”Ben de hayat üniversitesi mezunuyum” sözü bir zamanlar çok yaygındı. Bu söz ile kastettiği şey nedir bilir misiniz… Ben insanları tanıdım gibi şeyler.
Hayat üniversitesi sadece insanları mı tanıtır. Bence bunu söyleyen “hayat üniversitesinin” sadece bir fakültesinden mezun. Hayat üniversitesi neler öğretmez ki, Yüce Allah hayatta bazı gerçekleri gözümüze gözümüze sokuyor… Bunlara da bakmalıydık. Bizim zamanımızda ilkokullarda sınıfların duvarları çeşitli öğretici yazılarla doluydu. Şu evren de böyle bir sınıfa benziyor. Hangi duvara bakarsan öğrendiğin şey o olur. Unutmayalım Evren Dershanesinde de her ders yazı tahtası değişiyor…
Hayat üniversitesi neler öğretmez ki insana. Hayat üniversitesinde terbiyeci tokatlar vardır. Her ne kadar bu tokatları bazıları intikam tokadı diye algılasa da bunlar terbiyeci tokatlar… Zira evrenin sahibi terbiye amacı ile bu tokatları atıyor… Evrenin sahibi çok şefkatli …
Ne yazık ki, kırk yaşına kadar minareler dikkatini çekmeyen insanlar var… Evren dershanesinin bir duvarına çivilemiş gözlerini… Bir musibetle diğer duvara döner çivili gözler. Musa’ya geçit veren deniz boğarken firavunu firavun “Ben de Musa’nın Rabbine inandım” demedi mi. Evren dershanesinde musibetler acılar (yani terbiyeci tokatlar) ders veriyor insana… Cehennemlikler, dünyaya dönmek istemeyecekler mi…
Hayat üniversitesini bitirdim diyenler, en önemli konuda almamışsanız diplomayı vay halinize… Firavunu boğan deniz sizi de boğar… Cehennem sizi de yutar…
“Yüzme biliyor musun arkadaş”… Denize düşene bunu sormuşlar. Cahil kimdir anla. Bitirdiğin üniversiteye lanet edersin denize düşersen…
Hayat üniversitesinden diploma alalım dostlar… En lazım olacak diplomaların tümünü alalım.
Her gelen ölüyor… Neden diye düşündün mü hiç. Oyalamasın seni boş bilgilerle bu hayat üniversitesi aman…
Birçok güzelliğin bir arada yaşandığı, teknolojinin henüz arkadaşlıkların önüne geçmediği bir devirde geçti çocukluğum…
70’li yılların sonu ve 80’li yıllar hem dünyanın hem de Türkiye’nin hızla değiştiği bir dönem olması hasebiyle çocukluk evresi için mükemmel bir dönemdi.
Tokat Karşıyaka Mahallesinde olan evimiz ile şoför evlerinde olan ilkokulumuz arasındaki mesafe 2000 metre olsa da, çocukluğumun bakış açısı ile bu mesafe kilometrelerce uzak sayılırdı.
7 yaşında sınıf öğretmenimizin bize dünyanın kuzey ve güney olmak üzere 2 yarım küreden oluştuğunu öğretmesinden sonra evimizin okula göre güneyde olduğunu tespit etmiştim.