1892-1984 yılları arasında yaşamış alman rahip, yahudilere uygulanan soykırıma karşı olmamış ve daha sonra pişmanlığını dile getirmiş bir şahsiyettir. “Susma sustukça sıra sana gelecek!” içerikli ünlü bir anlatımı vardır. Şöyle demiştir:
“Naziler önce komünistler için geldiler, bir şey demedim çünkü komünist değildim. Sonra yahudiler için geldiler ve bir şey demedim, çünkü yahudi değildim. Sonra sendikacılar için geldiler ve bir şey demedim, çünkü sendikacı değildim. Sonra katolikler için geldiler ve bir şey demedim, çünkü katolik değildim ve sonra benim için geldiklerinde ise çevremde benim için bir şeyler diyecek kimse kalmamıştı.”
Rahip Martin’in bu sözünde, önce Yahudiler’e değinmediği ve sonra şöyle dediği de belirtiliyor:
“Yahudileri götürdüklerinde ise ben artık toplama kampındaydım.”
Ülkemizde şu günlerde festivaller, konserler “milli manevi değerlere uygun değil!” gibi abuk sabuk gerekçelerle, Anayasa’ya ve yasalara aykırı biçimde yasaklanıyor. Kemal KILIÇDAROĞLU’nun “kaçış planı”nı yayınlayan TV kanallarına ağır cezalar geliyor, belki de kapatılacaklar. Oysa dünyanın her yerinde, ana muhalefet partisi başkanın bu tür açıklamalarının haber değeri vardır.
Almanya’da Hitler iktidara geldiğinde, daha İkinci Dünya Savaşı da başlamadan, 1939 yılında, Hitler’i hararetle destekleyen generallerin, danışmanların, bürokratların bir kısmı, Hitler’in uygulamalarını, çılgınlıklarını görünce, “Eyvah, biz ne yaptık, nasıl bir deliyi başımıza getirdik!” demişlerdir ama iş işten geçmiş, artık çok geç olmuştur. Sonrası, İkinci Dünya Savaşı ve 60 milyondan fazla insanın ölümü!
Bu topraklar, bu ülke, bu Türkiye kolayca kazanılmadı.
Aman polemik olmasın, maraza çıkmasın, kimseyi kırmayalım incitmeyelim, kutuplaşma olmasın, gerginlik çıkmasın, grubumuzu politize etmeyelim diyerek, böyle diye diye, “farklılıklara saygı” göstere göstere işte bu günlere geldik.
Farklılıklarına saygı gösterdiklerimiz, bizim farklılıklarımıza ne kadar saygı gösteriyorlar!
İşte geldiğimiz nokta: Konserler bile ard arda yasaklanıyor.
Her türlü hırsızlık, yolsuzluk, hukuksuzluk haberi yasaklanıyor, mahkemeler tarafından bu yöndeki haberlere ulaşım, erişim engeli getiriliyor. Sonunda ekonomik olarak da geldiğimiz nokta: Eşi benzeri görülmemiş pahalılık, yoksulluk ve her geçen gün daha da gözle görülür hale gelen bilinçli bir yoksullaştırma politikası.
Bugün artık bizi nefes alamaz hale getiren bu gericiler; daha fazla güç sahibi olduklarında ve fırsat bulduklarında bilesiniz ki bizi de boğazlayacaktır!
Ülkemizi parçalama, bölme aşamasına gelen bu gelişmelere; ben seyirci kalmayacağım, kalamayacağım.