Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Muhsin DURUCAN

Kocasının Katili İle Evlendirilen Kadın’ın Öyküsü

Muhsin DURUCAN Yazar Muhsin DURUCAN
12 Mart 2020
Muhsin DURUCAN
0
409
Paylaşma
5.1k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

“ Hesapsız yaşamın karanlığında

Zalimlik, sadistlikten beslenir

Aşkın, seherde tuzağa düşürülür

Onur ve vefa beyni terk eder

Zevke karışan acı, çığlığa dönüşür

Vicdansızlık, duygusuzluk kulvarında

Anadan koparılan evlatlar

Kişisel yoğunluklu iç acılarında

Yazgının rüzgârıyla savrulup

Erken ev bark ortamına sürüklenir. ”

 

Muhsin DURUCAN

“ Kalbinizde yeşil bir ağaç bulundurun.

Belki şarkı söyleyen bir kuş gelir konar. ”

Lao TZU

Süleymanlı bölgesi, 1924 yıllarında Yunanistan’ın Selanik iline bağlı olan Ayvalık ve Karaferya kasabalarından mübadele ile gelerek yerleştirilen Balkan Türklerini barındırır.

Tam yedi yüz yıllık geçmişi olan bu yerleşim merkezi, kimi tarihi eserleriyle görüntü oluşturur. Selçuklular döneminden kaldığı varsayılan; Soğuk Çeşme, Kanlı Köprü ile Tarihi Hamam en önemlileri olarak sayılır.

Ermenilerin kurduğu “Zeytun Fedai Alayı” adlı çeteyle savaşırken şehit düşen Maraş Jandarma Bölük Komutanı Binbaşı Süleyman Bey’in adına saygıyla “Süleymanlı” olarak değiştirilmesi kararlaştırılır.

Bir süre nahiye (bucak) merkezi konumunda olan Süleymanlı, Kahramanmaraş’ın büyükşehir olması sonrasında şimdilerde Onikişubat ilçesine bağlı bir mahalle olarak kayıtlarda yerini alır.

Eşinin Katili ile Evlendirilen Kadının Acıklı Öyküsü

Güvenilir kaynaktan edindiklerim ışığında; yukarıda adı geçen Zeytun yöresinde 1956 yıllarında gerçekleşen, tüyler ürperten ve insanın içini acıtan bir vicdansızlık olayı yaşanır. Yargıya intikal etmez, yerinde üstü örtülür. T.C. sınırları içinde olan, kent merkezine 69 km uzaklıktaki uygarlıktan da uzak yerleşim yerinde gerçekleşen olay! Filmlere senaryo olacak nitelikte denebilir!

Burada verilen kişi adlarının tümü gerçek adları olmayıp birer simgedir. Muhtar Mahmut, Faysal adlı iri yarı, güçlü kuvvetli birisini bekçi olarak görevlendirir. Faysal, ormanlık alana evlerinin yakacak ihtiyacını karşılamaya giden kadınlar üzerinde kimi yöntemlerle etkili olur, onları kendisine bağlar.

Öykümüzün odağındaki Havva, uzun boyu ve köyün en güzeli olan evli bir kadındır. Hicran, Bekir ve Leyla adlı üç çocuğu var. Aşkın adlı, narin ve sanat ruhlu elinden oyma ve yazma gibi uğraşlarda başarılı nezih bir eşi var. Cezmi, Havva’nın kayın pederi…

O yıllardan bugünlere sarkan, acısı yüreklerden bir türlü silinmeyen ve belleklerde derin ve trajik iz bırakan olayı, anlatmaya çalışalım mı? Öyleyse dikkat buyurunuz, derim.

Havva, kimi zaman evinin gereksinimini karşılamak amaçlı ağaçlık alana yakacak odunu kesmeye gider. Bekçi Faysal, kendisinden on bir yaş büyük olan Havva’ya göz koyar. Rahat bırakmaz, zamanla istediğini gerçekleştirir. Kendisine bağımlı kılar.

