İnşaattan her şeye deneyimlerimizi değiştireceğiz.
Gayrımenkulde değişim Yaşanabilirliktir… Yaşanabilirlik, Uygun, yerel ve kompak toplu, konfor ve refahı kolaylaştıran işlevi olan konutlaşma.
Konut imalatında dayanıklık esastır. Türkiye bir deprem kuşağı ülkesidir. . Sürdürülebilirlik. Yeşil ve sürdürülebilir eko sistemler, nötr karbon şehirleşme beklentilerimizdir. Uygun fiyatlar, konut edinimini kolaylaştıran politikaların eseridir.
Net Sıfır Karbon Şehirler:
Entegre Bir Yaklaşım şehirleşme ve konut ediniminde bütünleşik anlayışımızdır. Esneklik kentleşme anlayışımızda,
Çeşitli durumlara karşı kapsamlı hazırlık gelecekteki şoklara karşı hazır olmalıyız.
Vatandaşların sahip olduğu kapsayıcı kentsel ortamlar hizmetlere ve altyapıya eşit erişim kolaylığı sağlamalıdır.
Kamu otoriteleri ile işbirliği yaparak uygun fiyatlı konut edinimi ile kentlerde yaşamanın sağlanması sağlık ve refahı güçlendirerek yaşanabilirliği kolaylaştırmaktır.
Konut tasarımı karbonsuzlaştırmayı destekleyerek sürdürülebilirliği sağlamalıdır. Enerji verimliliği ile beraber çeşitli tehditlere karşı konutları güçlü yapmak, dayanıklılığı sağlamak gereklidir.
Sürdürülebilirlik, karbon emisyonlarını azaltmak ve kentleri güvenli hale getirmek için devamlı çalışmak anlmına gelir. Yaşanabilirlik, hizmetleri ve sağlık ihtiyaçlarını daha adil sunmaktır.
Daha iyi bir gelecek için geriye bakamayız. Sürdürülemez bir yolda ısrar etmeyelim. Daha iyi bir gelecek için ileriye bakmalıyız.
Sürdürülebilir, kapsayıcı yeni bir büyüme yolunun çerçevesi ortak ufuklarımızda daha iyi bir toplum inşa etmemize yarayacak mı?
Daha iyi bir toplum inşa etmek, insana yatırım, kapsayıcılık ve sosyal sermaye inşa etmemiz ile mümkün olacaktır. Büyümemizde iklim ve biyoçeşitlilik daha iyi ekonomi oluşturmamızda rol oynayacaktır. Hemen. Şimdi! Hareket eden ortak bir sorumluluğa yönelmeliyiz. Derin bir stres toplumumuza ve ekonomize katkı sağlamaz. Polİtik dönüşüm tüm paydaşları kucaklayacak. Yanlışların toplumumuzda ve ekonomimizde sürdürülemez hale geldiğini görmüyormuyuz? Kararlı değişim, ortak anlayış ve ortak eylem zamanı.
Ülkemizin amacı, tüm paydaşlarını ortak ve sürekli değer yaratmaya dahil etmek olmalıdır.
İnsanın sistemin parçası olarak toplumsal özlemleri yerine getirmesini amaçlayan performansa ihtiyacımız var. Geri dönüşü olan, çevresel, sosyal ve iyi yönetişim hedeflerine ulaşmamız ivme ile artış sergilemelidir.
Eşitsizliklere değil umuda açılan bir yola ihtiyacımız var. Liderliklerimiz dayanışmayı takdir etmelidir. Bir araya gelen, uyum içinde çalışan bir topluluğa ihtiyacımız olacaktır. Türkiye’de eşitsizlik ve başarısızlıkların temelinde kapasitemizin, yetenek ve potansiyel kaynakların israf edildiği, ve sürdürülemez bir tüketim fazlalığı anlamına gelmektedir.
