Anadolu’nun bağrına. Çanakkale’ye dair söylenecekler bitmez, insanlık bu bağlamda yeni ve unutulmaz hikayeler duymaya devam edecektir. Zira yaşananların her anı, kahramanları tarafından destanlaştırılmıştır. Anadolu’nun her kasabasında henüz paylaşılmamış daha nice Çanakkale hikayeleri vardır ki her biri başlı başına bir tarihtir.
Bu anlamda benzersiz bir hikaye de Karabük – Beytarla köyünde yaşandı. Tahmin edileceği üzere hikayenin baş kahramanı yine bir anne idi. “ Gülsüm Ana Ve Oğulları “
“ Şu Boğaz Harbi nedir?
Var mı ki dünyada eşi”
Türküm diyeni yakar,
Çanakkale’nin ateşi.
&&&
Çanakkale Muharebeleri,
Ki kader belirleyecekti.
Böyle buyurmuştu sömürgeci genleri;
Boğazlar ve İstanbul ele geçirilecek,
Dünya savaşının seyri değişecekti.
Türkler tarihe gömülecek,
Ve geldikleri yerlere geri gönderilecekti.
&&&
Onların varlıkları donanımları,
Bizimse yürekli mayınlarımız.
Onların sömürgeci planları,
Bizimse kutsal vatanımız.
&&&
Karabük- Eskipazar-Beytarla Köyü.
Beytarla köyünde bir anne,
Başlı başına Çanakkale.
Adı Gülsüm, hikayesi efsane.
&&&
Beytarla Köyün’de
Üç yiğit kardeş
Ahmet – Hasan – Mustafa
Üçü de serdengeçtilere eş.
&&&
Hazırlandı yiğitler,
Sanırsın düğüne gidecekler.
Duayla dolduruldu heybeler,
Zafere gönderildiler.
&&&
Beytarla Köyün’de
Bir mutlu ana
Ahmet – Hasan – Mustafa
Üçünü de feda etti vatana.
&&&
Önce küçük oğul Mustafa,
Düştü kutsal toprağa.
Sonra, Ahmet vardı uçmağa.
Ve üçüncü fidan,
Sıra sende be Hasan!
Hasan’da kanatlandı kanlı tepe sırtlarından.
&&&
Ve o an üç yıldız kaydı,
Boğazın derinliklerine.
Ahmet – Hasan – Mustafa;
Güneş gibi doğdular,





