Öyle zaman olur ki; Faysal ile Aşkın tarla sınırı konusunda anlaşmazlığa düşerler. Köylülerin toplandığı bir ortamda tartışırlar. Faysal, cahil ve kabadır. Aşkın’a hakarette bulunur ve küfür eder. Aşkın, onuruna yediremez. Eve gelince eşi Havva’ya ‘yarın kente giderek mahkemeye başvuruda bulunacağını’ söyler.

Tanyeri ağarmasında Aşkın’ın yola çıkacağı haberini alan Faysal, atıyla Ceyhan nehri köprübaşında Aşkın’a ulaşır ve heybesinden çıkardığı satırla arkadan vurarak nehre düşürür! Aşkın’ın o yağız atı acı acı kişneyerek eve gelir! Aşkın eve dönmeyince durum bir şekilde anlaşılır! (Aylar sonra cesedi Ceyhan nehri aşağı havzasında bulunur.)

Birey, kendisine verilen yetki ve yetenekleri tahrip için kullanırsa, dünyanın en zararlı yaratığı haline gelebilir. Dünyada en tehlikeli varlık, öfkesi ve şehveti aklının önüne geçen insandır. Öfkenin ve kaprisin sınırı yok, denebilir.

Birkaç gün sonra Faysal, Havva’yı saçlarından sürükleyerek kendi evine götürür ve kendisine karı yapar! Ufak tefek ses çıkarmalarına karşı Muhtar Mahmut, sulh yolu için aracılıkta bulunur. Faysal’dan alınan belli miktarda para ve arazi ile Cezmi Dede’yi ikna eder, susturur. Olay kapatılır.

Olan olur, ama asıl olan küçük yavrulara olur! Faysal istemez, ana çocuklarını götüremez. Çocuklar, yakınlarının yanında kısa süre kaldıktan sonra Muhtar’ın çabasıyla Maraş’a götürülerek dokuz yaşındaki Hicran Selman’a, bir yaşındaki gülen yüzlü o güzelim Leyla, Öğretmen Rafet’e evlatlık verilir. Bekir’de yetiştirme yurduna yerleştirilir.

Leyleğin yuvadan attığı örneği evlatlarına sahip çıkmayan ve onurunu kaybeden Havva, Faysal’dan altı çocuk yapar. Artık Hava iyice mankurtlaştırılmıştır. O üç çocuğunu, hiçbir zaman arayıp sormaz! Dahası mı? Faysal, yıllar sonra genç bir kadın ile nikâhsız birlikteliğini sürdürür. Altı çocukta ondan yapar. Katil ruhlu ve sadist kişiliğe sahip olan Faysal, çocukları tarafından da yergiyle anılır!

Zaman olur, Hicran ve Leyla da büyürler, evlendirilerek çoluk çocuk sahibi olurlar. Bir bakıma aile yaşamına dönüş başlar. Bekir, yaşamını yitirir! Nasıl mı? Askerden geldikten sonra evlenir. Çoluk çocuk sahibi olur. Ne ki moralsiz yaşam sürdürdüğü günlerinde traktör altında kalarak can verir!

Hesapsız yaşamın karanlığında

Zalimlik, sadistlikten beslenir,

Aşkın, seherde tuzağa düşürülür

Onur ve vefa beyni terk eder,

Zevke karışan acı, çığlığa dönüşür

Vicdansızlık, acımasızlık kulvarında

Anadan koparılan evlatlar,

Kişisel yoğunluklu iç acılarında

Yazgının rüzgârıyla savrulup
Erken ev bark ortamına sürüklenir
.

Ne ki yıllar geçse de bu acı olay unutulmaz!  İğrençlik ve şaşkınlıkla dillerde dolaşır. Gizli, saklı konuşulur. O yıllarda orada yaşayan kimseler, olayı anlatmaktan da kaçınırlar. Oysa acılar, paylaşılmakla azalır!

Hele hele küçük bir olay, hiç mi hiç unutulmaz. Öğretmen Rafet’in evindeki bir yaşında olan sevimli ve güzel Leyla’nın soğuk mu soğuk bir kış gününde içindeki psikolojik yangıyla bağırarak ağlamasına karışan sözcükleri, şimdilerde bile duyarlı kulaklarda yankı yapar, vicdanları kanatır!

