfa geldi neye yeterdi deme onun sayfalarını geç bir sayfasını manalandırmaya ne kalemler yeter ne zaman… “Kur’an bitti” kur’an ancak bu kadar manalandırılır deme…
Bitkileri hayvanlara rızk eden odur. Bitkileri yaratır hayvanları yaratmasaydı, bitki kime rızk olsun… Bitkide de RAZZAKLIĞI tecelli ediyor… Hayvanları yaratmasıyla… Esma sayı olarak ve derece olarak… Kimde çok tecelli etmişse en kıymetli yaratılan odur… Bitkiden insan kıymetli de… İnsana ağaca verdiği kıymeti vermeyenler utansın onu marifetullah hususunda eğitmeyen utansın.
Camiler NUH’UN GEMİSİDİR” insanları bu gemiden kaçıranlar utansın… Marifetullah yönü ile en yetenekli, istidatlı yaratılan insandır… Melekler bile değil… İnsanı sadece HAFIZ yapmakla görevim bitti sananlar utansın….
Allah ilahlığından lezzet alır… Firavun da ilah sanarak kendini üstün bir haz yaşadı dünyada… Bir serap gördü yani… Yaratılan anacak serap görür… Yaratılan ben HİÇİM” demeli ve hiçlikten haz almalı… Hiçlik teslimiyetle olur… Verdiğini al ve teslim et… Verdiğini almamak ve verme demek kibirdir, isyandır… Bana mal verme hesabını veremem deme… Al ve teslim ederek hiç ol. İbadet hiç olma işidir. Halidir yani…
Konuşmak için ağza dile ihtiyaç yok… Kur’anın Arapça’lığı KELAM sıfatına ait değildir… İnsanlar anlasınlar diye bir hikmet gereği Arapça… Hz. Adem’den beri geldiği kavmin dilince geldi Kur’an… Yani ilahi kitap… İki ilahi kitap olmaz çünkü KELAM sıfatının tecellisi değişmez. Hz Adem zamanında ne ise şimdi de o. Çünkü ezeli ve ebedidir… Kelam sıfatı da… Ahirette Kelam sıfatının tecellileri olmayacak denemez… Yaratılan her şey zaten sayfadır. Cennette yeni şeyler yaratacak okuyana yeni sayfalar yani… Kelam sıfatı farklıdır Allah’ın… Kelimesizdir, sahifesizdir, insanınkinden farklıdır yani…
Şu varlıkta esmanın tecellilerinden başka şey tecelli etmiyor. Feyiz almak isteyen Hiç olsun… Önce efendimize yani sünnete karşı HİÇ olsun. Sonra Kur’ana karşı hiç olsun… HİÇ olanları mürşit bilsin onlara karşı HİÇ olsun. Hiç olmasını beceren insan olur, beceremeyen şeytan…
Kur’anı tefsir ettim diyenler… İlk iş HİÇ olmaktı… EUZU çekmek hiç olmayı sağlamadıysa dil boşa yoruldu. Yazdın adına tefsir dedin el boşuna yazdı… Beyin de ödül beklemesin. HİÇ olmasını beceremeyene ödül yok, bu sistem hiç olmamızı istiyor… Görevlendiren o görevi başa taç et… Hiçlik ilacından iç… Hasret ilacından iç. Gaflet duvarların yıkılsın istiyorsan “Allah’ın ayetlerin okunurken depremler yaşa…” Kabuğunu çatlar. Hamsın Hiç olamamışsan…
Gönül yarasını açtı Mekke’ye
Bir aşka düştüm hamlık bitti…
Lanet olsun karanlığa
Gönül yarasını açar Mekke’ye
Çıktım kuyumdan karanlığımdan
Gülde bulduğum ışık bir yıldız
Karanlık dağılıyor bu bahçede
Mekke de
İstanbul’un her tepesinde dalgalanan şu çiçeğe bak
Bayrağıma bak ey gönül
Yıldızına-ayına
Dağılır karanlık





















