Bir mektup geldi Çanakkale’den…
Bu mektubun aslı Çanakkale Müzesinde sergilenmektedir..
Üsteğmen Faruk cepheye yeni gelen askerleri kontrol ediyor bir taraftan da onlarla laflıyordu,nasılsın, nerelisin gibi sorular soruyordu. Bir ara saçının ortası sararmış bir çocuk gördü.
“Adın ne senin evladım?…”
“Ali…”
“Nerelisin?…”
“Tokat Zile.. komutanım .”
“Peki evladım, bu kafanın hali ne?…”
“Anam cepheye gelirken kına yaktı komutanım…”
“Neden?…”
“Bilmiyorum komutanım…”
“Peki gidebilirsin, Kınalı Ali…”
O günden sonra herkes ona Kınalı Ali der.
Herkes kafasındaki kınayla dalga geçer. Kısa sürede cana yakın ve cesur tavırlarıyla tüm arkadaşlarının sevgisini kazanır.
Bir gün ailesine mektup yazmak ister. Ali’nin okuma yazması da yoktur arkadaşlarından yardım ister ve hep beraber başlarlar yazmaya.
Ali söyler arkadaşları yazar: “Sevgili anam babam, ellerinizden öperim, ben burada çok iyiyim, beni merak etmeyin…”
Kız kardeşini kendinden bir küçük erkek kardeşini sorar, köyündekilerin burnunda tüttüğünü yazdırır.
Kendilerini merak etmemesini kendileri var oldukça düşmanın bir adım bile ilerleyemeyeceğini yazdırır.
Gururla mektubu bitirir, neden sonra aklına gelir ve yazının sonuna anasına not düşer
(Ali’nin kendisinden hemen sonra askere gelecek bir kardeşi daha vardır) “Anacığım kafama kına yaktın burada komutanlarım ve arkadaşlarım benle hep dalga geçtiler sakın kardeşim Ahmet’e de yakma onla da dalga geçmesinler ellerinden öptüm…”
Aradan zaman geçer. İngilizler kati netice almak için tüm güçleriyle Gelibolu’ya yüklenirler. Bu cepheyi savunan erlerimiz teker teker şehit düşerler. Bunlara takviye olarak giden yedek kuvvetler de yeterli olmamış, onların sayıları da epey azalır, Gelibolu düşmek üzeredir.
Kınalı Ali’nin komutanı da olayı görüp yerinde duramaz. Kendisinin bölüğü henüz sıcak temasa hazır değildir. Onlar yeni gelmiştir.
Komutanların bu düşünceli halini gören ve durumun vehametini bilen Kınalı Ali ve arkadaşları komutanlarına yalvar yakar oraya gitmek istediklerini söylerler. Komutanları onları ölüme gönderdiğini bile bile çaresiz gönderir.
Kınalı Ali’nin bölüğünden kimse sağ kalmaz, hepsi şehit olmuştur. Aradan zaman geçer.
Kınalı Ali’nin ailesine yazdığı mektubun yanıtı gelir. Komutanları buruk ve gözleri dolu dolu mektubu açıp okumaya karar verirler (Bu mektubun aslı Çanakkale Müzesi’nde sergilenmektedir.)
Babası anlatır Ali’nin: “Oğlum Ali nasılsın, iyi misin? Gözlerinden öperim selam ederim.
Öküzü sattık paranın yarısını sana, yarısını da cepheye gidecek kardeşine veriyoruz. Şimdi öküzün yerine tarlayı ben sürüyorum zaten artık zahireye de fazla ihtiyacımız olmadığı için yorulmuyorum da siz sakın bizi merak etmeyin bizi düşünmeyin” der, köyü, akrabalarını anlatır ve mektubu bitirir. “Ali ananın da sana diyeceği bir şey var…”
“Oğlum Ali, yazmışsın ki kafamdaki kınayla dalga geçtiler kardeşime de yakma demişsin.
Kardeşine de yaktım. Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle seninle dalga geçmesinler.
Bizde üç şeye kına yakarlar:
01- Gelinlik kıza; gitsin ailesine, çocuklarına kurban olsun diye…
02- Kurbanlık koça; ALLAH’a kurban olsun diye…
03- Askere giden yiğitlerimize; vatana kurban olsunlar diye…
Gözlerinden öper selam ederim.
ALLAH’a emanet olun…”
Çanakkale Zaferi’nin 104. yılında, şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz.
Çanakkale geçilmez, geçilmedi,içimizdeki hainler olmasa geçilmeyecek de…
Çanakkale sesleniştir Tek Millete…
Yıldız, bir gökte güzel bir de ayyukta
Ay, yıldızda güzel bir de bayrakta
Düşman pusuda güzel, dost yanında
Kan damarda güzel, intikam yakında
Aşk yürekte güzel, dua dudakta
Kavga ayakta güzel, ölüm yatakta
Yağlı kurşun azdır gülüm, haddi aşıp azana
Yalan ötede güzel, doğru beride
Yiğit gider bir gün, ismi kalır geride
Yıldızı bayrağa işleyenlerin günü bugün…
Bizim ölümümüz yatakta olabilsin diye kavgayı ayakta yapanların günü bu gün.
Gitseler de ismi de cismi de dağ gibi vatan olanların gibi vatan olanların günü bu gün.
Haddi aşıp azana bu millette yağlı kurşunun hiç bitmeyeceğinin ve karnı aç olsa da sırtının pek olduğunun ve dahi hedefi hiç şaşmayacağının hafızalara kazındığı gün bu gün.
Zamandan azadedir Çanakkale.
Unutulmaktan muaftır Çanakkale
Ana babaya imtihan ,bu salona bu ülkeye vatandır Çanakkale..
Vuruşup düşene gönülden gülümseme ,bugün her haneye her ocağa itirazsız.
Ağıttır,sicim sicim gözyaşıdır Çanakkale…
Şefaatlerine duacı olduklarımızın Ruhları şad olsun diye, gönül rahatlığıyla uyusunlar diye iki damla gözyaşıyla beraber tekrar ve tekrar vefayla şükranla en nihayeti ödenemez senetlerle yazılı borçla, minnetle sesimiz arşa çıkacak kadar haykırıyoruz ki
Hakkınızı veremediysek hakkınızı helal edin..