Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Emine PİŞİREN

Duygu Körlüğü

Emine PİŞİREN Yazar Emine PİŞİREN
06 Ağustos 2022
Emine PİŞİREN, Psikoloji
0
Duygu Körlüğü
405
Paylaşma
5.1k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

DUYGU KÖRLÜĞÜ
(Aleksitimi’)

Biz insan türü olarak tam 8 temel duygu ile dünyaya geliriz. Genetiğimizde var olan bu duygularımız;
Mutluluk, Üzüntü, Korku, Şaşkınlık, Öfke, İlgi, İğrenme, Utançtır.

Bir de zamanla ruhumuzu hasta edecek öyle bir duygumuz gelişiyor ki akıllara zarar!

Adı, Aleksitimi!

Aleksitimi erkeklerde, kadınlardan daha fazla görülüyor. Duyguların oldukça önemli olduğu toplumsal yaşantıda aleksitimikler yabancı, hatta başka bir dünyadan gelmiş izlenimi verirler.

Aleksitimi terimi ilk kez 1973 yılında psikoterapist Peter Sifneos tarafından ortaya atılmıştır. Türkçe de “duyguyu kovmak” anlamına gelmektedir.
Tıpta” Duygu Körü” veya “Duygu Sağırlığı” olarak bilinir.
Çocuklukta sevgi, ilgiden yoksun kişilerin ve doğru ifade edilemediği ailelerde yetişmiş olan kişilerde daha çok görülür.
Bazı insanlar belki de genetik nedenlerle doğuştan aleksitimi ile hayata başlarken, bazıları da yetiştikleri ortamdan ya da travmadan kaynaklı olabilir.
Aleksitimi erkeklerde, kadınlardan daha fazla görülüyor. Hem çocuk hem de yetişkinlerde hafif, orta ve şiddetli derecelerde görülebilen bu sorun günümüzde başarıyla teşhis ve tedavi edilebiliyor.

Duygusuzluk Hastalık Mıdır?

Kimi uzmanlarca duygusal körlük şeklinde tanımlanan aleksitimi kavramı, genel olarak duygusuzluk olarak da bilinmektedir. Dolayısıyla duygusuzluk bir psikolojik rahatsızlıktır.

Araştırmalara göre üzüntü hissi, utanmak, şaşırmak, sinirlenmek ve sıkılmak gibi diğer hislere oranla 240 kat daha uzun sürüyor. Üzüntü, ölüm ve kaza gibi olaylarla birleşince etkisini artırıyor. İnsanlar en çok, üzüntü hissini atlatabilmek için çaba gösteriyorlar.

Peki bunu nasıl aşabiliriz?

Belçika’daki Leuven Üniversitesi’nden Philippe Verduyn ve Saskia Lavrijs, insan duygularının yoğunluğunu, süresini ve etkilerini araştıran bir çalışmaya imza attı. 233 kişi üzerinde yapılan çalışmaya göre ‘üzüntü’ duygusunun, diğer hislere oranla 240 kat daha uzun sürdüğü ortaya çıktı.
Utanmak, şaşırmak, korkmak, sıkılmak, iğrenmek, duygulanmak, sinirlenmek ve rahatlık gibi hisler, üzüntüye oranla daha kısa sürüyor.

Katılımcılardan belli duyguları en son ne zaman ve ne kadarlık bir süre zarfında hissettikleri hatırlamaları istendi. Bu duyguların üstesinden gelmek için ne yaptıkları da soruldu. 27 duygu arasından üzüntü, ‘en uzun süreli hissettiğimiz duygu’ olarak öne çıktı.

Araştırmaya göre üzüntü hissetme süremiz, genellikle 120 saat. Buna rağmen utanmak ve iğrenmek gibi hislerin geçmesi yalnızca 30 dakika sürüyor.
Nefret 60 saat, neşenin tüketilme süresi ise 35 saat. Can sıkıntısı ise en kısa süren duygularımıdan biri.

Araştırma ayrıca, olaylara yüklediğimiz anlamlarla doğru orantılı olarak hissettiklerimizin süresinin de uzayıp kısalabileceğini gösteriyor. Uzun süreli hissedilen duygular, kişilerin hayattaki temel kaygılarıyla doğru orantılı.

Profesör Verduyn, araştırmadan çıkan önemli sonuçlardan birinin de, kişilerin sürekli aynı şeyleri düşünerek duygularının süresini de uzatabileceğini ortaya koydu. Buna göre suçluluk hissi, utançtan; endişe ise korkudan daha uzun sürüyor. Yani, duygu durumumuzu daha kısa süreli yaşayabilmek için, sadece ‘az düşünmek’ yeterli.