Yeni teknolojilere ve uygulamalara dayanacak sürdürülebilirlik, Türkiye’nin sanayileşmedeki devriminin itici gücü olacaktır. Değişimi, kapsayıcı, verimli, dinamik ve doğa-insan uyumu olarak tanımlıyoruz. Türkiye için yeni iş fırsatları olacaktır. Büyüme üzerindeki yüklerden kurtulacağız. Güçlendireceğimiz ve birbirimizle etkileşime geçeceğimiz ortak bir ufuk ve ortak hedeflerimiz var. Kapsayıcı, daha adil, daha çekici bir büyüme yaşam standartlarımızı yükseltecektir. Geride kimseyi bırakmayan, eko sisteme bağlı ortak vizyon ve hedefler sürdürülebilir büyüme yolumuzun çerçevesidir. Türk Toplumunu geniş tabanlı iyileştirmeye odaklı, işi ve aşı sağlayıcı, güveni tesis edici, daha iyi daha dirençli bir toplum olmak için kapsayıcılığı teşvik ediyoruz, sosyal sermaye inşa ediyoruz ve eşitsizliğe set çekecek tedbirler alıyoruz. Daha iyi ekonomi daha iyi yaşam getirir. Adil, kapsayıcı, sürdürülebilir bir toparlanma şekillendirmek istiyoruz. Daha iyi bir gelecek için harekete geçmeliyiz. Zengin iş imkanları, yatırım odaklı ekonomiyi sürdürmek istemek ve mali sürdürülebilirliğin çerçevesini belirlerken büyümenin sağlam temellerini atmanın gelecek inşa etme demek olduğunu bilerek yol almak. Sosyal bir sözleşme gibi eğitim, sağlık, yaşlı bakımı ve gençlerin korunması konularında yeni bir oluşuma ihtiyaç var. Adaleti sağlamak, eşitlik ve güven etrafında refahın adil paylaşımı esas olmalıdır. Mali ilerleme, şeffaf yönetim ile yeniden dengelenerek gelir ve giderde denklik olacak yeni politikalar gerekliliklerimizdir. Sürdürülebilir büyümemizde fiziki, insani ve doğal sermayemizi etkinleştireceğiz. Altyapımızı, teşviklerimizi dengeli yenilikçi sanayiye yönelik politika oluşturacağız. Uluslararası ve bölgesel işbirliklerine açık olacağız. Türkiye’de uyumlu bir topluluk için refahı yayacağız. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri, yoksulluğa karşı, gelir artırıcı, istihdam sağlayıcı, iyi sağlık getirici, eşitsizlikleri azaltıcı, barış, güvenlik, işbirliği ve çevre- biyoçeşitlilik koruyucu hedefleri olan somut bir iştir. İşsizlik ve artan yoksulluk ile kalkınma yapamayız. Endüstride, inovasyon, teknoloji konularında önemli ilerleme kaydedersek sürdürülebilir kalkınmada bir perspektifimiz olur. Aşırı yoksulluk yaşayan bir ülkenin sürdürülebilir kalkınma anlamında doğru ilerleme şansı yoktur. İlerleme, araştırma, geliştirmeye yönelik yatırımlarla ilintilidir. Hedefe gitme anlamında adaptasyon, esneklik, çevre ve biyo çeşitlilik stratejik tasarlamanın konusudur. Kapsayıcı refah, adil sosyal sistemler vizyonumuzun ana parçalarıdır. Değişimi uygulama hırsımız var. Ortak bir vizyonu geliştirmek kapsayıcı bir büyüme anlayışı olacaktır. Eşitsizlikleri azaltmak ve refahı paylaşmak konusunda ortak bir uzlaşma endişeleri ortadan kaldıracaktır. Servet boşlukları, kırılgan yoksulluk gerçeğimiz olamaz. Eğtime ve sağlığa adil erişim konusunda milli bir diyaloğa ihtiyacımız var. Nüfusumuz yaşlanıyor. Daha iyi bir ekonomiyi düşünmeli ve tasarlamalıyız. İnsan sermayemizi yeniden inşa ederken doğayı düşünmeliyiz. Adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınma insan ve tabiat arasındaki uyumun geleceğidir. Türkiye içindeki eşitsizlikler, kırılgan işgücü, düşük gelir grupları, geçinemeyen emekliler, yoksulluk içinde yaşayan herkes, kadınlar, geri kalmış bölgeler, köylüler ve şehirlerde zorlukla ayakta durmaya çalışan herkesim artan pahalılık ile orantısız bir şekilde daha da eşitsizlik önünde fakirleştiler. Yaşam ve geçim koşulları aşırı yoksulluk olan milyonlarca insanımız var. Zirvede servet