Evi güney yamacın, düzlüğüne yakın yerdeydi. Çevresi tamamen ormanla kaplıydı. Dışarıdan biri bu düzlükte ev olduğuna inanamazdı.
Emekli memurdu. İnsanlardan uzak duruyordu. Dinç bir görünümü vardı. Her gün sporunu yapar, boş durmaz, çalışırdı. Köylüler, müdürüm gençsin diyenlere, “İçime sor,” Diyordu.
Bahçesine fasulye ve patates dikme taraftarıydı. Oğlu ve kızı lisede okuyordu. Bu sene kızı, seneye de oğlu sınava girecekti. Baba olarak çalışmalarından memnunum, diyordu. Okula gittiğinde mutlu oluyordu. Çünkü öğretmenler, çocuklarını başarılı buluyordu.
Yirmi dört saat bahçenin başındaydı. Toprağı tahlil ettirmiş ve eksik mineralleri atmayı sağlamıştı. Ocakların arasını seyrek tutmuş ve teknik ziraat kurallarını uygulamıştı. Bu sene patates dikmeyecekti. Yalnız fasulye ocaklarını yaptırmıştı.
Ocaklarında yabani otları büyütmez ve ocaklar arasını da temizlerdi. Fasulye fidanları çubuklara sarıldı ve çok iyi gelişti.
Hafta günü çarşıya indi. Eksiklerini aldı ve yolun karşısına geçti. İleriden gelen minibüs, ne olduysa park hâlindeki arabalara çarparak geldi. Müdür kaçtı ve düştü, dizini parçaladı ve kolunu kırdı. Oğlu hastaneye götürdü. Gerekli tedavi yapıldı ve haftaya gelmesi söylendi.
Bahçeye bu sürede iki defa gidebildi. Fasulyeler çiçeklenmişti. Ocaklar arasında yabani otları aldırdı. Fasulyelere ilaç ve gübre attı. On beş gün geçti ki dökmeye başladılar.
O gün bahçeye gitmediği için içi sıkıldı. Oğlu yarın beraber gideriz, dedi. Müdür biraz teskin olmuş gibi görünse de içi içini yedi. Yarınki gün oğlu okuldan geldi ve arabayla babasını bahçeye götürdü. Bahçede manzara hiç iyi değildi. Komutan arabadan indi ve gördüklerine üzüldü. Fasulye ocakları yenmiş ve dalan edilmişti.
Bahçeye girdi, yere oturdu ve ocaklara baktı. İnekler gelmiş yediğini yemiş geri kalanını da ezmiş geçmişti. İneklerin kime ait olduğunu dahi bilmiyordu Hayvan ne bilsin bahçenin sahibinin kim olduğunu, dedi.
Müdürün kitabında yılmak yazmıyordu. Fasulye ocaklarını yeniletti, ocak aralarına kara lahanaları dikti. Ayrıca bahçenin etrafını tel örgüyle çevirdi. Giriş için iki kapı bıraktı. Yazlık evinin yanına büyüteceği köpeği için, kulübe yaptırdı.
Fasulyesi hâliyle geç kaldı. Göl kenarındaki toprağı bahçesine taşıttı. Her tarafına serdi. Fasulyeden sonra kışlık için kış sebzesi olarak pırasa, ıspanak ve pazı dikecekti. Bahçe kenarlarına ektiği mısırın olgunlaşmasına çok memnun olmuştu.
Müdür bu ara doktora gitti ve probleminin olmadığına sevindi. Satın alanlar, fasulyelerinin lezzetli olduğunu söylüyorlardı.
Kış sebzelerini de tanıdıklar alıyordu. Bu defa inekler gelmiş fakat tel örgüde beklemişti. Müdür onları kovmamıştı bile. Çünkü bahçeye zarar verme şansı hiç yoktu.
Yazlık evi de tel örgü içerisinde olduğu için köpeğine de zarar gelmiyordu.
Seneye kırmızı patates ekmek için hazırlıklarını yaptı. Bahçeyi doğal gübreyle yoğun bir bakıma aldı.
Patateslerin lezzeti ve büyüklüğü inanılmazdı. Kısa sürede hepsini sattı. Kışlık sebzelere yenilerini de ekledi ve yetiştirdi.
Müdür, çalışmakla çok fazla ürün alınacağını ispatlamış oldu.
Hasan TANRIVERDİ