Genetik bilgi olarak doğuştan var olan bu 8 duygu kendi aralarında zaman zaman yaşamda olay ve şartlara bağlı olarak ikincil duygularımız olarak değişim gösterirler: Bizler bunları deneyimleyerek öğreniriz.
Mutluluk: Sevinç, neşe, zevk, rahatlama, keyif, haz, gurur, heyecan ve coşkunluk,

Üzüntü: Keder, acı, kasvetli, melankoli, umutsuzluk, yalnızlık ve depresyon,

Korku: Kaygı, endişe, sinirlilik, ürkeklik, dehşet ve panik,

Şaşkınlık: Hayret, sürpriz, şok, şaşırma, şaşkınlık ve merak ,

Öfke: Ofke, hiddet, kızgınlık, gazap, sinirlilik, düşmanlık, hınç ve şiddet,

İlgi: Merak, kabul, dostluk, güven, şefkat, sevgi ve bağlılık,

İğrenme: Tiksinme, hor görme, küçümseme, kibir, nefret, hoşlanmama, sevmeme,

Utanç: Suçluluk, utanç, hayal kırıklığı, vicdan azabı, pişmanlık, üzüntü ve pişmanlık, vb gibi…

Yukarıda saydığımız duygulardan daha fazlası da vardır. Bu duyguların tamamı vücudumuz ve beynimizle ilişkili olmayabilir, doğuştan gelmeyebilir fakat aileden, kültürden ve başkalarından öğrenilir.

Örnek vermek gerekirse;
Tüm çocuklar; ağlama, hayal kırıklığı, açlık ve acı gibi duygusal tepkilerle doğarlar. Ve yaş aldıkça diğer duyguları da öğrenirler. Yaşamın 2.yılının ortalarından itibaren çocuklar ikincil duygular dediğimiz:

Gurur, Utanç, Kıskançlık ve Mahcubiyet duygularını göstermeye başlarlar. Çocukların duyguları yaşa bağlı olarak değişim göstermektedir.

Çocuklara duygularını tanımlamalarını öğrettiğimizde, onlara nasıl hissettiklerini açıklamaya yardımcı olan bir taslak çizmis oluruz, bu da onların duyguları sosyal olarak uygun bir şekilde anlamasını, ifade etmesini kolaylaştırır.

Freud’a göre insan aklının alabileceği en güçlü duygu huşu ve büyük şaşkınlıktır. Aslında ikisi de şaşkınlık anlamına gelir ancak biri olumlu diğeri olumsuzdur. Biri korku öteki cesarettir.
Günümüz dünyasında yaşadıklarınızın boyutuna göre bu şiddetli güçlü duygunun adı:

“Nefrettir!”

Nefretin ne kadar güçlü bir duygu olduğunu savaşlardan, ölümlerden anlamak mümkündür. Etrafımızda ve dünyada insana ve doğaya verdiği hasarın şiddetine tanıklık etmekteyiz.
Her zaman söylerim yazarım:

Nefret sevginin ve tüm duyguların kabridir!

Sonuç olarak:

Çocuklarımızın duygularını görmezden gelirsek, onaylamazsak, onların duygularını nasıl yöneteceklerini öğrenmelerini engellemiş oluruz.
Örneğin; korkusunu ifade ettiğinde alay edilen bir çocuk, bir sonraki korku duygusu hissettiğinde utanç duyabilir.
Ebeveyn olarak çocuklarımızın duygularına nasıl tepki verdiğimiz de onların duygusal zekâlarının gelişimi üzerinde önemli bir etki yaratır. Bu nedenle çocuklarımızın duygularının olumlu gelişmesi için anında yanıt vermeliyiz. Eğer ki onları görmezden gelirsek, ilerideki yaşlarda Aleksitimi’ yi yani duygu körlüğü, duygu sağırlığı yaşamasına zemin hazırlamış oluruz.
Yetişkinlere de önerim şu olacaktır tabi bir duygu körlüğünü aşmış insan olarak:
Kendine daha çok zaman tanı.
Yüreğinde yeniden sevgiye alan açarak şifalanmana destek olabilirsin. Bu pratik sevgiye alan açarak yenilenmene araç olmak için:
Doğaya çık, resim yap, müzik dinle, sevdiğin yemeği yap, meditasyon yaparak zihnini ve arındır, bedenini rahatlatmak için yoga yap…
Küveti suyla doldur köpük banyosu yaparak kendini şımart, veya kitap oku.
Ve en çok da seni mutsuz edip üzenlerden uzaklaş!
Yaşamın güzelliklerine alan açmak için kendinle ilgilen, basit zevklerle bedenini, zihnini ve ruhunu besle.

Zira hayat bize pek fazla bir şans tanımıyor…

Emine Pişiren/ Akçay

Kaynak Eserler:

_Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji Anabilim Dalı
_ Dergipark org
_ Wikipedia Ansiklopedi

Paylaş
Etiketler: duygu körlüğüduygu sağırlığıpsikolojik bozukluk
Önceki Yazı

Türk Kimliği ve İslamiyet

Sonraki Yazı

Günümün İslamı Şirkli..

Emine PİŞİREN

Emine PİŞİREN

İlişkili Yazılar

Ve Bilirsin
Edebiyat

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
5k
Sen veya Sizlere
Edebiyat

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025
5k
Bu Topraklar Bizim, Başka Vatan Yok!
Doğa-Çevre

Bu Topraklar Bizim, Başka Vatan Yok!

29 Kasım 2025
5k
Edebiyat Kartalı
Edebiyat

Edebiyat Kartalı

18 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı

Günümün İslamı Şirkli..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap