Eti ne budu neydi fakat çalışmak zorundaydı. İnşaatta evcilik oynanmıyordu. Gözü korkmuştu. Bir an eve kaçmak istedi. Ustasının karşısında ezilip büzüldü. Fenasına gitmişti, katların tozu. Geceli gündüzlü çalışmak denirdi, onunkisine.
Anne ve babası kazadan sonra yatalak kalmışlardı. Geçim yolu, çocuğun çalışmasına bağlıydı. Ustası çağırdığında yüreği hopluyordu. Sularını getiriyor, işçilere de isteklerini götürüyordu. Öğlen yemeğine yardım ediyordu. Masaya suları getiriyordu. Akşama kadar koşturuyordu. Dizlerim diyor, başka bir şey demiyordu.
Çalışmayı göze alıyordu. Akşam evin ihtiyaçları ona bakıyordu. Gözleri çukura kaçmıştı. Yüzü gözü terden görülmüyordu. Okul ve arkadaşları gözünde tütüyordu. Aklına getirmek istemiyordu. Katlardaki çöpleri topladı ve kutuya attı. Ustanın yanına koştu. Elindeki aletleri ilerideki işçiye gönderdi. Ustaya da çivilerin kutusunu verdi.
Ekmek ve meyve aldı. Eve gitti. Komşuları yardımcı olmuş, evi düzenlemiş ve yamak yapmıştı. Çocuk komşuya meyveden verdi. Beraber yemek yediler. Anne ve babasını çocuk yedirdi.
Sabah erkenden inşaatta bitiverdi. Çevreyi temizledi. Katların çöpünü topladı. Suları hazır etti. Kahvaltı için masayı düzenledi. Çay suyunu ocağa koydu. Ustalar geldiğinde her şeyi hazır buldular. Çok memnun oldular. Keser sesi duyulmaya başladıktan sonra oturmak kalkıyordu. Ustaların istekleri bitmiyordu. Çocuk iki aydır çalışıyordu. Suyu içtiğinde “Okumak istiyor musun? Ustası bir soru ortaya attı. Çocuğun gözleri doldu, ne diyeceğini bilemedi. Ustaya baktı, sevinemedi. Okusa ana ve babasını kim bakacaktı. Su kabına eğildi ve ağlamaya başladı. Usta ağlama yavrum, senin durumunu konuşacağım, okuluna devam etmeni sağlayacağım, dedi. Çocuk hıçkırarak ağladı. Annem ve babam diyebildi.
Çocuk buruk bir sevinçle eve geldi. Usta ile arasında geçen konuşmayı anlattı. Büyüklerin de gözleri yaşlandı. Gece uyuyamadı. Yarın mühendisler de gelecekti. Nasıl bir karar alacaklardı. Sabah erkenden inşaata gitti. Sabah işlerini yaptıktan sonra çevreyi de düzenledi.
Katlara ustalara göre gerekli malzemeleri işçilerle taşıdı. Elektrik ustaları da gelmişti. Çocuğun bekleyişi sürüyordu. Heyecanlıydı. İnşaatın köşesine çöktü. Rüyasında sınıfta parmak kaldırmıştı. Öğretmenin sözü üzerine “Yaşasın” diye bağırınca kendine geldi.
Su kabını aldı. Aşağı inecekti. Mühendisler çağırdılar. Eli ayağı titredi, yürüyemedi. Heyecandan ağlamak istedi durdu ve güldü. Gömlek ve pantolonunu sildi, ayakkabılarını temizledi. Aşağıya inmeye çalıştı. Hava düne göre daha sıcaktı. Ter içerisinde kaldı ve alnını sildi.
Mühendisler çocuğu karşılarına aldılar. Yavrum, anne ve babanı sağlığına kavuşturmak istiyoruz. Gerekirse yurt dışına gönderip yürümelerini sağlayacağız. Seni de okutacağız. Çocuk, önce şaşırdı ve olduğu yere yığıldı. Hemen çocuğu kaldırdılar hastaneye ulaştırdılar.
Yarın, giyecek ve ayakkabı alıp eve geçtiler. Çocuğu alıp okula gittiler. Okulda öğretmenleriyle konuştular. Senesi yanmasın, yarın başlasın dediler. Çocuğun sevinmesi dillere destan oldu.
Çocuk okula hazırlandı. Çantasını aldı ve sınıfa gitti. Sınıf arkadaşları onu çok iyi karşıladı. Mühendisler ana ve babayı aldı hastaneye yatırdılar. Çocuğa bağladıkları maaş ile rahat geçinebileceklerdi.
Ana ve baba hastanede çocuk okulda hayatları umutla sürüyordu.