İmanın zerresi cennete yeter…
Evet…yeter işte hadis-i şerif :
“Lâ ilahe illallah Muhammedün Resulullah diyerek, kalbinde zerre kadar imanı olan kişi ateşten çıkar.” (Buhari, Müslim, Tirmizi)
İman nedir mi?.. İman edilecek her şeye imandır…bu tevbesiz mümkün değil… Kelime-i şehadetimize tevbe ekleyelim…
İman nedir mi.Müşrikle her konuda farklı olmandır. Bu da ancak tevbe ile mümkün…
İmanın zerresi cennete yeter…
Zerre iman ne demek…
Amentü’deki altı esasa inanan, Peygamber efendimiz ne bildirdiyse hepsine inandım, beğendim, hepsini kabul ettim diyen kimse, zerre imana kavuşmuş demektir.
Zerre iman yeter ama yapamadığımız ibadetler için de tevbeye sarılalım… Zerre imanımız Kur’anın tümünü tasdik olsun… Esma öğretilerinin tümünü tasdik olsun…evet tevbeye sarılalım…
İmanın zerresi imanın çekirdeğidir…çekirdek koca bir ağacı taşır içinde…evet…İman nedir mi?.. Allaha hasret duymaktır… Gayrıya Allaha hadim olduğu ölçüde sevgi duymaktır… İmanın zeresi varsa sende sen de cennetliksin… Peygamber efendimiz, Şunları yeminle söylüyor:
1- Facir olan (çeşitli günahlar işleyen), maişetini kazanmaktan da ahmak olan mümin Cennete girecektir.
2- Günahları sebebiyle Cehennem ateşi yakmış olan da Cennete girecektir.
3- Kıyamette Allahü teâlâ hiç kimsenin hatırına hayaline gelmeyecek şekilde müminleri affedecektir.
4- Allahü teâlâ, öyle çok mağfiret edecek ki, İblis bile acaba ben de affolacak mıyım diye başını kaldıracaktır. (Beyheki)
İmanın zerresi iman çekirdeği cennete yeter…evet…İman nedir mi? Rahmana hadimliktir… Yoksula hadim ol. Zulme uğrayanlara sahip çık…zamanımızda kadınlar çocuklar babaları tarafından terk ediliyor onları sahiplenelim… Emerimizdeki işcileri üzmeyelim anne-babamızı öksüz bırakmayalım… Evet Şeytanın gücü de…cehennemin gücü de sınırlıdır… Cehennemi ve şeytanı durdurur bu hallerimiz… İşte hadis… “Şunlar kimde bulunursa Allahü teâlâ, onun vücudunu Cehenneme haram eder, onu şeytandan ve nefsinden korur. Nefsi [günah olan] bir şeye heves ettiği halde nefsine hakim olup, onu yapmayan ve nefsi, [hayırlı bir şeyi, bir ibadeti] yapmak istemediği halde onu yapan, nefsinin şehvet ve gazabına hakim olur. Şunlar da kimde bulunursa, Allahü teâlâ onu rahmetine gark ederek Cennetine koyar: Bir yoksulu barındırmak, zavallı birine acımak, hizmetçiye iyi muamele etmek, ana ve babasına infak etmek.” (Deylemi)
İslam dini hakkında doğru ve yeterli bilgi sahibi olduğu halde bilinçli bir şekilde onu inkâr eden kimseler cehennemliktir.
Bu dünyada yapılan iyilikler inkârcı bir kimseyi âhirette kurtarmaya yetmez. İşte ayet…:
“Kim imanı [iman edilecek şeyleri] inkâr ederse onun ameli boşa gitmiştir. O, ahirette de ziyana uğrayanlardandır.” (el-Mâide/5)
“Onların yaptıkları her bir (iyi) işi ele alırız, onu saçılmış zerreler haline getiririz (değersiz kılarız).” (Furkan, 23)
“İman etmemiş olmak” ile “inkâr etmek” her zaman aynı değildir… İşte ayet:“Biz, bir peygamber göndermedikçe azap etmeyiz.” (İsra/ 15)
Cehennem de derece derecedir… Kafir de yaptığı iyiliğin faydasını görecek… İyilerden olalım…ama imandır cennete sebeb…evet ve işte…Kur’an da mümin ya da kâfir ayrımı yapılmaksızın zerre miktarı iyilik yapanın da zerre miktarı kötülük yapanın da bunun karşılığını göreceği belirtilmektedir. (Zilzal/7-8)
İyilikleri seven insanlara yer -gök hayran…Ve iyilik yapmayı seven insana İMAN nasip olur… Çünkü Allah adil.iyilik yapmayı sevenle sevmeyen aynı değil… Karşılığıda hem dünyada hem ahirette bir olmayacak
İyilikleri seven insanlara yer -gök hayran… Kâfirin yaptığı iyilik azabının derecesini etkiler… Evet… Kâfirlere âhirette verilecek ceza her ne kadar ebedîlik bakımından eşitse de derece bakımından eşit değildir. Nitekim Rabbimiz Kur’an da, cehennemin yedi kapısının [katının] bulunduğunu, her bir kapı için kendisine has toplulukların bulunduğunu haber vermiştir. (Hicr, 44) Çeşitli hadislerde de kâfirlere uygulanacak azabın eşit olmadığı belirtilmiştir.
