Ekonomi Ne Durumda?

Enflasyon baskılanmış durumda. Reel göstergelere bakıldığında durum parlak değil. Tasarruf, üretim, yatırım, teknoloji, istihdam, ihracat performanslarına bakılmalı.

En ciddi sorun ekonominin verimlilik performansındaki düşüklüktür.

Verimsizlik ileri teknoloji üretememekten, işgücünün niteliksizliğinden, makro istikrarsızlıklardan, kamusal yönlendirmelerin yetersizliklerinden, yatırım yetersizliklerinden kaynaklanmaktadır.

Verimlilik performansımızın düşüklüğünde en önemli sebepler; yatırım yetersizlikleri, üretim araçlarının geri teknolojik özellikte oluşu, insan kapasitesizliğidir. Bu uzun vadeli temel bir sorundur.

Bugünkü acil konu ise büyüme ve istihdam politikalarının sürdürülebilir olmayışıdır.

Yapılan çalışmalar bizim gibi yüzde 3-5 civarında büyüyen ekonomilerin istihdam sorununu çözemediğini göstermektedir.(Prof. İzzettin Önder, Toprak İşveren, Mart 2006, Sayı 69, sf; 18)
Bu sorun ancak yüzde 8-10 reel büyüme hızı ile çözülebilir. Bu tezi destekleyen çalışmalar var.

Yüzde 8’lik büyüme hızına ulaşmak için ise, veri teknoloji altyapısında(katsayının 4 olduğunu varsayalım) en az yüzde 30-32’lik bir tasarruf oranına gereksinim olduğu açıktır.

Tümüyle piyasa bağımlısı bir yaklaşım içinde kalarak bu tasarruf-yatırım oranı yakalanamaz. Yol gösterici bir planlama olmalıdır

IMF ile ciddi bir anlaşma yapabiliriz. Anlamlı bir teknoloji yoğun alana girecek bir planlama yapmalıyız.

İşleri piyasaya bırakınca piyasa sizi tüketime iter. Tüketim artınca da borçluluk artar, tasarruf düşer.

Verimlilikle ilgili ciddi atılımlar yapmalıyız.

Yukarıda ekonominin bazı sebeplerle ciddi verimsizlik içinde olduğundan söz etmiştik.

Bu duruma ekonomide ex-etkinsizliği denmektedir.

Bu etkinsizliği giderebilirsek her şey yükselebilir.

Etkinliği artırabilmek için yeni bir organizasyon, yepyeni bir tasarım gerekiyor. Tekelci yapıları rekabete açmak gerekiyor. Bu da beşeri sermayedir. Yatırımda eğitime ciddi ağırlık vermeliyiz. Sağlık da önemli ama o zaten temel bir insan hakkıdır.

Sağlık bir insanı kurtarır, ama eğitim bir nesli kurtarır. Eğitim derken, temel eğitime ağırlık vermeliyiz. Örneğin Küba gibi küçük bir ülkede bile 3 aşı icat edilmiştir. Bu temel tıp demektir. Bizim de böyle icatlar yapabilmemiz lazımdır.

İcat, buluş, keşif, yenilik gibi bizi geleceğe taşıyacak olguların arkasında ise araştırma ve geliştirmeci bir toplum olmak zorunluluğu vardır. Bunun için de çok okumak, düşünmek, derinliğine tartışmak mecburiyetindeyiz..

Boş meşguliyetlerden kurtulmalı, mevcut işleri de yeniden gözden geçirip sadeleştirmeliyiz.

öyle etrafımıza bir bakalım: bu; ev, işyeri, büro, arabanız gibi çok değişik mekânlar olabilir.

Gereksiz, kullanılmayan öyle çok eşya, nesne, doküman, ıvır-zıvır şeyler vardır ki, nefes almanızı engeller, göz zevkinizi bozar..

Atın demiyorum, ama değerlenmesi için ulaştırın ihtiyaç sahiplerine..

Çevrenizi, çalışma odanızı, yaşadığınız mekânları sadeleştirin, düşünce ve ruh ağırlıklarından kurtulun..

Baharla birlikte yeni bir düzenlemeye gidersek daha dingin olmaz mıyız?

Ekonominin iyileşmesi kısa zamanda zor, ama içimize ve çevremize yeni bir güzellik ve sadelik vermek elimizde..

Ben şimdiden daha bir gülen gözlerle bakmaya başladım etrafıma..

Sıra, ışığı arayanlarda..