Uyarıların alındığı duyusal noktalar taşımaktayız. Bu noktalardan birinden geçen uyarının etki yaratmadığı için (Çünkü bu noktada uyarı alan duyu hücreleri yoktur.) baktığımız cismi o süre zarfında göremeyiz.
Otobüse yaklaşan otomobil, yolcular tarafından aynı anda görünmez. Çünkü otomobil kör noktalarına farklı sürelerde ve uzaklıkta girer ve uyarı kesilir.
Kör nokta da rüyanın anlaşılmayı bekleyen, gizemi gibidir. Açıklanması kişilere bağlıdır. Kişi kendine göre yorum yapacaktır. Böylece kısır döngü gizemini koruyacaktır.
Yaşantısında kişi görmesi gereken, görüntü için kör noktayı olaya katarak, farkında olmadığını, rahatlıkla söyleme cesaretini, kendinde bulacaktır. Böylece olayı lehine çevirerek, ondan kendine pay çıkaracaktır. Tersine gerçekte uyarı kör noktadan geçmişse, göremeyecek ve farkında bile olamayacaktır. Bu durumda belki de çok şey kaybettiğini bilemeyecektir.
Yönetici ve siyasiler, özellikle işin ehli değilse, onları davranış olarak kurtaran, savunma mekanizmasının esas elemanı durumuna geçen kör noktadır.
Liyakatsiz, bilgi ve tekniğini gerekli gibi bilmeyenler, kör noktanın sayısını artırırlar. O hallerini savunma mekanizmasında kullanırlar. Bunun sonucu görmez, duymaz ve hissetmezler. Böylece kendilerini kolaylıkla yalanın içerisinde bulurlar.
Böylece yalanlarıyla kör noktalarına sığınırlar. Kendilerini yükümlülükten ve görev bilincinden sıyırırlar. Çünkü kör noktayı yalanlarının ilk satırlarına almayı başarırlar. Yaşam biçimi haline getirdikleri yalanı, rahatlıkla kör noktadan, beynin ücra köşesine depolayabilirler.
Görev ahlâkını hiçe sayıp kendi çıkarlarına göre değerlendirirler. Bunların düşüncelerine ne dostluk ne adalet ve ne de dürüstlük sığmaz. Kendi aileleriyle kurdukları bir dünyadan haberleri vardır. Onun için eskilerin deyimiyle bunların; “iki yakaları bir araya gelmez.” Yalnız farkında değildirler.
Kendi yararları için çalışırlar. Toplumu ilgilendiren konulara, yabancıdırlar. Önlerine kör noktayı alırlar. Gerçeği asla araştırmazlar. Duyusal algıları menfaatleri doğrultusundadır. Mal varlıklarını artırmakla öğünürler. Vatandaşın hakkını hukukunu koruyacakları yerde, ancak dizlerinin üzerine sürünür ve ot yolarlar.
Adalet ve ahlak duyguları kör noktalarında dumura uğramıştır. Yükümlülük almaktan ve onu sürdürmekten, kaçmanın birçok nedenini, kör noktaya bağlarlar.
Bunlar düşman yaratmak, ayrımcılığı körüklemek (ırk, mezhep, dil ve din) tembelliği ileri sürmek ve eylemler yaparak, insanları yoksullaştırmada başarılıdır.
Görev duygusuyla hareket etmediği için kişisel düşüncelerini, gerçekleştirmede kendi adına da olsa istek ve arzuyla yapmadığından dolayı doğrudan yana güvenilir olmayacaktır.
Davranışlarını kör noktaya göre benimserler.
Hasan TANRIVERDİ