Keresteci, enine ve boyuna bir adamdı. Kasabalı ona “Kereste” ismini yakıştırmıştı.
Kereste, akşam yemeğinden sonra, tekelin yanındaki parka gitti. Kaldırımda adımlarını sayarak, yürüdü. “Ahşap evler yerini apartmana devretti ve çirkinlik aldı başını gitti, diye düşündü.
Bahar kendini hissettirmiş ve bahçe kenarlarındaki kır çiçekleri açmıştı. Parka girmek istedi ve bir süre yürüdü. İleride kavga edenleri görünce geri döndü. Yol kenarında kırıntı toplayanlar için, dükkanının tozunu dahi isteyenleri gözünün önüne getirdi ve onlara hak verdi.
Kereste evinden kovulmuş bir adamı taklit ediyormuş gibiydi. Sokaktaki insanların davranışını kaba buldu. Gereksiz yere atışıyorlar. Tartışmaları bir fındık kabuğunu doldurmaz, dedi.
Yanına yaklaşan taksi, adres sordu. Kereste kuşkulandı. Çünkü sorduğu adres, yakınlarına aitti. Adresi tarif etti. Fakat kereste, bunda bir iş var bakalım. Taksinin peşine adeta koşar adım gitti.
Eve yaklaştığında, taksici ile yanındaki adam, konuşuyordu. Kereste uzaktan takip etmek istediği için onlara yaklaşmadı. Aralarında hararetli sözler geçiyordu. Alacak ve verecekten bahsediyorlardı.
Adam, eve yaklaştı ve kapıyı çaldı. Kapı açıldı, orta yaşlı zayıf birisi çıktı. Işık yanık olduğu için dışarı çıkanın, amca oğlu olduğunu fark etti. Kereste, biraz daha yaklaştı. Konuşmaları net duymuyor ama etkisini anlıyordu.
Amca oğlu yanlış adres deyince kereste, yanlarına vardı. Oldukça zayıf olan, taksici, adresi veren, dedi. Fakat iyi niyetli değildiler. Zayıf yapılı, taksiciye tekrar okumasını söyledi. Gerçekten yanlış okumuşlardı. Özür dileyerek çekip gittiler. Kereste de amca oğluna, yarın çırak gelemeyecek iş yerini benim açmam gerektiği için gitmeliyim, diye ayrıldı.
Kereste, mağazaya erken vardı. Komşu tamirciye, çay aldırdı ve kahvaltı yaptılar. Akşamki olayı anlattı. O arada yardımcısı da geldi. Yardımcı spor sahasının yanına, iki katlı evler yapılacak ve içi ahşap kaplanacakmış, dedi. Kereste, öyle şeyler duyuyoruz ama gerçekleşmiyor. İnsanlar evlerini, her yıl farklı renkte boyamak istiyor, onun için ahşabı sevmiyorlar, dedi.
Kahvaltıdan sonra keresteleri, boyutlarına göre düzenlediler. Bu arada ürünlerden almak isteyen iki kişi geldi ve beğendiklerini, ayırdılar.
Öğleye doğru mağazaya; kontrol memurları geldi. Memurlar genel denetim yapacaklardı. Kereste, memurları serbest bıraktı ve istediğiniz gibi bakabilirsiniz, ayrıca sormak istediğiniz bir şeyi de cevaplandırırız, dedi.
Kereste, teftişten mutluydu. Çünkü rakipleri ceza yemişlerdi. Memurlar kontrol kâğıdını keresteye verdi. Bu sırada, mağazaya biraz şaşı gözlü, zayıf saçları iyice kaçmış kısa boylu adam girdi. Adam keresteye doğru, geçen ki kaçak ürünlerden istiyorum. Yine ucuz olsun demez mi? Memurlar şaşırdı ve keresteye baktılar.
Kereste şaşırdı, gözleri seğirdi ve adama sen kimsin? Diye sordu.
Memurlar keresteye bu ne demek oluyor derken, içeriye mahallenin muhtarı girdi. Muhtar keresteye baktı ve sen bana şaka yaparken iyi miydi? Ben de böyle yaparım, işte dedi.
Muhtar ve biraz önceki adam, memurlarla beraber pasta ve çay ziyafeti yaptılar.
Hasan TANRIVERDİ