Kısır Döngü kanalının sokak röportajında konuşan bir gence soruluyor, Genç: CHP’nin başa geldiği takdirde camilerin kapatılacağını iddia ediyor. Spikerin “Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsünü yasallaştıralım teklifi” verdiğini hatırlatması üzerine olsun kapatacak dediler diyerek uzaklaşıyor.
Kırsaldaki vatandaş teknolojiyi tam anlamıyla ulaşamaz veya bulsa da kullanamaz. Şehir merkezindeki gencimizin cevabı tek taraflı ve tek kanaldan bilgi alışverişiyle kendine ait olmayan düşüncelerle dolu.
Demişti…….. Dediler yanıtından anladığımız maalesef bu yönde. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’ni de okumalısınız. Cumhuriyet gazetesini de, Akit gazetesini de okumalısınız. Her kanalı izlemelisiniz. Tek bir yiyecekle beslensek vücudumuz gerekli vitamini alamaz. Eksik vitaminler kalır.Bu yüzden tek ve yanlı olan her şey bize zarar verir. Güdümlü olup olmadığını kavramak ve kendi fikrinizle net kararlar vermeniz için hepsini okumalı ve izlemelisiniz.
Süregelen bir iktidar mevcut. Bu mevcuttan çok memnunsanız, ekonomi mükemmelse, hepimiz bir kez yurt içi ve yurt dışı turlarına gidebiliyorsak, çocuklarımıza en nitelikli eğitimleri aldırıyorsak, üniversiteyi bitiren gençlerimiz hemen kendi alanlarında iş buluyorlarsa, haksızlıklara karşı adaletin tam anlamıyla işlediği, liyakatlı kişilerin olduğu, torpille veya kayırmacılık yapılmadığı,Ensar Vakfı tecavüzü skandalına benzer olayları ve çocuk tecavüzüne bir kereden bir şey olmaz diyeni normal görebiliyorsak neden tercih etmeyesiniz…
Mesele sadece cami kapatmak bahanesi mi?
Hangi parti olursa olsun;
Kendisini tek başına millet olarak, tek başına devlet olarak görenlerle mücadele edilmeli.
Toplumsal sorunlarımız demokrasi temelinde ve TBMM’nin öncülüğünde çözülmeli.
Gücünü Milletten aldığı asla parti-devlet haline gelmeyen
Yargı ve medya bir kişinin veya bir partinin güdümünde olmadığı
Halkın iradesinin her şeyin üstünde görüldüğü sistemi istiyoruz.
Vatandaş olarak kendimizin ve çocuklarımızın bekası için..
Bu sistemi savunanlara oyumu vereceğim.
Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Balıkesir ziyaretinde cami hutbesindeki söylemlerini aktarmak istiyorum.
(Alıntıdır)
Atatürk’ün Balıkesir ziyaretleri 7 kez oldu. Bunlardan ilki, 6 Şubat 1923’te gerçekleşti. İzmir’den trenle Balıkesir’e gelen Mustafa Kemal Paşa’nın beraberinde eşi ve Kâzım Karabekir Paşa bulunuyordu.
Mustafa Kemal Atatürk sürekli Anadolu’yu dolaşarak, halkının yanında olmuş, sorunlarını dinlemiş, Cumhuriyetin kurulmasına yardımcı oldukları gibi korumalarını da istemiştir.
Nitekim,7 Şubat 1923 günü öğleyin Paşa Camii’nde okunan mevlidden sonra minbere çıkarak yaptığı konuşmada bu konulara değinmişti.
“Balıkesir Hutbesi” diye anılan bu konuşmasında “Allah birdir, şanı büyüktür. Allah’ın selameti, atıfeti ve hayrı üzerinize olsun” diyerek söze başladı ve kurulacak yeni devletin temel esasları ile devrimler ve cumhuriyete ışık tutan mesajlar verdi.
Atatürk, Zağnos Paşa Cami Hutbesin de cemaata şöyle seslenmiştir:
“ Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah’ın selâmeti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenâb-ı Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizamı, hepimizin bildiği Kur’ân-ı Azimüşşan’daki açık ve kesin hükümlerdir.
İnsanlara maneví mutluluk vermiş olan dinimiz, son dindir, mükemmel dindir. Çünkü dinimiz; akla,mantığa ve gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir. Eğer akla, mantığa ve gerçeklere uymamış olsa idi bununla diğer ilâhî tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi. Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenab-ı Hak’tır.
Arkadaşlar! Cenab-ı Peygamber çalışmalarında iki yere, iki eve sahipti. Biri kendi evi, diğeri Allah’ın evi idi. Millet işlerini Allah’ın evinde yapardı. Hazret-i peygamber’in mübarek yollarını takip ederek bu dakikada milletimize ve milletimizin şimdiki ve geleceğine ait konuları görüşmek maksadıyla bu kutsal yerde, Allah’ın huzurunda bulunuyoruz. Beni bu şerefe kavuşturan Balıkesir’in dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum. Bu vesile ile büyük bir sevaba nail olacağımı ümit ediyorum.
Efendiler! Camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler, söylenenleri dinleme ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılması lazım geldiğini düşünmek, yani birbirimizin görüş ve düşüncelerini almak için yapılmıştır. Millet işlerinde her ferdin zihninin başlı başına faaliyette bulunması lâzımdır. İşte biz de burada din ve dünya için, geleceğimiz için her şeyden önce hakimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım.
Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin düşüncelerini anlamak istiyorum. Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, millet fertlerinin tamamının arzularının, emellerinin birleşmesinden ibarettir. Bundan dolayı benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim.
100 Yıl öncesinden bugünleri görebilen Dünya Lideri Mustafa Kemal Atatürk’e müteşekkirim.