Benim anladığım kadar din: İnsanları mutlu etmek için, peygamberler vasıtası ile Cenabı Allah vahiyler yolluyor…
Fakat bazı uyanıklar kendi menfaati doğrultusunda dini kullanıyorlar. Bazı emperyalist ülkelerde İslamın hassasiyetlerini, mezhep, tarikat, cemaatlere bölüp, parça parça edip sömürüyor. İslam, en son medeniyet olmasına rağmen, bugün, tüm İslam Ülkeleri niçin perişan durumdadır?
İslamın ilk emri “OKU” ne demek? –ilim yap –demek değil mi? Öyleyse şu etrafınıza bir bakın: Boyadan, tohuma; ilaçtan orman ürünlerine, cep telefonundan uzaya gönderilen füzelere kadar aklınıza ne geliyorsa hep batının icat ettiği şeyler. Allah aşkına biz İslam toplumu olarak ne icat ettik? Medeniyete nasıl bir katkıda bulunduk? Demokrasiyi bile kabul edemiyoruz. Eğer kabul etseydik “İstanbul seçimini” içimize sindirir, genç, dinamik, heyecan dolu kişilere fırsat verirdik. Olur mu rant elden gidiyor. Bir avuç uyanık İslamı da kullanıp milyonlarca kişinin alın terini sömürecek.
Bir milyon sekiz yüz bin çocuğumuz orta öğretimden liseye geçecek. Bunun bir milyonu sınavla fen lisesi, Anadolu liseleri, meslek liselerine gidecek. Geri kalan sekiz yüz bini İmam hatiplere mecbur bırakılacak. Ben iddia ediyorum ki bu çocukların büyük bir bölümü imam hatibe gitmek istemiyor. Neden gençleri heves ettikleri okullarda okutmanın ortamını hazırlamıyoruz? Böyle eğitim olur mu? Hiç matematik, türkçe gibi ana dersler seçmeli olur mu?
Camilerimiz ibadet yeri olmaktan çıkmış ticarethaneye dönmüş. Haram helal kavramı tam olarak anlaşılmaz olmuştur.
Toki, ihtiyaç sahiplerine uygun fiyatta ev yapmaktan çıkmış, şehrin en müstesna yerlerini, hazine arazilerini, hatta okulları, camileri yıkıp ucube beton yığınları haline dönüştürüp, fahiş fiyata Araplara satan bir şirket haline gelmiş. Bu durum hem şehrin ekolojik yapısını bozmakta hem de halkı huzursuz etmektedir.
Soruyorum sizlere: Bu kadar dine dayalı okullar açtık. Kuranın ayetlerinin Türkçesini bilen var mı?
Güzel sesli bir kuran dinlemek beni mutlu eder. Ama sesi güzel olmayanlara niçin izin verilir. Diyanet bu konuda yetersiz.
Memlekette bir adaletsizlik, bir haksızlık olduğunda ilk uyaracak yer Cuma hutbeleri olmalıdır.
Derdimiz çok hangi birini yazayım…
Fakat size bir şey diyeyim:
Bütün bu yanlış işlerin temelinde “CAHİLLİK” yatmaktadır.
Bu yüzden haksızlıklar, hukuksuzluklar, zulümler, yolsuzluklar, yasaklar almış başını gitmiş, üstelikte bütün bu işiler din kisvesi altında yapılarak yüce dinimize çok büyük zararlar verilmişlerdir.
Bu uyanıklar, kasıtlı olarak halkı cahil bırakıp sömürü düzenini sürdürmeyi amaç haline getirmişlerdir.
Şayet yüce Kuranın hükümleri topluma öğretilse ve uygulansa, mezhep, tarikat, cemaat taassubundan kurtulup sadece Kuran ve Sahih sünnetler uygulasa, en uygar, en mutlu, refah seviyesi en yüksek bir toplum olmak mümkündür.
En kötüsü nedir biliyor musunuz? Her türlü adaletsizliği uygulayarak yaptıkları işi dine uygun göstermeleridir. Ve cahil insanları buna inandırmalarıdır.
Din okullarda öğretilmelidir. Sokaklardan, gizli hücre evlerinden, ne idüğü belirsiz cahil hoca müsveddelerinin elinden bu toplum kurtarılmalıdır.
Cenabı Mevla’m bize gerçek dinimiz İslamı öğretmeyi ve uygulamayı nasip etsin…
Yusuf YILMAZ
