Sevgili okurlarım, değerli öğretmen arkadaşlarım. Bugün 16 Mart 1848 de öğretmen okullarının kuruluş günüdür. 175 yıl önce açılan Darül Muallimin-i o çağın en önemli kurumu olarak düşünülmüştü. Öğretmenlik mesleğinin ne yüce ve ülvi olduğu bu vesileyle anlaşılmaktadır..
Sevgili okurlarım, Osmanlı İmparatorluğu döneminin Padişahlarından II. Mahmut, 1838 yılında çocukların 18 yanşa kadar, ortaokul düzeyinde okutulması amacıyla, o günkü adıyla Rüştüyleler açtı. Bu okullara öğretmen yetiştirmek içinde 16 Mart 1848 yılında Darül Muallimin-i adını taşıyan öğretmen yetiştiren okulu açtırdı. Yanı kısacası 175 yıl önce açılan, Darül Muallimin-i nin bugün kuruluş yıldönümü olduğunu hatırlatmak üzere bu yazımı kaleme almış bulundum.
Sevgili okurlarım, cumhuriyetimizin kuruluşu öncesinde öğretmen yetiştiren okulların tarihçesine bir anlam yüklememiz gerekirse, o dönemde de çağın gerisinde kalmamak üzere, insan odaklı bir düşünceyle, öğretmen yetiştirilmesine ihtiyaç duyulmuştu. Kısacası, Osmanlı İmparatorluğunda geçte olsa, kültürde, sanatta ve eğitimde çağın gerisinde kalmamak üzere, 16 Mart 1848 tarihinde Darül Muallimin-i açmıştı. Bu açılışın tarihimizde yeri ve önemini büyük olduğunu bilmeliyiz.
Sevgili okurlarım, cumhuriyet döneminde ise 28 Aralık1938 tarihinde ilkokul öğretmenleri yetiştirmek üzere, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından Köy Enstitülüleri açıldı. Ne yazık ki bu okullarda çeşitli bahanelerle 1954 yılında kapatıldı. Bu okulların yerine, İlk Öğretmen okulları açıldı. Bu okullarda 1975 yılından itibaren iki yıllık Eğitim Enstitüleri ve Eğitim Yüksek Okuluna dönüştürülerek, Eğitim Fakültelerine bağlandı. Böylece ülkemizin geleceğini çağın ilerisine taşıması hedeflenen kurumlar, çeşitli nedenlerle ortadan kaldırılmış oldu.
Sevgili okurlarım ve değerli öğretmen arkadaşlarım, bizlere öğretmenler günü olaraktan ne 16 Kasımı, nede 5 Ekim Öğretmenler Gününü çok gördüler. En sonunda 24 Kasım’1981 yılında Milli Eğitim Hasan Sağlam, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Başöğretmenlik Gününü biz öğretmenlere, öğretmenler günü olarak dayattılar. Kısacası 1954 tarihinden itibaren başlayan bozulma, günümüze kadar sürüp geldi. Şimdi ise öğretmenlik mesleğinin elle tutulur, gözle görülür hiçbir yanı kalmadı. Bu gün ki gelinen noktaya baktığımızda, nitelikli öğretmen yetiştirme gibi bir derdin olmadığı da orta yerde durmaktadır. Umarım ki bu tehlike kısa zamanda ortadan kaldırılır. Çağa uygun, bilim ve teknoloji odaklı nesiller yetiştirilmesinin çaresine balkır.
Mürsel Adıgüzel