İman etmemiş ama iyilikte hissesi ziyade olan kimse de ‘Cennet’e gidemez… İmanın zeresi çok daha kıymetli amelden…
İnsan olmamız bize yetmiyor mu ücret olarak… Allahın bu nimeti ödenmez… Allahın hakkı çok üzerimizde…insanız çünkü ve bütün hayvanat ve nebatat bize hadim…İman et… İman ancak cennete sebeb olabilir…evet…amellerimiz ise hayvanat ve nebatatın hadimliğine bile karşılık olamaz…
İnsan olmamız bize yetmeli”ALDIĞIMIZ DEV ÜCRETLER” var… Bediüzzaman, Allah’tan aldığımız dev ücretleri Sözler adlı eserinde şöyle sıralıyor:
1- Sırf iyilik olan varlık nimeti. Biz yok iken, Allah bizi var kılmış, bize vücut vermiştir.
2- Allah bizi cansız ve camit kılmamış; bize hayat vermiştir.
3- Bize iştihalı bir mide vermiş; bütün yeryüzünü Rezzak ismiyle bir nimet sofrası yapıp önümüze sermiştir.
4- Bizi çoklu zekâlara, çoklu duygulara, çoklu mutluluklara, çoklu zevklere, çoklu imkânlara sahip kılmıştır. Bütün yeryüzünü tarayacak ve yeryüzü imkânlarından istifade edecek şekilde göz, kulak, dil, akıl, düşünce, irade gibi harika duygu elleri vermiştir. Yeryüzünü eşsiz bir hazine kılıp, bu duygu ellerinin önüne koymuştur.
5- Tek dünya ile yetinmeyen, iki cihanda yaşamaya elverişli, iki cihanın maddî manevî nimetlerini tatmaya namzet, iki cihanda sunulan imkânları kullanmaya istekli, iki âlemin mülk ve melekûtünü görmeye, bilmeye ve öğrenmeye meraklı insanlık gibi eşsiz bir nimet vermiştir.
6- Yeryüzüne peygamberi, dini, kitabı, vahyi ve İslâmiyet’i göndermek suretiyle insana yaklaşmış ve insana sonsuz muhabbetini vermiştir.
ALLAH BİZDEN İMAN İSTİYOR Allah bunca iyiliklerine karşılık şükür olarak insandan iman istiyor.
Allah’ın keremine bakın ki, kâfir diye, iyiliklerini geçersiz kılıcı bir tasarrufta bulunmuyor; mükâfatını veriyor. Ama ahiret inancı olmadığından mükâfatını ölmeden veriyor! İşte Allah’ın keremli adaleti budur!
ALLAH’IN KEREMİNE BAKIN!İman etmek şartıyla Allah –hakkımız olmadığı halde- iyiliklerimizin sevabını bize veriyor.
İman edenlere cennet verilecek ve de… İman etmediğimizde ise, iyiliklerimizin sevabını sadece dünyada veriyor! Sağlık, sıhhat, afiyet, mutluluk, zenginlik, refah, bolluk gibi…
Bediüzzaman der ki : ‘‘Sen, eğer nefis ve şeytanı dinlersen, esfel-i sâfilîne düşersin. Eğer Hak ve Kur’ân’ı dinlersen, âlâ-yı illiyyîne çıkar, kâinatın bir güzel takvîmi olursun.”
kâinatın meyvesi olan ve en güzel bir biçimde yaratılıp yeryüzüne halife kılındık, insanız ve insanın kainat ve diğer mevcudatla ilişkisi oldukça önemli…
Yarabbi iman nasip et cennetinden cemalinden mahrum etme…





