birikirken, likidite artarken eşitsizliğin getirdiği fakirliği görmeme imkanımız yoktur. Varlık fiyatları artarken sabit gelirlilerin varlıklara ulaşma imkanları kalmadı. Yoksul ve savunmasız bir toplulukla sürdürülebilir kalkınma yapamazsınız. Ekonomik iyileşme evet. Ama önce eşitlik ve refahta, adil paylaşım. Mali bir konsolidasyon toparlanmamız için gerek şart. Ama, bundan ne kast ediyoruz? Bizim önceliğimiz fakirliğe meydan okumadır. Eşitlik, yoksullara daha geniş refahtan pay alma fırsatları sunma adınadır. Yoksa, belli gruplara, güçlü çıkar çevrelerine daha geniş imkanlar sağlama olamaz. Adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınmanın ilk hedefi gıda güvenliği, sağlık ve eğitimdir. İnsanların yaşamlarını ve geçimlerini destekleme ana amaçtır. Yatırım ve büyümeyi sağlama ve teşvik etme insan ihtiyaçları üzerine oturan adil bir amaçtır. Mali duruşu şeffaflık olan, uzun vadeli büyüme ve sürdürülebilirliği, esnek, kapsayıcı ve insan sermayesi üzerinde yükselen çevreci bir anlayıştır.
Türk Ekonomisinin motorunun rahatça çalıştığı, iş ürettiği ve ücretlerin, kamu gelirlerinin arttığı zaman için yatırım odaklı teşvik ve büyüme programı uygulamak devletin de mali disipline uyması anlamını taşır. Yüksek borç ve sınırlı kaynaklarımıza rağmen Türkiye, toparlanma ve ilerleme kabiliyetine sahiptir. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerimiz, kapsayıcılık, eşitsizliğin azaltılması, siyasi ve kurumsal hesap verebilirlik anlamına da gelmektedir. Türkiye, artan eşitsizlikle anca güvencesizlik duygusu yaratabilecek bir ülke olur. Bugün yurt dışına gidişlerin ve ülkeden uzaklaşmaların temel sebebi budur. Sosyal hareketliliğin azaldığı ve gelir eşitsizliğinin nesilden nesile aktarıldığı Türkiye bir fırsat ülkesi olamaz. Halkın ekonomik koşullardan duyduğu yaygın hoşnutsuzluk artarak devam ediyor.. Eşitsizlik ve daletsizlik duygusu da Türkiye’den beyin kaçışını hızlandırmış durumdadır. Bu aynı zamanda toplumsal bir bölünmeye sebep de oldu. Politik yeni milliyetçilik biçimleri, aşırı kutuplaşma ve sert siyasi söylemlerin şiddetlendirdiği çözüm üretmeyen baskıcı erkler, eşitsizlik ve güvensizlik ortamını örtbas etme yolunu kolaycılık olarak tercih etmektedirler. Buradaki zorluk ise ekonomiyi yeniden tasarlamamıza imkan vermemektedir. Oysa değişim için güvensizlikle mücadele etmek, sosyal hareketliliği geliştirmek ve kaynaklara tüm paydaşların erişimini kolaylaştırmak, kamu maliyesinin dağıtım etkisini şeffaf ve adil yeniden değerlendirmek ve toplumun tamamını adil eşitlikçi kucaklamak gerekir. Türkiye orta gelirli hanelerini güçlendirmek durumundadır. Daha iyi bir toplum için. İnsanlarına yatırım yapmak için. Kapsayıcılığı teşvik etmek için. Sosyal sermaye inşa etmek için. Güvensizlikleri aşmak için. Riskleri paylaşmak için. Korkularımızdan kurtulmak için adalet kurumlarımıza olan inancımızı tazelemek için. Temel hizmetlerin, konut, eğitim ve sağlık yaygınlaşması ve eşitsizliğin önüne geçmek için. Bugün emeklilik aylıkları yaşamaya yetmemektedir. İnsanların hayatlarının sonunda daha fazla güvenlik araması elzemdir. Eşitsizliğin her yerde olduğu başarısız ekonomik koşulları kabullenemeyiz. Yoksul ve yoksun, eşitsiz ve fırsatlara ulaşamayan bir Türkiye kabullemeyiz. Siyasi bir iradeye ve mali araçlara ihtiyacımız var. Kamu harcamalarını eşitlikçi harcamalara dönüştüren siyasi aktörler ve hesap verebilir mekanizmalar ile eşitlikçiliği öncelemiş ülke politikaları önceliğimizdir. Kamu maliyesinin dağıtım etkisini yeniden değerlendirmeliyiz. Verimlilik için temel gereklilik bunlardır.
Öğrenmenin iş, aş ve hayat direnci getiren eğitim sistemleri gerçekçidir. Erişilebilir bir sağlık politikası, sağlık sigortasının geniş kapsayıcılığı, tüm paydaşları sistemin içine alan bir güvenlik çemberi olacaktır. Servetin belli ellerde toplanması, refahın yukarı yönlü birikmesi vergi boşlukları ve muafiyetlerle ilgilidir. Servet vergilendirilmelidir. Gelir eşitsizliğinin derin bir sosyal etkisi var. Doğru bir hizalamaya ihtiyaç duyuyoruz. Servetin ve kaynakların değişime karşı direnmesi yerine teknoloji odaklı pazarlar yaratması ve eşitliği güçlendirmesi için stabil gelirlerden sınai üretime yönelmesi teşvik edilmelidir. Artan tüm bu eşitsizlikler, insan sermayemizin potansiyeli altında gelişmesine neden olarak uzun vadeli ekonomik büyümemizi de engellemektedir.
Eşitsizlikle mücadele, Türkiye’nin daha sağlıklı, daha kapsayıcı toplum olmasında vergileri yeniden düzenlemek, sermaye kazançlarını vergilendirmek, doğrudan vergileri artırmak, zenginlere fayda sağlayan boşlukları kapatmak ve vergi yükünü dar gelirliler lehine hafifletmek amacı ile dolaylı vergilerde düşürmelere gitmek gerekir. Sosyal risklerle mücadele ve fırsatlara eşit erişim için gereken yol budur. Toplumsal bir sorumluluğumuz var.
Türkiye’de tüm insanlara adil, hakkaniyetli koşullar ile çalışma ve fırsat sunumu ahlaki, yasal ve ekonomik bir eşit erişim zorunluluğu olmalıdır.
Türk insanının yeteneklerinden yararlanmak rekabet avantajımızı geliştirecektir. Karlı, inovatif şirketler çoğalacak ve çalışan bağlılığı artacaktır. Organizasyon çabalarımızda çeşitlilik, hakkaniyet, kapsayıcılık ile adil olmak sürdürülebilir bir toparlanmayı şekillendirecektir.
Yenilenebilir enerji, güneş ve rüzgâr en düşük maliyetli enerji elde etme fırsatlarını bize sunmaya devam edecektir.
Havacılıkta daha rekabetçi, enerji verimliliği iyileştirmeleri yapılmaktadır.
Hava kirliliğine maruz kalmayacak bir Türkiye’de sağlık harcamalarıda o nisbi oranda azalacaktır. Düşük karbonlu elektrik üretimi gezegenimizde potansiyel enerji üretimi anlamını taşımaktadır. Nakliye işlerimizde, kara, hava ve deniz taşımacılığımızda emisyonlarımızı azaltacak enerji alternatiflerine yöneleceğiz. Türkiye, sivil havacılıkta yükselmektedir. Temiz gökyüzü yarınlarımızın teminatıdır. Havacılık yakıtlarında temiz enerji elde etme, üretme yollarını aramalıyız. Dekarbonizasyon politikamız olarak temiz havacılık yakıtlarını sürdürülebilirlik açısından gelişimini desteklemeliyiz. Yüksek teknolojiye hazırlık yapalım.
Dijitalleşmeyi ve yeniliği hızlandırmalıyız.
Ağır sanayimizin enerji verimliliğini geliştirip , karbon salınımını azaltacağız. Enerji verimliliği ve düşük karbonlu ısıtmaya yatırımlarımız artacaktır. Karbon dışı verimli enerji yatırımları teşvik edilecektir. Sosyal ve ekonomik işlerimizde verimlilik, iklim ve diğer işlerimiz adil, kapsayıcı şekillenerek sürdürülebilir bir toparlanma sürecine girebiliriz. Esnek ve uyumlu yatırım politikalarımız fırsatlarımızın başlangıcı olacaktır. Tarımsal verimliliği sürdürülebilir şekilde artırmak için önce gıda kayıplarını minimize edecek, bitki bazlı diyetlerde dahil olmak üzere transport kayıplarına dek bir dizi iyileştirmeye ihtiyaç duyuyoruz.
Üretken, sürdürülebilir tarım için, iklim değişimine karşı erken uyarı sistemleri kurularak, kuru arazi tarımını iyileştirerek, esnek tarımı metodolojik inovasyon ve teknoloji ile buluşturarak, su kaynaklarını koruma ve kullanmada bilinçlenerek ve tarım yönetiminin daha esnek , hızlı eylem planlarına sahip olması ile mümkün olacaktır. Tarımı, tarımsal sanayinin bir unsuru olarak uyumlu, esnek ve yardımcı olarak görürüz. Yoksulluk ve riskleri azaltıcı olarak tarımsal verimliliğin gelirlerimizi ve gıda güvenliğimizi artıracağını düşünüyoruz.
Ormansızlaştırmanın önüne geçerek, orman varlığımızı artırırsak hava kalitemizin iyileşeceği ve hastalıklara maruz kalmamızın da azalacağı malumdur. Doğal arazimizi, nehirlerimizi ve ormanlarımızı yeniden restore edeceğiz. Sera gazı etkisi azalacaktır.
Sanayinin bir alanı olarak hidrojen üretim kapasitemizi artırmak isteyişimiz ucuz ve temiz enerji elde etmek ve fosil yakıtların çevremize etkisini azaltmak olacaktır. Türkiye’de yatırımların seviyesini artırmak ile tek başına çözüme odaklanmış olmazsınız. Tüm ekonominin bileşimi değişmeli, tutarlı, çevreye duyarlı ve dünyaya satılabilecek farkındalık-karmaşıklık üretim modellemeleri ile üretime ihtiyacınız olacaktır. Tutarlı bir yönetişim ve kararlı bir topluluk sürdürülebilir kalkınmada başarıyı yakalar. Fiyat sinyallerinden etkilenmeyecek güçlü bir üretim ekonomisi yolculuğu gerçekçidir. Kapsamlı bir politika;
Kapsamlı politikamız ne olacak? Amacımızı yeniden tanımlayacağız. Stratejimiz 4.0 Sanayi Devrimi rehberliğinde sürdürülebilir kalkınma. Yopyekün, tüm paydaşlarla birlikte kalkınma. Teknoloji odaklı, inovatif sanayi üretimi ve destekleyici tarım ve hizmet politikalarımız ile değişime yürümeliyiz. Endüstrimizi yeniden şekillendireceğiz. Dünyaya açık, rekabetçi ve ürettiğini satan bir ekonomi. Geleneksel metotlarla ilerleyemeyiz. Büyük bir veri dünyası karşımızda. Yapay zeka organizasyon yapmada etkili olmaya, karar verici anlamında temel ilkeleri yeniden tanımlamaya geliyor. Büyüyen bilgisayar gücü daha fazla bilgi birikimini ve ulaşımını genişletti. Algoritmaların güçlü olacağı otonom, akıllı makineler, etkileşime giren akıllı robotlar karmaşık veriler, spesifik sonuçler ve insan etkileşimi anlamına gelecektir. Yıkacak ve yapacak bir yeni teknoloji devrimi geliyor. Çağımızın en önemli genel amaçlı teknolojisi veri ve yapay zeka yatırımları olacaktır. Hızlı yapay zeka gelişimi, endüstrileri dönüştürüyor.
Dönüşmek bugünden yarınlara, mümkün. Çalışacağız.