Ne mi demiş Leyla’mız? Buyurunuz okuyalım: “Açın kapıyı, çok sıcak yanıyorum! Biraz da dışarı ısınsın!” Anlamlı ve düşündürücü değil mi? Söyleyeni belli olmamakla birlikte deneyimin süzgeçlediği kimi sözcükleri buraya aktarmayı uygun buldum: “Yaranın yerini sorsalar gösteremezsin ama dinlediğin şarkılar ve türküler, gözleri kapalı buluyor yarayı…”

Öğretmen Rafet’in evinde olaylardan habersiz büyüyen sevimli Leyla, neşeli ve yerinde duramayan yapıda güzel bir kız olarak atılır, serpilir gelişir. Çevredekilerin gözleri onun üzerindedir! Mahallesindeki bir aile, görücü yöntemi ile oğulları ile evlendirmek üzere ailesinden ister. İstek gerçekleşir. Leyla 14 yaşında olduğundan nikâh için ana babanın olurunun alınması gerekir. Sağ olan anne bulunup getirilir. Oluru alınır. Kendisini dünyaya getiren annesinin o olduğunu o anda anlar! Leyla, şaşırır, yıkılır!  Hayatta olduğu sürece şaşkınlığı sorgulamalarla devam eder! Acı da olsa gerçeği öğrenir. Anne olarak onu bir daha da yanında göremez! Tüm olumsuzluklara, özellikle kaynana baskısına karşın dik duruşundan ve erdeminden asla ödün vermez.

***

O ortamdan dönüş yaparak şiirlere ve ezgilere konu olan empatik dizeleri içselleştirerek okuyalım, bir yandan da ‘Ruhumdaki Sızı’yı dinlerseniz örtüşür, kanısındayım.

 

Ruhumda Sızı

Bu nasıl bir derttir dermanı yoktur

Bedenimde değil ruhumda sızı

Görünmez bir yara acısı çoktur

Bedenimde değil ruhumda sızı oy oy

Ruhumda sızı oy oy ruhumda sızı

 

Kurşunsuz, hançersiz kansız bir yara

Hiç bir tabip buna bulamaz çara

Keşke Mansur gibi çekseler dara

Bedenimde değil ruhumda sızı oy oy

Ruhumda sızı oy oy ruhumda sızı

 

Doktoru lokmanı yok, ilacı yok

Görünmez göz ile hiç bir izi yok

Saplandı sineme görünmez bir ok

Bedenimde değil ruhumda sızı

Ruhumda sızı oy oy ruhumda sızı

 

Didelerim nemli kan ağlar gözüm

Ruhum yara aldı sızlıyor özüm

Bu halimden vakıf tek cura sazım

Bedenimde değil ruhumda sızı oy

Ruhumda sızı oy oy ruhumda sızı 

 

Yeter Nesimi bu feryadın yeter

Biliyom yanıyon Kerem’den beter

Her ah eyledikçe dumanın tüter

Bedenimde değil ruhumda sızı

Ruhumda sızı oy oy ruhumda sızı…

Nesimi Çimen

***

Dünya Şairi Nazım Hikmet: “Yok, öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak… Unutma, aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak…”  demiştir. Elbette ki,  boşuna dememiştir. Yaşama direnmek gerekir.

*

Paylaş
Etiketler: Gizli saklı konuşulurkadınöfkesi ve şehvetiöykütrajik filmler
Önceki Yazı

Hazır Gıdalardaki Katkı Maddeleri Hasta Ediyor

Sonraki Yazı

Yıllar ve Yollar

Muhsin DURUCAN

Muhsin DURUCAN

İlişkili Yazılar

40 Yıllık Meslek Hayatımdan
Edebiyat

Demli Bir Yazı

07 Kasım 2025
5k
Mesam Genel Kurulu AKM’ de Gerçekleşti 2025
Etkinlik

Mesam Genel Kurulu AKM’ de Gerçekleşti 2025

06 Kasım 2025
5k
Cumhuriyet Erdemdir
Gündem

Cumhuriyet Erdemdir

29 Ekim 2025
5k
Şiir Okumak & Türkü Dinlemek
Edebiyat

Şiir Okumak & Türkü Dinlemek

24 Ekim 2025
5k
Sonraki Yazı

Kolonya 4.0

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap